bugün

her otobüste en az bir adet bulunan teyzelerdir. yaşça büyük değillerdir. hasta değillerdir. ayakta duracak haldedirler. büyük ihtimalle altın gününe gidip, pastaları mideye indirmişlerdir. gidecekleri yer de topu topu 2 3 durak ötededir. ama ısrarla kendilerine yer vermeleri için öğrenci milletine ayar veren bakışlar atmaktadırlar. hatta daha ileriye giderek gençliğin bozulduğunu, edep saygının kalmadığını, onların bu gençler tarafından mı yönetileceklerini sorgulayıp; final haftası ders çalışmaktan hali kalmamamış, harap bitap olan, o otobüse binmek için dakikalarca yürümüş olan öğrencinin edep anlayışına bile dil uzatırlar. sinir bozucu bir durumdur.
nereye giderseniz gidin illaki bu tiplerden bulunur. *. zavallı gençler , her zaman bu teyzelere yer vermek zorunda kalırlar. üstelik teyzeler teşekkür etme nezaketi göstermeden, emrivaki yaparlar.
yalnız yaşayan, gençlik anılarıyla avuntu bulan, gençlerden biraz saygı bekleyen ve kokoş olmayan yaşıtlarından farksız teyzeler.
muhtemelen arkadas gezmesi yahut alışverişden gelen bu insan grubu yüzsüz ve bir o kadarda pişkin bir şekilde genc nüfusun yogunlastıgı bölgelere gidip oflayıp puflamak suretiyle yer istediğini ifade eden kendisine buyrun teyze böyle gelin denildiğinde teyze senin annendir terbiyesiz deyip yerinize oturan sahsına münasır kadın modelidir.
konu ile alakali olarak; (bkz: otobuste bebekli bayana yer vermek) *
Belki de;
Yoğun geçen bir günün ardından bindiği tıklım tıklım otobuste eve giderken, zor bulduğu tek kişilik koltuğa son durağa kadar bir daha kalmayacakmış gibi oturup, o günün ne kadar yoğun geçtiğini, ne kadar iş yaptığını ve ne kadar yorulduğunu düşünürken, otobüse artık yaşını başını almış, yer verilmesi gereken bir hanım teyze bindiğinde, akabinde oturan kişlerden en genç kişinin kendisi olduğunu anlamasıyla, yerinden kalkmamak için, dolayısıyla yerini teyzeye vermemek, aynı zamanda da vicdanını rahat tutmak için; cibiliyetsizin kendince o teyzeyi içinde değerlendirdiği grup.
kadıköy-kartal dolmuşlarında saat 10:00 ile 12:45 arasında bunlara bolca rastlanılmaktadır.*
-....ben senin annen yaşındayım evladım
+bende senin oğlun yaşındayım nolmuş
Yer vermeye mecburmuşum gibi acı acı gözlerimin içine bakar
bende;
-Buyrun teyze oturmazmıydınız?
Ters ters bana bakarak yerime oturur...
insanı uyuma numarası yapmaya zorlayan insanlardır...
pencere kenarına oturup uyuma taklidi yaparak kendilerinden kurtulma şansımızın olduğu kişilerdir.
(yanınızda oturan kişinin söylemi)

-kızım hadi kalkta teyzene yer ver...
-kusura bakmayın ama bu şartlar altında kimseye veremem.
oturan bir teyze bağırır

- Yavrum ayaktaki teyzene yer versene!
+ Özür dilerim onlar arkamdaydı görmedim
- Yok canım bozuldu iyice gençler. Saygısız terbiyesiz seni
# Dolar boşuna fırlamıyo zaten
% Neclanın torunu var böyle aynı aynı
ilerde yaşlanıp otobüse bineceğimiz düşünülürse; bize yer verilmediğinde sinirlenmeyi hak etmek için yer vermek gerekir. ama teyzelerde çok gıcık derseniz haklısınız derim.
istediğiyle kalan teyze modeli.
ilk önce bu insanların beyinlerine "kimse kimseye yer vermek zorunda degildir" tümcesini kazımak gerekir.

şimdi efendim şahsına münasır bu ukala insanlar yer verildigindede sanki -mecburmuşumda vermişim- gibi teşekkür etmeden otururlar.

genelde bu tiplerin yanında 18 yaşlarında behşuş kızları olur.herşeyin normal oldugu bir günde taksimden dönülmekte ve yorgunluk içinde etrafa psikopat gözlerle bakılmaktadır.kahramanımız arka kapıdan binip direk bana gözünü diker ve olaylar gelişir ;

- ee bakıyorsun müsade et biz oturalım * *
+ neden yer vericekmişim mecburmuyum ?
- yok anam babam yok yeni nesilde hiç saygı denen bişey kalmamış * *
+ e be kadın hastamısın yaşlımısın yer verecegim hadi onuda geçtim herşeyin bir adabı vardır bu şekilde yer istenirmi bu yaşa gelmişsin bunları öğrenememişsin
- hede hödö kem küm vıdı bıdı

(bkz: dumur etmenin dayanılmaz hafifligi)
(bkz: laik teyzeler)
kaşı gözü dakikada bir milyon kez oynayan teyzelerdir. radar gibidir maşallah bu teyzeler. güya yaşlıdırlar ama otobüse bindikleri andan itibaren bir atmaca edasıyla nerede genç var tarama yaparlar. * yaptıgı bu tarama gözüne bir genç kestirmesiyle son bulur. kanının son damlasına kadar genci taciz ettikten sonra emeline ulaşır. artık altın gününden dönerken oturacagı bir koltuk vardır, rahat edebilirdir.
son isteği olabilir kırıcı olmamak gerek.
saat 19.00 da beleş otobüse binmek için kuyruk oluşturan ve otobüste başında dikilip masum masum gözünün içine bakan , kalkmayınca da ''aaa ne kadar ayıp'' diyebilen insan türüdür .
içlerinde kimileri vardır bastonuyla tıkır tıkır biner otobüse. Kendince bir köşe bulur sessiz sedasız gider. Böyle halim selim, böyle ihtiyaç sahibi insanlara yer verirsiniz. Siz kalktığınız için üzülüp, mahçup mahçup oturur yerinize. * *
adı üstünde kokoş teyzelerdir, kırmızı rujlu, saçlar fönlü, bakımlı görünüşleriyle otobüse nazlı bi edayla binerler ve önce bi bakınırlar yer varmı diye, sonra piyango kime denk gelirse artık gidip yavrucum yerini verirmisin derler ama pek de sevecen bi ifadeyle söyledikleri söylenemez, akabinde kokoş ifadeyi gören kişi de duymamazlıktan gelir çoğu zaman.
yer verilecekse de vazgeçilmesine neden olan kişilerdir. zira o koltuğu kendilerine hak görmeleri bir yana, yer vermediğiniz için önce sizi gözleriyle yer, sonra 'uff,puff' gibi yakarışlarda bulunur, hemen ardından dayanamayıp 'kızım azcık kalksan da ben otursam, bak kaç yaşındayım bıdı bıdı..' şeklinde konuşmaya başlarlar. sizin kaç saattir derste olduğunuz,kaç saattir ayakta durduğunuz, o gün hasta olduğunuz veya kaç gündür uykusuz sınavlara hazırlandığınız, aslında genelde bu gibi durumlarda yer verdiğiniz onların umrunda değildir, zira tek önemli gerçek onların büyük olmasıdır. böyle bir durumla karşılaşılırsa 'kusura bakmayın, rahatsızım.' denmesi ideal olanıdır ve lakin kişi benim gibi böyle durumlarda mallıyorsa direk yerini vermesiyle sonuçlanır. bu nedenle hiç bu aşamaya getirmeden kulağınıza mp3 çaların kulaklığını takıp, başınızı cama yaslayıp etraftan kendinizi soyutlamak en geçerli çözümdür. allah karşılaştırmasındır efendim. *
yaşadığı en berbat günlerden biriydi... ya birini dövmeli yada dayak yemeli gibiydi rahatlamak için. dışarda yağmur altında bide bu ızdırapla daha fazla kalmak istemedi. durakta bekleyerek ilk gelen otobüse bindi. boş bulduğu bir yere oturdu ve yağmurda hızla hareket eden insanları izlemeye başladı. birkaç durak sonra otobüs tıklım tıklımdı ama o farkında değildi. dışarıyı izliyor ve o gün yaşadıklarını düşünüyordu nerde yanlış yaptığını anlayamıyordu bir türlü. neden böyle şeyle olduğunu bir türlü anlayamıyordu.
tam bu sırada bir teyze omuzundan tutarak:
-yavrum kalkta bana yer ver.
zaten emir cümlesi şeklinde kendine söylenenlere iğrenerek yaklaşan bi insandı ama o anda sadece o gün yaşadıklarını düşünüyordu.
-neden?.. diyebildi sadece
-ama ben hastayım...
birden farkına vardı olayın yinede kıl olmuştu bir kez zaten o böylelerine hep kıl olurdu. içimden gelirse ben yer veririm, ne üstüme geliyosunuz diye düşünürdü hep böyle durumlarda. fazla bekmeden teyzeye:
-belki bende hastayım ne biliyosunuz? genciz diye biz hasta olamaz mıyız yani? sağlam olan içinden gelen yer verir niye insanları böyle rahatsız ediyosunuz? hasta olduğu insanın alnında yazmaz herkes hastalığını unutup acısını azaltmaya çalışır sizin bunu bana hatırlatmaya ne hakkınız var? zaten kendiniz de hasta olsanız bunu bilirsiniz....
sözlerini tamamlayamadı teyze otobüzün arkalarına doğru kaçtı "aaaa üstüme iyiylik sağlık" diyerek.
-hayret bişey ya.. dedi ve yine dışarıya, düşüncelerine döndü.

(bkz: aa bu benim lan)
benim kralına birebir rastladığım olaydır ama hepsi aynı değil. olay ben otobüsle evime giderken inanılmaz yorgunluğun etkisiyle uykuya daldım. sonra uyanır gibi olarak teyzelerin konuşmalarını duydum. ilki dediki şu gençliğe bak bir yaşlıya yer verme istekleri yok. öbürü ise hayret edilecek bir şekilde görmüyormusun çocuk dershaneden çıkmış belli ki yorulmuş diyerek kıyamet alameti olarak adlandırdığım karşı cevap ile beni savundu. yani anafikir olarak hepsi düşüncede değil.
güncel Önemli Başlıklar