bugün

söyleyene osmanlı kimdir sorusu sorulması gereken cümledir.
osmanlı kimdir ?
onlar başka insanlar mı ?
iki kuşak gerimiz osmanlı değil mi ?
geleneklerimiz göreneklerimiz nereden geldiler ?
tarihimiz nerden gelir ?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti hangi ülkenin mirascısı niteliğindedir ?
Osmanlı'yı örnek alın demiyorum ama bu onu aşşağılama hakkına sahip olduğunuzu göstermez.
asıl cahilliğin ne olduğunu bizlere gösteren cümle.
Bu cahilliği kabul edip kullanma cehaletini gösteren önerme.
Reddi-miras diye bişi var kullanmayın çok zor değil hoşunuza gitmiyorsa takmayın .
"herkese birşey kalmış senin nasibine de cahillik düşmüş" şeklinde açıklanası tespit.
güneş dil teorisi'ni üreten zihniyetin de tarihe resmi bakışıdır bu..
600 sene yaşamış bir imparatorluğun toprak parçası ve iki üç cariye ile ayakta kaldığını düşünenler için elbette doğru bir tespittir.bu rahatsız edici cehaletten kurtulmak için bu zihniyetteki insanlara şöyle bir araştırma konusu verilebilir mesela:
elbiruni
ali kuşçu
ibn-i sina
mimar sinan
akşemseddin
farabi
fuzuli
baki
nabi
nef'i
levni
hafız osman

ve adını yazamadağım bir sürü sanatçı,bilim adamı...- eğer varsa- üzerimizdeki ölü toprağını serpenler osmanlı mı başkaları mı onu görmek,bunun için de gözümüzdeki perdeleri kaldırmak lazım önce.
(#4825537) yazmayı düşündüğüm cümle budur. sen osmanlının ne olduğunu ne yaptığını araştırıp öğrenmeyecek kadar cahilsen, sana osmanlı ne yapsın.
yeni yapılan binalar pıtır pıtır yıkılırken mimar sinan ın ayakta dimdik duran eserlerine ağzının suları akarak bakıp kavramaya çalışıyosun.
kanuni zamanında ülke toprakların 14.983.000 km2 olunca nasıl bişi bu ya diye hayret ediyosun.
diğer ülke temsilcileri padişahların önünde diz çökerek saygı gösterdiklerinde övünüyorsun.
7 dil bilen fatihi görünce gurur duyuyorsun.
avrupa ülkeleri psikolojik rahatsızlığı olanları cadı diye yakarken, osmanlıda musiki ile tedavi edildiğini görünce hoşuna gidiyor. ama yinede kalan tek miras cahillik diyorsan geride 3 ihtimal var.
ya türk değilsin, ya tarihi okumuyorsun, ya da bazı şeyler işine gelmiyor.
ister kabul edin ister etmeyin. türkiye cumhuriyeti devleti osmanlı imparatorluğunun devamıdır.
esasında kendi içersinde çelişkiler taşıyan alsında oldukça akılcı bir şekilde başlayıp sonra sıçıp sıvanıldığına inanılan bire cümledir. osmanlı'yı konuşurken ortaya bir çok düşünce atabilirsiniz; tarihin içindeymiş gibi geçmiş yıllara atıfta bulunarak "ahkam kesebilir"siniz. fakat bu cahilliği ifade derken:

"sarı saçlı mavi gözlü elli dilber alasuz
boyuna gördüğüzün malına vurasuuz"

cinsinden "beylik laflar" ile ifade etmek cidden rikkatime dokundu. tarih konusunda cidden" tek kalan mirasın cahillik" olduğunu burada anlamış bulundum. [ki bunu daha çok tarih konusunda cahil kalmış olmaya" bağlıyorum ki osmanlı klasikleri ile gençliğin arasıdaki bağlantısızlığın ne derece olduğu aşikar. bu milliyetçi söylem olmamakla birlikte, bir ateist'in hristiyanlığı bilmesi gibidir. en azından değerlendirmek için bilmelidir]

eğer takiyiddun'un yaptığı rasathane'nin osmanlı tarafından -bilhassa ulema tayfasının- telkinleri ile yıkılmış olmasını,

osmanlı'daki matbaa'nın yine bu din adamları etkisi ile kaldırıldığını, aslında bu konunun bile tartışşılması gerektiğini[osmanlı'da 1588'de 3.murad'ın fermanı ile avrupa'dan -dini konular dışındaki kitapların getirilmesi-serbestti. fakat pek tercih edilmiyordu; bunun nedeni ise "avrupalı matbaacıların kuzey afrikadaki yazı türlerini örnek almaları ve avrupa da kullanılan arapça hurufatın osmanlı okurları tarafından beğenilmemesi" , "pek çok basılı metinin yanlışlar içermesi" de matbaa açısından sorun yaratıyordu. bundan yola çıkarak pek çok osmanlı'da gün geldiğinde Kuran'ın da matbaada basılacağını düşünmüşlerdir. çünkü "kuranın elle çoğaltılması hem büyük bir sevaptı"]

osmanlıca'nın zor bir dil olduğunu ve halkın çoğunun okuma yazma oranının düşük olduğunu,

osmanlı'daki bilimsel gerileme nin ibni rüşd mü haklıydı imam gazali mi anlayışında gazali'nin kazanması ve bunun medreselerde tatbik edilmesi olduğunu,

nesir'in belki de dilde kullanılan seci yüzünden osmanlı'da yeterince gelişmemiş olduğunu,

ülkenin özgün felsefe üreten yapıtlar ortaya çıkaramadığını,

buna karşın,

selimiye camii, sultanahmet camii, topkapı sarayı gibi yapıtların ortaya çıkmasını.

müzik kültüründe batının 18.yy'da türk müziğimnden etklilenip beethowen Symphony Number 9'un osmanlı etkileri taşıdığını,

evliya çelebi seyahatnamesi gibi yapıtların ortaya çıkmasını,

eğrisi ve doğrusu ile ifade edilseydi; belki cahillikler yanında güzelliklerin de osmanlı tarafından miras bırakılmış olduğu anlaşılabilirdi.