bugün

Yazarların gorüşleri maddeler halinde.
1.fetihler basarili ve kalicilik hedeflenmis fakat kimse ne muslumanlastirilmis nede turklestirilmis ve milliyetcilik akim lari en buyuk darbeyi vurmuş.

2. Halifeligi almasina ragmen hic bunu kullanma geregi duymamis

3.bazi teknolojik devrimleri takip etmemiş.
kafir sabetayist gavur yahudileri bünyesinde kabul etmek.
bugün özellikle ege ve trakya bölgesi' nde bulunmaktalar.
öbür dünya' da cayır cayır yanacaksınız!
kafirler...
yeniçeri ocağına dizginleri kaptırması en büyük hatasıdır.

güç üç argümanla ifade edilir.

-ordu
-yargı
-bürokrasi

hepsi yeniçerilerde toplanırsa tabiki istedikleri an padişah değiştirir,

sarayda kadın kovalayarak ölen adamlara devleti teslim ederler.

etmişlerdir.
ah be atam yavuz mısıra gitmeyecektin gidip de maturidi inancını eşari yapmayacaktın be.
ırkçılıktır. ve araplarla yan yana olmaktır.
(bkz: teknoloji)

gerçi türkiye de aynı şekilde devam.
ukrayna'ya kamu yararına genel harem kurmamak.
ruslara bulaşmayacaktı. (bkz: hürrem)
sömürge sistemi kullanmaması ve yönetemeyeceği kadar toprağa sahip olması.
en başta gücüne fazla güvenip düşmanı küçümsemek.

özünü unutup yüzünü batıya dönüp,onlardan medet ummak.
birinci dünya savaşına girmek en büyük olanıdır.
asimile olacaklarına inandıkları yabancı köleleri üst makamlara çıkarmaları,evlenmeleri ve uçkurlarına fazlaca düşkün padişahlar.
müslüman olmasıdır.
Batıya münevver zihniyeti ile değil taklitçi gözüyle bakmalarıdır.

(bkz: 26113301)
Kanımca 1. dünya savaşına girmesi en büyük hatası değildir, birinci dünya savaşına girmesi asırlardır süre gelen hataların dolaylı dolaysız bir toplamı ve neticesidir.

Savaşa girmese dahi, batıda artık iyice yol almış milliyetçilik akımlarından kaçamayacaktı. Balkanlar zaten gitmişti, Araplar da eninde sonunda kendi başlarının çaresine bakmak isteyecekler ve bu uğurda Fransız veya ingilizlerle işbirliği yapmaktan yine çekinmeyeceklerdi. Bana kalırsa 1. dünya savaşı, çok daha sancılı geçebilecek bir parçalanma sürecini kısa süreli bir şokla sona erdirmemizi sağladı; savaş olmasa, ülke işgal edilmese, kurtuluş savaşı ve TC ortaya çıkmayacaktı, ama gittikçe kemirilen imparatorluk, Osmanlı devleti diye küçücük bir toprak parçası üzerinde can çekişip en nihayetinde tamamen ortadan kalkabilecekti. O yüzden sanki 1. Dünya Savaşı hayırlı bile olmuş olabilir. Hiç olmazsa Anadolu'yu bir bütün olarak kurtardık.

Asıl sorun asırlar öncesinde hatta taa Kanuni dönemlerine kadar uzanabilecek cehalet, bilim sanat ve akıldan uzaklaşma, dogmatizme teslim olma, saltanat ve halifeliğin hanedanın halk üzerindeki gücünü kullanabilecekleri birer boş kurum haline gelmiş olmasına uzanır. Ama en büyük hatayı, dogmatizme ve cehalete teslim olmak olarak görüyorum.

Tıpkı kuruluşundan 100 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin yaptığı gibi.
kürtleri anadolu'ya alması.
(bkz: #26576316)
FETH ETTiĞi YERDEKi HALKIN YAŞAMASINA iZiN VERMESiDiR.
Türklük bilincinin kaybolması
Azınlıklar üzerinde otorite kuramama
teknojik gelismelere kayıtsız kalınması.
(bkz: kafes sistemi)
makyavel'in prens kitabını okumamaları. Hadi ı. selimi de geçiyorum suleiman the magnifent okuyabilirdi. çok doğru olaylara değinilmiştir. makyavelizmi uygulayan bir osmanlı olsaydı, şuan mısırı, levantı, irani, azerbaycanı, kıbrısı alayı bizimdi amk.

çünkü sikerek aldın ve sikmeye devam ettin.
eğitime önem vermemesi dolayısıyla bilime de önem verememesi.
Kari kız mevzulari tabi ki.
Abartmışlar tabi biraz.
taaa ebesinin şeyine kadar topraklarını genişletmeyecekti.
anadolu elinde zaten, batıda al balkanları ve yunanistanı, güneyde suriye ırak tamam.
sanayi devrimini ıskalamış olmasıdır. kendini dünyanın merkezi sanarak, hiçbir şeyin daha güçlü olamayacağını düşünmesidir.
düşmez kalkmaz bir allah atasözünden gerekli dersleri çıkartarak süper güçlüğünü ayakta tutacak; başta sanayi olmak üzere devrimleri yapmamasıdır.
başkalarının yaptığını işgal, kendi yaptığını fetih görmesidir.
devlet yönetiminde kadınların el altından çok söz sahibi olmalarıdır.
devlet bekası için kardeşlerini çocuk yaşta katlederken dökülen gözyaşlarıdır.
belki bir cümleyle olacakları kader diye tanımlayarak işin içinden çıkabileceğini sanmasıdır.