bugün

büyükşehirlerde çok da sorun edilmeyen -ediliyorsa edilmemesi gereken- insandır. zira bir ankaray vagonu 50 kişilik oturağa sahipse sabahları ve akşam iş çıkışı saatlerinde 150-200 kişi binmiyorsa ben adam değilim.
işe geç kalmamak için her yolu dener, önden binemiyor ise orta kapıyı açtırır.
ankara'da ziya gökalp caddesinde bulunan ege mahallesi otobüs durağında, akşam eve dönüş saatlerinde sıkça rastlanan durumdur. e tabi bir de bunun sabahı var hiç sormayın.
ortası boş ilerlesenize kaç saattir bekliyoruz burada sözleriyle eylemine devam eder . Eğer binerse sorun yok ama binemezse tam kapı kapanırken küfürünü söyler içini rahatlatır.
bir sonraki otobüste dolu olacağı için çaresiz insandır, bir otobüse binmeli bu adam yapacak birşey yok.
öyle yaşamayı hakeden insandır. kendisine "büyük baş havyan" muamelesi yapılmasına alışmıştır. onun için sorun değildir. sorsan "e abijim biz de istemiyoruz ama n'apalım hepsi dolu geliyor" diyen insandır. ilk yerel seçimde de "adamlar metrobüs yaptı" diye gider kendisine büyük baş muamelesi yapanlara oy verir. "beni neden böyle bu metrobüslerde üst üste istifliyorlar?" diye sormaz. eskiden metrobüs yoktur, artık vardır... bunlar "otomatik telefonu da türkiye'ye özal getirdi" diyen modellerdir. "akp sayesinde internet gelişti. 2002'de kaç hızla bağlanıyordun, şimdi kaç hızla bağlanıyorsun?" diyen bebe karınca yiyenlerdir. bilim, teknoloji, gelişme, konjonktür nedir bilmez... dır dır ede ede o otobüse binmeye çalışır. fırsatını bulursa da biner. kah öndekine değdirerek, kah arkadakinin uzuvlarını en içlerinde hissederek o yolculuğu yapar; "bana niye sığır gibi davranılıyor?" diye sormaz... kendisine "sığır" diyenlere; "yarabbi şükür" der. bu böyle devam eder...

bakınız bu modellerden burada da bir hayli var. az sonra birileri gelip "akp ile ne alakası var? önceden sanki farklıydı." der... sorunun zaten "farklı olmaması" olduğunu, dünyanın değiştiğini idrak edebilse; zaten sığır olmazdı. o yüzden panik yapmayın. mıyk mıyk edip gider, otobüsüne biner...
Otobüsün içindekiler eğer otobüsün sadece önünün ve ortasının dışında arka tarafınında gittiğinin bilincine varırlarsa dışarıda kalan insanlarda o otobüse binebilirler. Otobüsler hepimizindir, bizler içindir. Ben bindim başkası binmesin, gideceği yere gidemesin veya geç kalsın banane gibi düşünceleri unutup saygılı olmalıyız.
binmesi lazım adam belki uzun süredir bekliyordur ya da acelesi vardır. suç onda değil ki asıl suçlu o durakta duran şoförde 3 5 kuruş daha fazla para kazanıcam diye hem kendi sağlığını tehlikeye atıyor hemde insanlarınkini.
onun gözün de bir kişilik boş yer vardır.
tüm otobüsün nefretle dolu bakışlarına aldırmayan adamdır.
otobüste var olduğu söylenen tek kişilik boşluk aranmaya başlanır bu olayla birlikte. sonuç mu?
(bkz: ton balık)
ileriki durakta
-yhaa hala insan alıyosunuz
diye ağlayacak insanla aynı kişidir.. sikin gitsin.
acil bi yere yetişmesi gereken insan olabilir.
suc ne adamdadir ne de söfördedir. asil sorun otobüs seferlerindedir. sefer sayisi artarsa insanlar biraz daha rahatlayacaktir. ulan bilmem kac milyon nüfuslu bir şehirde yarim saatte bir mi otobüs gecer, sonra böyle olur tabi.
benim gibi para vermeden parazit hayat süren, parası olmayınca boş otobüse binmeyen, uyanık, çevik, akıllı insandır.
otobüs şoförünün hıyarlığıdır. durma arkadaş durakta inecek yoksa. varsa da söyle binemye çalışanlara beklesinler. tek suç şoförde değildir tabi ki, belediyelerdedir aynı zamanda da. saatlere bağlanmamış otobüsler, geç kaldığında ceza verilmeyen şoförler, yeterince otobüsün sık kullanılan güzergahta olmaması gibi organizasyonsuzlukların bir sonucudur bu durum aslında.
mecidiyeköyde çalıştığım zamanlarda mecidiyeköy-edirnekapı hattında halıcıoğlu istasyonunda duran tıka basa dolu metrobüsün arka kapısında 3 arkadaş, ben ve binmeye çalışan x kişisi arasında geçen kısa muhabettir :

(+ ben
- arkadaş no:1
* arkadaş no:2
= arkadaş no:3)

kapı açılır ve x kişisi binmeye çalışır.

+bence olmayacak dayı
-hüeheh
*kapı kapanmayacak

(kapı kapanmaya çalışır ama x kişisi kapıya sıkışır kapı kendiliğinden tekrar açılır)

+demiştim dayı
=dayı bence bi sonrakini bekle

(kapı tekrar kapanmaya çalışır ama yine kapanamaz dayının götü durmadan kapıya sıkışmaktadır)

-hüehüeh
*ıhaıhah
=öheöhöeh
+kıhıehkehkehe

x kişisi (dayı) : en iyisi bi sonrakine bineyim ben

+bencede
*üheüheühe
=öhöehöe
*uhahuah

yani bu insan aynı zamanda inatçıdır.
toplu tasimanin topudur. acilacak bir gedik arar.
binmek zorunda olduğu için şansını zorlayan insan.
hattı söyle dalalım abi..

bu yine bir şey değildir. dışarı soğuk abi üşüsün mü insanlar diye "vicdana" oynayan minibüs şöförlerine ne demeli peki ?

(bkz: asmak lazım kesmek lazım)
kararlılık gerektirir.Araç gelmeden içten içe gaz verilir binicem ne olursa olsun binicem tavanda da gidicem şoför yanı da gidicem denir. Araç gelir, sağ ayak öne atılır sonra gereksiz bir sendelenme yaşanır, kapıyla ayağı tutturayım derken hopp düşmede yaşanabilir biri kolunuzdan tutup da o anda başlayan aşkları saymazsak eğer ayak kapıyla orantılı ya allah diyerekten araca binilir. ezilenin hakkı helal ola.

(bkz: kendimi anlatmıyorum burada söylemem mi lazımdı)
geç kalmayı göze alamayan insandır. çalışanı, öğrencisi biliyordurki geç gitmesi gittiği yerde pek hüsnü kabul görmüyordur.

o da bu yüzden bütün şartları zorluyordur.
"sürtünme" kuvvetiyle hayatını idame ettiren insandır.
acelesi olan ama canı sürtünme kuvvetiyle ve kızgın bakışlarla ısınmak isteyen adamdır kendine dikkat et ey adam.
Bir evvelki durakta otobüsün kapısı zor kapanmıştır. "Son binen zavallı" da kapıyla öndekiler arasında sıkışıp kalmıştır.
Otobüs, bir sonraki durakta yolcu indirmek için durur. Yolcular inerken şoför ön kapıyı açmaz.
Durakta bekleyen ısrarcı yolcu da şoförün kapıyı açması için kapıya vurur.
"son binen zavallı"dan bir cevap gelir:
"Öhhe öhee"*.
güncel Önemli Başlıklar