bugün

direksiyon elinde olunca otobüsü kendinin sanarak bağıra çağıra ayaktakileri azarlamasıdır. otobüs dolu da olsa ilerleyecek bir yer, bir insanın sığacağı ufacık bir boşluk olduğuna inanır. sesine aynı ses tonuyla cevap gelirse ancak susar.
hiç bitmeyen bir kavramdır.
+ ewet arkaya doğru ilerleyelim arkadaşlar arkası boş (aslında tıka basadır.)
- nereye ilerleyelim kaptan yermi kaldı. daha fazla yolcu alma. (sonraki durağa gelinir.)
+ yine bir sürü yolcu alır.
- kaptan kapı dümesi varya
+ eeeeee.
- işte o sana girsin. demek lazım ve inmek lazım.
ince bir mesaj vardır aslında, ikibinli yıllarda bile karayolu ile ulaşımını sağlamaya çalışan halka bir telkindir.

zira şoför amca, gençliğe, Mustafa Kemal in öğütünü yinelemektedir; <ilerleyin> demektedir.
otobüsün içinde ilerlemek aslında, ilerlemek değildir.
(bkz: sinan sağıroğlu)
(bkz: ilerleyin yav artık)
ideolojik bi kavram değildir. öyle ilerleyelim gelişelim anlamında değil de daha çok günlük kullanılan "abicim salon boş ilerle biraz daha" tarzında telkinlerdir.
genellikle bu görevi muavinlerin üstlendiği hededir.

"ortalarda yığılmayın, arkaya ilerleyin."
"arkada yer var ilerleyin hadi"

şeklinde söylenerek insanları istif olmaya mecbur bırakır.
daha fazla sıkışın anlamındadır. yoksa ilerleneceği falan yoktur. otobüs hınca hınç dolu olmadan 'ilerleyin' demesine gerek klamaz zaten şöförün. halk doğduğu an güdülenmiştir çoktan otobüste ilerlemeye.
otobüste bulunan 3 cm²'lik yeri bile doldurma çabası ile sürekli ilerleyin diye çemkirmesi. bir üst modeli yangın alarmı tuşuna basıp "zil ile ikaz" yönetmini kullanırlar. zile basınca kalabalığın ne şekilde ilerlemesini bekliyor bilmiyorum ama yapıyor adam.
genellikle "evet arkalar boş" cümlesiyle başlayan hede. Bu boşlukları sadece ve sadece otobüs şöförleri görebilir yılların verdiği tecrübe sonunda onları "master" seviyesine ulaştırmıştır. en ufak boşluğu yola bakarken bile hissedebilir.

(bkz: Do not underestimate the power of the dark side)
dur noktası olmayan kavramdır.
aynadan görülen boşluğu doldurma çabasıdır.
çağdaş medeniyetler seviyesine ne kadar "ilerlesek" de bitmeyecek bir kavramdır. hele körüklü otobüslerde iyice kendini gösterir. bazen yeterince ilerleme olmadığında şoför otobüsü sağa çekip ayağa kalkarak insanlara ilerlemeleri konusunda ikaz eder, bazen azarlar.
(bkz: terakkiperver halk otobüsü muavini)
sen gel ilerle de görelim diye cevap verilmesi muhtemel tipik şoför kavramı.
yolcunun ön kapıdan binip arka kapıdan inmesine sebebiyet verecek, şoförün, otobüsün doymak bilmeyen egosunu tatmin etme kavramı.
özellikle halk otobüsü muavinlerinin bir kolunu açık küçük camdan çıkartıp, kendisi de para bankosunun üstündeyken yolculara sesleniş şekli ile son bulan eylem. genelde şöyle gelişir.

şoför - söyle ilerlesinler bak yolcu kaldı dışarda.
muavin- arkalar bomboş arkaya doğru ilerleyelim görüyorum orda iki götlük daha yer var kardeşim.

edit: birde bizzat şahit olduğum yüz yılın en artist otobüs şoförünün ağzından:

- ortalar, arkaya doğru ilerleyelim canım.
izmir şehrindeki 525 otobüsünde işlemesi zor olan kavram.
sonsuz sıkıştırma kavramıdır. Onun gözünde arkada hep yer vardır.