bugün

eğitim sisteminin getireceği yeniliklerden biri.

--spoiler--
Başbakan Tayyip Erdoğan;Cumhurbaşkanlığı eğitim yasasını onayladı. 17 milyonun öğrencinin ailesi uygulamanın önümüzdeki döneme yetişip yetişmeyeceğini merak ediyor. Yetişir mi; sorusuna da;Hiç endişeniz olmasın bütün planlarımız yetişecek şekilde yapılıyor. Hiçbir sıkıntıya mahal bırakmadan ufak tefek bazı hususlar dışında tereyağından kıl çeker gibi yoluna girecek. Bunlar bizim için alt yapısı olan konula. Türkiye bu konuda kendini aşmıştır. iki yıl sonra daha iyi oturmuş olacak. ilerledikçe olgulaşacak. Osmanlıca ve Kürtçe seçmeli ders olarak seçilebilecek. Detaylarını arkadaşlarımız açıklayacaklar; cevabını verdi.
--spoiler--
dedelerinin mezar tasini okuyamayan bir nesil kabul edilemez kesinlikle destek veriyorum.
çok çok geç kalınmış uygulama. fransızca, almanca, ingilizce lise eğitimi yapılan memleketimde kendi tarihime ait bir dili öğrenememek ne acıdır.
osmanlıca türk dilini yazarken latin alfabesi yerine arap alfabesinin kullanılmasından başka bir şey değildir.
günümüzün şeyh'ül muharrirîn'inden geliyor:

"Türkiye Cumhuriyeti muhteşem bir çelişkiye imza attı: Osmanlıca yasaktı ama okullarda Osmanlı edebiyatı öğretiliyordu! Geçmişi silmişlerdi ama pek o kadar da silememişlerdi.
Yaaa, bunu hiç düşünmemiştiniz değil mi? "Eski yazı" şiddetle yasaktı, kullandığı görülen kodese tıkılıyordu.
Ama okulda çocuk "failatün failatün failatün failün" vezninin bütün inceliklerini öğrenmek zorundaydı, bilemezse notu kırılıyordu. (Bendeniz bu veznin "fa'lün" türevini severim, "ayını çatlatacaksın"...)
Alın işte, "ayını çatlatmak" ne demek? Herşeyden önce, "ayın" nedir "elif" nedir? Nerede "kaf" nerede "kef" kullanılır? Bunun bir de "nef" ve "gef" şeklinde çeşitlemesi var mıdır?
Çocuk Osmanlıca bilmiyordu, öğretmen "tuti-i mucize guyem" ne demek, "ayinesi saf olmayan çerh" nedir, meyhane taşradan niçin "mukassi" görünür, açıklamak zorundaydı. (Türk Sanat Musikisi dinleyen hanımlar mucize guye olan tutiyi Bülent Ersoy'un ağzından duydukları zaman anlıyorlar mı?)
Eskiler biliyorlardı, onlar imparatorluktan cumhuriyete yeni geçmişlerdi, eski yazı kamuda yasaktı ama birbirlerine özel mektuplarını falan hep eski yazıyla yazarlardı... Peki yeni kuşaklar?
O kadar bilmezler ki, eski yazıyla bir Türk kitabı gördükleri zaman, örneğin sahaflarda bir Ömer Seyfettin ya da bir Reşat Nuri eseri, bunu "Arapça" sanırlar! (Yıl 1973, Boğaziçi Üniversitesi'nde rahmetli Ali Alparslan'dan Osmanlıca dersi alıyorum, elimde de ilk baskısından mis gibi Çalıkuşu, tıkır tıkır okuyorum, gören takılıyor: Aaa, sen Arapça biliyor musun yahu?)
Şimdi ne denecektir? "Bunlar yeni yazıya aktarıldı, eski yazıya ne gerek var?" denilecektir.
Atanın dedenin mezar taşını okuyabiliyor musun, yoksa yerini müteahhide verip kat karşılığı apartman mı yaptırdınız? Sen daha 31 Mart'ın 13 Nisan olduğunu bile bilmiyorsun, konuşma.
Muhteşem Yüzyıl dizisini seyretmeyi biliyorsun ama o devirde yaşayan Baki Efendi'nin şu muhteşem beyitinin tadına varabilir misin: "Cihanı cam-ı nazmım şiir-i Baki gibi devreyler... Bu bezmin şimdi biz de Cami-i devranıyız cana!"
Baki'nin "gazeli" demedim, yanlış anlarsın, Baki "gazel okuyor" sanırsın.
Haa bak, "Osmanlıca ama hangi Osmanlıca" desen daha akıllı bir eleştiri getirmiş olurdun... Eski yazıyla temiz Türkçe mi? Yani diyelim Hüseyin Rahmi... Yoksa bir Ahmet Mithat Efendi okuyabilecek kadar ılımlı Osmanlıca mı? Yoksa, Evliya Çelebi'ye kadar gidelim mi? Yoksa "paleografya" mı, apayrı bir uzmanlık alanı, hani Hürrem'in sarayda öğrendiği...
Ben size söyleyeyim: Postalcıları ve de vakvakları ürkütmemek için, her Türk çocuğunun, Atatürk'ün Büyük Nutuk'unu "aslından" okuyup anlayabileceği kadar Osmanlıca!
Böylece, Hıfzı Veldet'in Nutuk'u öldüren o uyduruk "çevirisinden" de kurtulursunuz. (Orada Gazi Paşa, CHP mebuslarına "baylar" diye seslenir, oku oku gül.)
isterseniz bu ders de "seçmeli" olsun.
Ama kim öğretecek? Eski yazı bilen kaç öğretmen var? Dersi mahallenin imamı mı verecek?
Eh, Kürt çocuklarına Kürtçe dersini kim verecekse, buna da bir miktar helal süt emmiş Osmanlı bulursunuz artık. Yoksa da yetiştirin."
artık konuşulmayan bir dil niye okutulsun ki? dünyada artık kim osmanlıca konuşuyor? arapça verilecekse verilsin çünkü arapça kuzey avrupa ve orta doğu'da konuşuluyor.
osmanlıca'nın doğru adının "osmanlı türkçesi" olduğunun öğrenilmesi için gereken olay.
biz geriye gitmek için çırpınabiliriz fakat dünya ülkeleri her gün ileriye gitmekte... geçti artık osmanlı diye bir şey yok unut bitti gitti, evet bir dönem şanlı bir devletti ama artık neyin peşindesiniz. eğer gerçekten eskisi gibi önemsenmek istiyorsak ileriye adım atmalıyız. ufacık beyinlere bu çok büyük bir eziyet...
sadece nutuk'u bile aslından okumak için yeterli ve gerekli eylem. ama tabii kemalistler atatürk'ün öğrenilmesini fellik fellik engelledikleri için tabii ki osmanlıcaya karşı çıkacaklar.

özel not: bu entry, yukardaki aşşadaki sağdaki soldaki hiçbir entry'ye cevap amacı
taşımamaktadır, onları refere etmemektedir. burada kastedilen "siz", "sen" tamamen
fiktif hitabettir, birine/birilerine özel değildir. türkçede de fransızcada olduğu
gibi muğlak bir zamir olan "on" olsa onu kullanacam da yok.
beni ben yapan eserlerin çoğu,
osmanlıca, arapça, farsça...
tabii ki pek çoğu da türkçe.
ama ben neden o dönemin bilginlerinin salıklarından geri kaldım?
o dili bilmediğim
ya da
o eserler bildiğim dile çevrilmediği için.
geçmişten korkulmaz sözlük!
bilhassa geçmiş,
gelenek ve çağdaşlıkla yoğrulursa bizi tahmin edemeyeceğimiz kadar ileriye götürür.
taklit ettik de ne oldu?!
eğri oturup doğru konuşmanın vakti gelmedi mi?
bırak hükümeti, akp'yi, siyaseti, onu bunu!
hakikat bu!
ingiliz gelişmişliğini araştır, bunları göreceksin!
ya da gözündeki perdeyle hiç kalacaksın!
osmanlıca nın unutulmaması için ve gelecek nesillere taşınması için yerinde bir karardır. bu dile gerçek anlamda ilgi duyan 100 insan çıksa, dilin geleceği için yeterli bir sayı olur.

hiç kimsenin korkmasına gerek yok çünkü hiç sanmıyorum bir 20 yıl sonra herkesin osmanlıca konuşacağını. aslında bu dilin seçmeli olması halk için değil dil bilimi ve tarih için önemlidir.
olması gerekendir. heves duyan kişilerin okulda eğitimini alması gerekir. ancak heveslenmeyenlere dayatılmaması gerekir. 12 yılda matematiği, 9 yılda ingilizceyi öğrenemedik, öyleyse 4 yılda osmanlıcayı hiç öğretemeyiz.
Gerek yoktur bence osmanlıcaya onun yerine diksiyon dersi olsun daha kelimeleri düzgün bir şekilde dile getiremeyen birçok vatandaş var ister okullarda , ister kamuda ...
güncel Önemli Başlıklar