bugün

(bkz: öyle bir geçer zaman ki) dizisinde osmanın derin derin baktığı zamanda gelecekteki osmanın seslendirdiği iç sestir.
ali rıza bey in iç sesi kadar etkili değildir.*
--spoiler--
ben masal gibiydim. bir vardım, bir yoktum. çünkü çocuktum. büyükler beni görmek isterlerse var olurdum, görmek istemezlerse yok. ama yanılıyorlardı, ben hep vardım. en çokta beni yok sandıkları zamanlarda vardım. hepsi birbirlerini birbirlerine gördükleri kadar biliyorlar, tanıyorlardı. oysa benim yanımda bütün maskeleri düşüyordu. çünkü ben çocuktum yoktum. onları en gerçek halleriyle çizdim aklımın defterine, ben büyüdükçe onlar masal oldu içimde.
--spoiler--
--spoiler--
osmanın iç sesi : insanın içinde saklanan o korkunç hayvanlar.
o akşam ilk defa kendi ailemle tanıştım.
yuvalarından fırlamış gözleri, öfke içinde uzayan boyunları, şişen damarları ilk defa o zaman gördüm.
gırtlak parçalayan ürpertici haykırışları ilk o zaman işittim.
bu son olmadı tabi...
benzer manzaralarla daha sonrada karşılaştım.
büyüdükçe insan alışıyor..
belkide büyümek diye bu alışmaya diyorlar.
ne zaman bağıran, ağlayan, haykıran öfkeli insan görsem
bu hayvanla ilk defa karşılaştığım andaki dehşeti, tedirginliği hatırlıyorum.
belkide belkide bu yüzden iyi yanıp hep çocuk, suçlu kaldı.

osman : babam yine gitti.
--spoiler--
osmanın büyüdüğünde edebiyatla çok ilişkili olduğunu gösteren sestir...
zaten küçükken de durmadan masal kitabı okutturuyordu ablasına...
adam olacak çocuk...
--spoiler--
babam... kim bilir kaçıncı kere dönüyordu seferden.
annem babamın her dönüşünü yeni bir başlangıca çevirmek için hep yeni bir umutla hazırlanırdı.
misafir tabaklarını çıkarması annemin bütün aileye yaptığı barış çağrısıydı kendisi önceden yaşanmış bütün kavgaları, kırgınlıkları unutmak herkesinde unutmasını isterdi.
bu defa da aynı şeyi yapıyordu.
ama babamın bu gelişi ailemizi fırtınalı denizlere sürükleyecek maceranın başlangıcıymış.
adım osman o zamanlar 6 yaşındaydım.
--spoiler--
senaristlerin seyircilere aktarmak istediklerini,
zavallı çocuğa, ağzını açtırtmadan söyletme eylemidir.
Osmanın değil, senaristin iç sesi o, (valla).
--spoiler--
insanlarla göz göze gelmekten kaçınırım,
saklarım bakışlarımı.
bazen yakalanırım.
bazen üzerimde bakışlar yakalarım.
çekingenliğimden sanarlar..
evet.. çekingenliğimden.
çünkü gözlerde yakaladığım ve yüze vuramadığım her yalan benide yalancı yapar.
bunu bilipte bir insanla göz göze kalmak kolay mı ?
bir kedinin, bir köpeğin göz bebeklerine bakarım.
onlar gözlerini asla kaçırmazlar.
çünkü onlar ne yalan söylerler ne de yalan saklarlar.
--spoiler--
--spoiler--
bir gün masanın üzerinde duran bir sineğin üzerine ters çevirdiğim bir su bardağını kapatmıştım.
bardağa hapsolmuş sineğin uzun uzun çırpınışlarını seyrettim.
anneme baktığımda o sineği hatırladım.
kendimi o sineğin yerine koydum.
ürperdim.
büyük korku ve pişmanlık sardı içimi.
annemin çaresizliğini taaa yüreğimde hissettim.
--spoiler--
güncel Önemli Başlıklar