otobüste hep kıl tiplerin yana oturması

yana oturmak nedir? ben de bilmiyorum ama sen beni anladın.
neyse, eğer arıza insanları mıktanıs gibi çekenlerdeniz siz de, muhakkak bu tiplerle sürekli bi etkileşim içinde olursunuz.
mesela bana hep böyle olur, yanıma hiç güzel kıs oturmuyo:( olayı değil de otobüste örgü ören teyzeye bile razıyken ben, yanıma hep bu adamlar oturuyorlar. bugün yaşadım anlatayım;
otobüse girdiğimde memelerini sıvazlıyordu. asfghlşl, şaka.
neyse, eleman son derece serinkanlılıkla bindi otobüse. tamam, lan hıyar herif otobüse daha nasıl bincek diceksiniz ama öyle böyle bi biniş değil sanırsın pezevenk stargate'ten geçiyor. neyse işte adam elinde krakerle geldi yanıma oturdu. bi elinde krakeri tutarken bi eliyle de böylesine sıcak bi havada giydiği montonun kollarını yüzüme çarptırarak çıkarmaya çalışıyor. elinde de bir kağıt var ve kağıtta ''para 02'' ''naylon'' gibi birbirinden alakasız birsürü şey yazıyor. neyse, o sırada adam cebinden rubik küpünü çıkardı! olm anahtarlık değil adam bildiğin o küp şeyi cebinden çıkardı, başladı küpü çözmeye. sonuç ne mi oldu? adam iki kere çözüp bıraktı o lanet küpü. hatırlarım, bebeliğimde ömrümden ömür almış o şeyi, adam ''geçmişin yalanlar üzerine kurulu scarlet'' dermiş gibi yüzüme vurdu.
işte adamı ilginç yapan da bu. sen o şekil gir mekana, elindeki çubuk krakerinle bu sıcak havada giyip zar zor çıkardığın montunu yüzüme çarp sonra da cebinden çıkardığın rübik küpünü nazire yaparmışcasına bitir. hem de iki kere.
hiç alakasız şeyler ve işte o şeyler benim yanımdaki koltukta oturuyor.
bu da böyle onlarca anımdan biridir.

bu arada bi şey daha dicem '':)'' butonuna basmayı unutma. '':)''

nedendir bilinmez ama su götürmez bir gerçektir, otobüste hep kıl tipler yana oturur, ya da, sen bir kılın yanına oturursun.

"günlerdir uyumamışım, kafayı vermişim fiziğe, evden alel acele erkenden çıkmışım, henüz havaların ne olacağı belli değil o yüzden bir mont geçirmişim, o gün yapmam gerekenleri kısa notlar halinde bir kağıda yazmışımki unutmayayım, zira günlerdir uykusuzum, sarhoş gibiyim. notlar uzun değil, mesela para 02, listemde 2 numarada olan bankadan para çekmek, naylon da fizik deneylerim için kullanacağım petrol ürününü almamı ifade ediyor, kağıt elimde. elbette her zaman ki gibi zaman geçirmek için, cep telefonumla oynayacağıma rubik kübümü yanıma almışım, kahvaltı da yapmadan fırladığım için kraker alıyorum, yolda yerim zaman kaybetmeden. işte bu halde otobüse biniyorum biraz ağır kaldım sanırım uykusuzluktan, otobüste bakıyorum birinin yanında bi yer boş, kıl birine de benzemiyor ama du bakalım. oturuyorum, otobüsün içi sıcak montu çıkarayım derken, yandaki elimdeki kağıdı okumaya çalıştığı için önüme eğildiğinden ne kadar dikkat etsem de mont yüzüne çarpıyor. hayır bi insan başkasının elindekini niye okumaya çalışırki. kıl ya. neyse cebimden her zamanki gibi rubik kübümü çıkarıyorum zira boş boş oturacağıma kafamı çalıştırırım daha iyi. yandaki de bir meraklı, neymiş bu arkadaş ya, sürekli beni inceliyor, sanırsın bir tespit yapacak."

(bkz: latife)