bugün

genellikle hepimizin yaptığı nezaket kuralıdır.fakat bazen yapmak isteseniz bile gücünüz olmaz yapamazsınız.bazı durumlarda ise büyükler nezaketi unutmaktadır...
birgün çok eski bir arkadaşımla bindiğim otobüste yaşlı bir teyzenin geldiğini görüp oturmaktan vazgeçtim.ancak teyzenin gözü o kadar dönmüştü ki beni tam da otobüs hareket ederken itti.arkadaşım da bu duruma oldukça sinirlendi.yaklaşık 2 durak böyle birşeyin terbiyesizlik olduğunu söyledi.tam kadın kalkarken arkadaşımın suratına okkalı bir tane vurdu.benim bunu anlatma sebebim şu:acaba ülkemizde gençler mi büyüklerine saygı göstermiyor?yoksa büyükler mi gençlere saygı göstermiyor?andımızı okurken küçüklerimizi korumaktan büyüklerimizi saymaktan bahsederiz.peki büyüklerin bizi koruması için bizi biraz saymaları gerekmez mi?sonuçta hepimiz insanız.o gün bir halı saha maçı sırasında ayağınız burkulmuş olabilir.o yaşlı teyze gelip buraya ben oturacağım dese sizce siz mi saygısız olursunuz yoksa o yaşlı teyze mi?
(bkz: otobüste yer ver die insanın gözünün içine bakan vatandaş modeli)
kaba et - vicdan kavgasıdır.
uludag üniversitesinde hangi duraktan binerseniz binin sonunda mutlaka yaşayacağınız durumdur.kampüsten çıkışta son durak hastenedir ve o durakta her zaman bütün koltukları dolduracak kadar yaşlı yolcu mutlaka bekler.eğer o durağı atlatabilirseniz artık rahat bir nefes alabilirsiniz
yaşlı teyzelerin okulda**öğretildiğini sandıkları eylemdir.
hasta da olsan , sakatta olasan eğer genç isen yapmak zorunda olduğun düşünülen ulu bir görevdir . ayrıca kimse yer vermez fakat sen vermezsen herkes sana söylenir .
(bkz: buyur amca sen ver bi kerede yer)
bunun yer verdikten sonra oturmamak için ısrar eden nine/dede leri vardır.

-yok yavrum otur sen. ben iyiym böle
-olurmu teyzecim buyrun geçin

siz o sırada ayağa çoktan kalkmışsınızdır fakat teyze hala direnmektedir. bu saatten sonra geri otursan bile o yol sana batacaktır. bir yandan da herkesin size baktığını bilmektesinizdir ve bir an önce tezyeyi yerinize oturtup görevi başarı ile tamamlamak istersiniz.

-lütfen teyzecim zaten az sonra ineceğim
-hee öylemi evladım iyi o zaman oturayım bari

görev başarı ile tamamlanmıştır. içinizde sevgi pıtırcıkları oluşmuştur. çiçekler böcekler vesaire.
genelde yaşlılar bindikleri otobüsten bir durak sonra inen insanlardır. tüm gün aşırı yorulmuş bi şekilde otobüse biner bi de yer bulduğunuza sevinirsiniz. sonra bi yaşlı gelir ona yer verirsiniz. o da sizin yerinize oturur. bir durak sonra iner siz de sevinip tekrar oturursunuz. ama diğer durakta tekrar bi yaşlı gelir siz tekrar yer verirsiniz bir durak sonra iner ve siz tekrar kalktığınız yere oturursunuz. ama ertesi gün bunun böyle gideceğini bildiğinizden boş yerlere oturmazsınız. şimdi de oturan yaşlılar "oğlum otursana yer var bak" diye karışır laf atar.
otobüse yaşlı biri bindiğinde o yaşlı ile göz göze gelmez camdan dışarı bakmaya devam edersen sorun yok eğer göz göze geldiysen mecburi yapman gereken durumdur.
istanbul'da yaşıyorsanız, oturmak için ilk durağı yürümeyi göze almışsanız, tüm gece uyumamış ders çalışmış * iseniz hiç gerek yoktur bu tarz bi nezakete. kapayın gözlerinizi bakmayın şası alayı gelse kaldıramaz kimse sizin gibi yoldaşı. *
mahalle baskısı burda da zuhur eder bünyeye-gerçi otobüs baskısı demek daha yerinde olur-.sanki herkesin gözü sizin üstünüzdeymiş gibi gelir.çevreyi coğrafyayı seyre dalarsınız lakin genede olmaz ve kalkarsınız.tek temenni durağa az km kalmasıdır.
bir işletmede müşteri daima nasıl haklıysa yaşlılarda(büyüklerimizde)daima haklıdır.1 otobüs yolculuğu nerde olunursa olunsun semt, şehir, köy, vs.. yaklaşık en fazla 1 saat ile 1.5 saat arasında sürmektedir. götünüzü bu kadar şımartılmaya ve illaki bir yerlere kondurulmaya ihtiyacı yoktur. yeri geldiğinde bizler bile, otobüsün yorgunluk verdiğinden şikayet edebiliyorsak, otobüsün sert freninde, ayakta durmakta zorlandığımızı düşünürsek, onların vucüdunun güçsüzlüğünü göz önünde bulundurmalı ve onları anlamayı o yaşa gelene dek ertelememeliyiz. bencilliğimizi bi yana bırakıp, tereddütsüz yer verilmeli diye düşünüyorum.
nasihatvari bir uslup ve okurken burun kıvıranların çoğunlukta olacağını bile bile yazıyorum.ne + nede - kaygım var.ama yukarda benden önce ki birçok yorumu okuyunca gerçekten canım sıkıldı.

kısacası otobüste büyüklere yer vermek vicdani bir görevdir.vermek istemeyende keyfine düşkün bencil eşekoğlu eşektir.
cok luzumsuz eylemdir efendim. otobuste sadece guzel kizlara yer verilmelidir, aksi takdirde isittiginiz yeri terketmenin hic manasi yoktur.
ilkokul öğretmeninin "çocuklar otobüste büyüklerinize yer verin" öğüdünü alınca, bindiğin ilk otobüste yer verecek büyük ararsın.

orta yaşlı olup ayakta duran bir amca ilişir gözüne. derin nefesler alıp vermektedir. gömleğinin yakasını hafif açmıştır, yavaştan kırlaşan göğüs kıllarını, horozun renkli tüyleri ile tavuğa çaka satması stilinde arz-ı endam eylemektedir. az ilerde duran duran genc hatuna, ne olduğunu büyüyünce anlayacağın klark gable bakışları savurmaktadır.

ne de olsa büyüktür deyip ayağa kalkarsın, amca buyrun oturun dersin, ama amca, "lan ben moruk muyum fırlama?" refleksi ile senin omuzundan tutup otobüs koltuğuna bastırır, yer vermene ızin vermez. ama nokta atışı yaptığı hatun kahkahayı patlatmıştır bile.

o zaman kesitinde amca bitmiştir... belediye buldozerleri tarafından gecekondusu yıkılan insanın hıçkırıkları düğümlenir boğazına.

eğitim şart.
yer verdiğiniz amcanın, verdiğiniz yeri güzel ve genç bir kıza verdiğini gördükten sonra bir süre yapamadığınız eylem.