bugün

otobüslerde yaşanan ve insanı hayretler içinde bırakan olaylardır.
bizzat yaşanmıştır.ocak ayında şehirlerarası yolculuk yapılmaktadır.otobüsün bolu dağına gelmeden önce bozulması.en yakın dinlenme tesislerine varılması.orada eski püskü bir 304 bulunması yolculuğa bu otobüsle devam edilmesi.ayrıca otobüsleri değiştirirken bozulan otobüsün bagajından kabak,ceviz,lahana vb. çıkarak insanı şoka girmesi.
hede höde ilinden bursaya yoculuk yapılmakta.önde oturan yaşlı bir teyze 15-20 dk. arayla ''şöfer uyuyor şimdi kaza yapacağız'' diye bağırıyor.yolculukta gece yapılmakta.o sıra herkes uyuyor.bu bağırtıyla herkes korku içinde uyanıyor.neyse yaşlı teyzemiz ankara da indi.ama inerken bombayı patlattı.ben bu yolculuğun sonunu akşam haberlerden öğrenirim diyerek herkesi dumura uğratmıştır.
mola süresi bittikten ve yolculuğa kaldığı yerden devam edildikten kısa süre sonra çok fena çişinizin gelmesi, bu durumla birlikte gelişen olaylar. * * * *
nonestop bursa - ankara otobüsünde yanımda oturan şahsın "siz de mi ankara 'ya gidiyorsunuz" sorusudur. Elimde benzin olsa şahsın üzerinde çekinmeden dökebileceğimi ve onu yakabileceğimi gösterir.
yolcuya tanıdık muamelesi yapılıp şoförün hemen arkasında yer alan makam koltuğu verilir. inegöl'ü geçtikten sonra ıvır zıvır servisi başlar. yolcu kişisi her zaman adeti olduğu üzere çay ister ama takdir-i ilahi işte birden vazgeçer ve gazoz ister. yolcumuz plastik bardağını bardak yuvasına koyacaktır ki, malum yola yapılan neredeyse duvar ebatındaki kasisten atlanması sebebiyle bardak şoför amcamızın kafasına düşer!!!
sayın yolcu, ya sıcak çay içseydim rahatlaması ile koltuğun altına saklanırken, yılların şoförü amcamız hiç istifini bozmadan bir faciayı önlemiştir.
+x yolcu: pardon şöför bey, yanımda bilet yok. acaba şimdi binsem bir sonraki durakta alsam olur mu?
-şöför: (belki diğer yolcularda fazla bilet vardır manasında) yolculara sor.
+x yolcu: (kendini acındırır bir ifadeyle) sayın yolcular, biletim yokta... acaba şimdi binsem, bir sonraki durakta bilet alsam olur mu???
*tüm otobüs ahalisi: ????!!!!... ppphhuhahahahahahahahaha!!!!
kalabalık bir halk otobüsünde bir kız arkadaşımız demire tutunan şahsı erkek arkadaşı ile karıştırıp bir amcanın elini ısırmıştır.olayı farkeden kız ve eleman ilk durakta otobusten aşağı atlamışlardır.
yanımda duran teyzenin oglum ben gelinime gidiyorum gelince bana haber ver oldumu deyip bütün otobüsü bana güldürmesi olayı.
halk otobüsünde binen yaslı teyzenin ona yer vermek istiyen kıza otur otur bu yer versin diye beni göstermesi.benimde hıyar gibi kalkıp yer vermem
46 numerolu otobüs içerisinde yolculuk sürdürülürken binen 3-4 tane teyzenin birbirlerini tanımamasına rağmen otobüsü altın günü mekanına çevirmesi.onun eltisi bunun kaynı şunun görümcesi derken yolculuğun bitmesi.teyzelerin haftaya 48 numarada görüşmek üzere ayrılması.* * *
durmakta olan ve nezaman kalkacağı meçhul otobüse binen bayanın başına gelen
bayan:şoför bey ne zaman kalkar?
şoför:okşayınca kalkar anam
bayan:hönk
93 numara ile her sabah olduğu gibi okula gidilmektedir. ilk binenlerden* olunduğu için en arkadan bir paşa koltuğu bulunur ve rahatça okula gidileceği düşünülür. derken otobüs küçük sanayi civarı teklemeye başlar. herkesin aklına bir arıza olduğu gelmiştir. ancak işin aslı otobüsün benzini bittiğidir. evet, içinde neredeyse hareket etmenin bile mümkün olmayacağı kadar kalabalık otobüsün mazotu bitmiştir.

neyse efendim, şöfer amca hiç istifini bozmaz. sanki otobüsle değil de arabasıyla yolda kalmış gibi, alır 2,5'luk kola şişesini en yakın istasyondan sallana sallana mazotu alır, gelir. mazotu doldurulur ve herkes rahatlamıştır. ancak eziyet henüz bitmemiştir. çünkü bu sefer de otobüs çalışmaz bir türlü. şöfer amca otobüsü bu şekilde çalıştıramayacağını anlayınca otobüste gözüne kestirdiği erkekleri aşağı çağırır ve şöyle der:

"bi zahmet bi itiverelim şunu be"

o güne dek otomobillerin itilerek* çalıştırıldığını gören denizci cakabey, o gün hayatında ilk defa otobüs iten safın içinde yerini alır ve *hayvan gibi otobüsü iterek çalıştırırlar.

denizci cakabey derse girdiğinde hocasının "ben geç kalmıyorum da siz neden geç kalıyorsunuz" sözüne aldırmaz bugün de yeni birşey öğrendik der ve hayatına devam eder.
otobusun bir motosikletliye çarpıp hemen arkanızdaki kadının "ayyyyyyyyy adamı ezdiiii" diye bağırması sonucu camdan aşağı baktığınızda bir cesedi tam altınızda görmek * * *
2 gün önce yaşadığım olaydır. otobüste giderken otobüse orta yaşlarda birkaç iett şöförü biner ve bağıra bağıra konuşurlar, şakalaşırlar. birbirlerine el hareketleri el şakaları yaparlar ve bu arada otobüs tıklım tıklım doludur.*
aniden otobüsün bozulması ve 1 km yürümek zorunda kalmak.
otobüste bir teyzenin yanına bir amca oturmuştu. amca gelene kadar teyze gayet iyiydi. fakat amca yanına oturduktan birkaç dakika sonra, teyze bu duruma niye sinir olduysa bilmiyorum "ay ben fena oluyorum çok sıkıldım" demeye başladı. amcaya en sonunda bir yer buldukta kadın kendine geldi.
tacize uğramış teyzenin, yanında oturan adamın kafasına şemsiyeyle yüz milyon kere ve cırlayarak vurması*..
istanbul garibi ben, iETT otobüslerinin birine dayımın oğluyla bindim. istanbul'a birkaç günlüğüne gitmeme rağmen çok bilmişliğim üzerimdeydi*. otobüsten inmemiz gerektiği işaretini alınca kalabalık arasından ayağa kalktım ve kapıya doğru yürüdüm. durağa yaklaşmıştık iyice. kapının üstündeki kırmızı renkli butona basıp duruyordum. "duracak lambası" ise hala yanmıyordu. kuzenim kıkır kıkır gülerek yanıma geldi ve kapının dibindeki kolun üzerinde bulunan düğmeye bastı. lamba yandı. indik. sonra... ne bileyim. böyle bir boyut değiştirme... böyle... bir ikilem... o günden sonra kendimi metafiziğe verdim.
bir kaç gün önce belediye otobüsünde seyrederken otobüse orta yaşlı bir kadın ile elinde sıkıca tuttuğu garip görünüşlü takriben 15 yaşlarında oldukça kilolu bir kız çocuğu bindi. ben en önde oturuyordum. yanım boştu. kız bir anda yanıma oturdu. annesi kıza orda oturma sesiz dur şeklinde sürekli komutlar veriyordu. ben durumu anlayamadan, otobüs hareket edince kız çığlığı bastı. ben de dahil bütün otobüs dumur oldu. şoför nerdeyse kontrolünü kaybedecekti. ama öyle böyle bir çığlık değil tam manyakça birşey...1 km öteden duyulur. duyduğun anda da birinin gırlağı kesiyorlar dersin. neyse...böyle bir iki üç kız otobüs hızlandıkça kız çığlı basıyor ve garip hareketler yapıyor. sonra otobüs şoförü de sinirlendi. annesi kızı alıp sessizce otobüsün arkasında ki boş koltuğa gönderdi. tam yanımdan kalkarken anladım kızın doğuştan spastik* olduğunu...bir daha ses gelmedi.demek ki kızın tepkisi önde oturduğu için hızlıca önünde akan yola imiş.
yaşlı bir amca, uzun saçlı bir gence:
-kızım düğmeye basar mısın?
genç:
-ben kız değilim amca
amca:
-evladım nerden bileyim ben senin kadın olduğunu?*
kız, arkadaşı, bir de kızın yanında * yaşlı ama yırtık bir teyze. *
kız:ya çok pis nezle olmuşum.
arkadaş:hadii yaa..
teyze: alerjidir alerji
kız: hönk!!yok aslında alerji değil yaz nezlesi. *
kız: aa bu bayraklar niye asılı ki burda . galatasaray şampiyon oldu daha çok fenerbahçe bayrakları asılı * *
arkadaş: ya onlar kendilerini kesin şampiyon sanıyorlardı hah.
teyze: bizim sizin gibi haluk ulusoy abimiz yok
kız ve arkadaş :*
ondeki adam horul horul horlamaktadir,yandaki cocuk cistak cistak club havasi yaratmistir ve otobus pis kokmaktadir * * glosoli'nin fevri donmustur,

gl-yuh abi bu ne ya..ulan cehenneme mi gidiyoruz eve mi be
muavin-biraz dayanin az kaldi
gl-ne demek dayan uyandir su adami kafamin icine zicti kac saattir.lan sende kis sunun sesini
muavin-sakin ol arkadasim
gl-ulan acarim kapiyi atarim seni asagi
muavin-tamam uyaricam hepsini simdi

akabinde mis kokulu sessiz bir otobus yaratilmistir.
yine bir 93 vakası. otobüse buski durağından bindim, saat 14:40 civarı. şöförümüz bir eli dışarıda, diğeri direksiyonda içinde yaklaşık 50 kişi olan otobüsümüzü kullanmakta. bu arada otobüste öğrencilerin konuşmasından saat 15:00'daki istanbul otobüsüne yetişecek arkadaşlar olduğunu duydu. ön tarafta oturan arkadaşlara şakayla karışık "kimse inmesin de arkadaşları saat 3'e yetiştirelim" dedi. öndeki kızlardan biri de ciddiye alıp "aa olur mu öyle, bizim inmemiz lazım real'de" dedi. şöför aynadan kıza baktı ve cevabını verdi:

bi biskrem versem *
(bkz: otobüste pogo yapmak) *
Otobüsün tıka basa dolu olduğu bi gündü.öyle ki, şofor araya yolcular girdiği için sağdaki aynayı göremiyodu.Ordaki kızlar'ya kusura bakmayın, aynanın önüne geçtik ama görebiliyo musunuz bari?' diye sorduğunda soforun cevabı beni dumur etmişti. 'ben zaten yakışıklıyım, aynaya gerek yok!'