bugün

okullar kapanıp yaz mevsiminin başlaması nedeniyle ailem beni izmir'e halamların yanına göndermişti. * annem ve babam beni izmir'e göndereceklerini söylediklerin de içimi gereksiz bir hüzün kaplamıştı. zira henüz 18'ime bile gelmemiştim ve daha önce hiç annem ve babam olmadan başka bir yere gitmemiştim. bu benim için garip bir tecrübe olacağı ta başından belliydi. keza olaylar daha otobüse bindiğim anda gelişmeye başlamıştı. havaların sıcak olması nedeniyle o gün* üzerime her zaman olduğu gibi seksi sayılabilecek kıyafetler giymiştim. bu giyim tarzım otobüsteki bütün hanzo dayıların ve bütün sivilceli ergenlerin dikkatini çoktan çekmişti. koridorda koltuğuma doğru ilerlerken, her geçtiğim erkeğin arkamdan beni süzdüğü ve gözleriyle kalçalarıma baktıklarını anlamak çokta zor değildi. derken oturacağım koltuğa sonunda gelmiştim. her ne kadar yanımdaki koltuk boş olsa da koridorun diğer tarafında ki hanzo bakışlı, tavşan bıyıklı, pis sakallı amca diye tabir edebileceğim kişi hala bana bakıyordu. belki de içinden ne hayaller geçiriyordu. her ne kadar onun bu bakışlarını tasvip etmesem de aslında bu şekilde insanların ilgisini çekmek hoşumada gidiyordu. çok geçmeden yolculuk başlamıştı, içimde garip bir hüzün vardı buruktum belki de. yolculuğun başlamasından 1 saat sonra ikram için gelen muavinin de dikkatini çekmiş olamalıydımki, herkese somurtarak bir şeyler içip içmeyeceğini sorarken, bana geldiğinde sempatik insan moduna girmişti bana bakarken bir yandan da t-shirt'ümün hafif açık kısmından minik göğüslerimi dikizliyordu. kısa bir süre baktı ve kendine gelerek;

+ne arzu edersiniz efendim*
-soğuk ne var?
+kola,meyve suyu vs.
-meyve suyu

istediğimi söyledim. ve çantamdan walkman'imi çıkartıp müzik dinlemeye başlamıştım. ama bir şok yaşıyordum.zira kendi kasetlerim yerine babamın kasetlerini almış olmalıydım. keza walkman'de müslüm gürses batsın bu dünya çalıyordu. zaten melankolinin hakim olduğu bünyem bu ikinci şoku yaşamamalı diyerek, lanetler ve küfürler saydırarak kulaklıklarımı çıkardım. yan tarafımdaki hanzo da hala bana çaktırmadan baksa da onu her bakmaya yeltendiğinde yakalıyordum. sanırım onu cezbeden şey bacaklarımdı. zira o gün oldukça kısa bir şort giymiştim. içimden bir ses onunla biraz oynamam gerektiğini söyledi. ve o pürüzüsüz ince ve naif bacaklarıma doğru baktığında, ellerimi bacaklarıma doğru indirip uzun tırnaklarımı bacaklarımda gezdiriyordum. çok geçmeden hanzo amca çadırı kurmuştu. kendi kendime gülüyor ve eğleniyordum. bu olayı muavinde farketmiş olmalıydı ki. servis yaparken o da seyir ediyordu beni. servis sırası bana geldiğinde. olaylar cereyan etmişti. çünkü muavin yanıma gelmeden çoktan senaryoyu kurmuş olmalıydı ki benim bardağıma meyve suyu doldururken birden bardağı elinden kaydırıp bütün bardağın içindeki meyve suyunu bacaklarıma dökmüştü. birden ne olduğunu şaşırmıştım. muavin de çoktan salağa yatarak çok afadersiniz mavallarına başlamıştı. bütün otobüsün dikkati çoktan bize yönelmişti. muavin hemen hızla uzaklaşmıştı ve geri geldiğinde elinde peçete ile bacaklarımı temizlemek istediğini söylüyordu. bir an çok komik ve çok saçma olduğunu düşünmüştüm. ama daha sonra bunun ilginç bir fantezi olabileceğine karar vermiştim. zaten muavin geri geldiğin de olayın sıcaklığı düşmüş herkes tekrardan camdan dışarıyı izlemeye başlamıştı. ve muavinin teklifini kabul ettim. muavin önce işini gerçekten iyi yapsa da 15 saniye sonra bozuk niyetini ve pis arzularını naif bacaklarımda uygulamaya başlamıştı. bunu yaparken yandaki hanzo da çoktan uyumuştu. ama aslında büyük şöleni de kaçırıyordu. muavinin manikür den bi haber elleri bacaklarımda gezintiye başlamıştı. ellerini yavaş yavaş hareket ettirirken bende gerçekten tahrik olmaya başlamıştım. her geçen saniye ellerini daha da yukarıya doğru ilerletiyordu. çok geçmeden ellerini kasıklarımda hissetmeye başlıyacaktım ki. ön taraftan o lanet olası gözlüklü, muhtemelen 98 kilo ve 39 yaşında olan karı seslendi.

-pardon, bakarmısınız?

muavin bir an irkildi ve kendine geldi.

+tabi

diyerek, bacaklarmın yanından ayrıldı. ve yolculuk boyunca bir daha muavin kendinde bana yaklaşacak cesareti bulamadı.
yolculukta zaten kısa süre sonra bitmişti. ama bu yolculuktan bana arta kalan. biraz hüzün, biraz adrenalin, birazda zevkti.
çok kötü bir olay.
(bkz: zaman kötü kolla götü)
koridor tarafinda oturanlarin ugradigi tacizdir. her gelip gectiginde surter mubarek.
Derdiniz nedir efendim? Amacınız, fantezileriniz nelerdir? Ayıptır. Çok ayıp. Sizin de kızınız, karınız, kardeşiniz var.
muavin az daha devam etseymiş pipicanla başbaşa kalabilirmiş, pürüzsüz bacakların ve can alıcı kasıkların bittiği yerde pipican başlar. bence de tam yerinde seslenmiş yaşlı ve obez teyzemiz..

(bkz: ılık ılık başlık açmak)
şoförün sikmediğine dua etmenizi gerektirecek hadise. evet.
güzel tecrübeydi.
bir alemsin (bkz: harun abi) fantazisidir.
yıl 2004, aylardan 3 aralık, izmir-muğla seferi yapan pamukkale otobüsünde yaşlıca muavinin bayan yolcuya yaptığı tacizdir.

hanzo doğrudan elini kadının malum yerine daldırmış, feryat figandan sonra gecenin karanlığında kaçtı gitti.
tipik harun abi olayıdır.
sen yanlış sayfadasın panpa dedirten başlık.yazının içeriği tam buraya uygun:
http://www.sekshikayeleri.tk/
meyilli bir kızın ilginç hikayesi.
derken kan, ter içinde bir uyandım.

muavin: 'hanımefendi, geldik diyordu.'

muavinin firmadan atılmasıyla sonuçlanabilecek durum.
walkman- kaset
müslüm gürses - batsın bu dünya
ilişkilerinden yola çıkarak yazarın normal bir insan olmadığı kanısına vardım. büyük ihtimalle hayatında değil izmir şehir görmemiş bir kezbanın hayal gücünda erkeklerin ona sarkma olasığını düşünerek bu entry yi girmişitr. olsun ama bazen hayal etmek de iyidir. belki bir gün bu yazdıklarının bir benzeri başına gelebilir. umudunu kaybetme..

- vesselam -
farklı bir fantazi çeşidinin, gerçek hayata hayal ile uyarlanması.
liselileri boşaltan hikayelerdendir. bu tarz hikayeleri okuyup 31 çeken lise 2 tayfası bilirim.

Çok şükür mezun oldum, oh be dünya varmış !
velhasıl ı kelam "aaaay ben çok güzelim de" tarzı sinyal vermenin getirisi olan kadınlık duygularının ışıması olmalı, konumuz.
uzun yol seyahatlerinde seksi şeyler giyip de tek başına yolculuk eden güzel bayana(aslında nefes alsın yeter de) şoför-muavin-yolcu asılmaz ise,
gay olduğu için "ayoool, ben lezbiyen değilim ki" diye düşündüğünden,
ya da peygamberliğinden olmalı ki, peygamberlik son bulmuştur.
yani; asılmamak için ibne olunmalı.

fakat; aynı zamanda şanslı olduğunun farkında olma ma durumu da yansımakta.
istatistiklere +1 tecavüz vakası olarak da yansıma ihtimalini düşünme vakti. yaz geldi. doğayı sev yeşili koru kampanyasında tecavüzler inşaatlardan ormanlık alanlara kaymış durumda.

mikilecek tavuk, horozun önüne durur yaklaşımında bulunulma malı.
değil mi?

olası bir tecavüz sonrası hakim, cezada indirimi iyi hal değil de, tahrik den yapsa kimse bir şey demez.
tekrar yaşanılasıdır.
outdoor hmm muthiş en sevilesi .
güncel Önemli Başlıklar