bugün

--spoiler--
Yerli ve yabancı, geçmiş ve çağdaş, cihanşümul bütün tarihçilerin, Osmanoğulları’nın kurdukları sistemi tarif ederken kabul ettikleri ve kullandıkları kavram “Osmanlı imparatorluğu”dur. Yaşayan en değerli Osmanlı tarihçisi olarak kabul edilen Halil inalcık’dan, eski Topkapı Sarayı müdürü, ve neredeyse her ay yeni bir kitap çıkaran ilber Ortaylı’ya, rahmetli Süheyl Ünver Hoca’dan, Colin Imber’e, Osmanlılar üzerine bir ansiklopedi yazmayı başarmış ismail Hakkı Uzunçarşılı’dan, günümüzün popüler tarihçisi Erhan Afyoncu ve Mustafa Armağan’a, Norman Itzkowiz’den, Franz Babinger’e ve ve Türk Tarih Kurumu eski müdürü Yusuf Halaçoğlu’na Amerika’da Osmanlı tarihi üzerine doktora ve akademik çalışma yapmış, satış rekorları kırdıran kitabın yazarı Beyazıt Akman’a kadar Osmanlı tarihi üzerine yoğunlaşmış ve otorite kabul edilen isimlerin referans şekli hep “Osmanlı imparatorluğu” olmuştur. Ki, burada Osmanlı’yı yanlış resmeden oryantalist tarihçileri, Bernard Lewis gibi işe siyaset karıştıranları hiç katmıyoruz bile. Osmanlılara devlet demek, Osmanlıların egemen oldukları kıtalar, uluslar ve sınırlar düşünüldüğünde eksik, ve pekçok tarihçiye göre de yakışıksız kalır.

--spoiler--
imparatorluk işte kasmayın bu kadar.
4 kıta da at koşturan üzerine güneş batmayan demokrasi getiren...
-işte bunlar hep sömürgecilik.
ilki osmanlıların kendi devletine verdiği isim, ikincisi ise batılıların sözkonusu devlete verdiği isimdir.
tarihçilerin uzlaşamadığı konulardan biri.

özellikle metodoloji derslerinde osmanlı imparatorluğu yerine osmanlı devleti kullanılması gerektiği sebepleriyle birlikte verilmiş olmasına rağmen bazı tarihçilerimizin devletin büyüklüğünün ve görkeminin osmanlı devleti kullanımında değil osmanlı imparatorluğu kullanımında daha çok vurgulandığı hususunda görüşleri vardır.