bugün

böylesi büyük imparatorlukların kaderi herhalde büyük iskender de oğlancıydı, roma imparatorları da pekala osmanlıda da olması şaşırtmıyor. ben o dönemlerin kadınlarında kozmetik mucizesinin olmamasına bağlıyorum durumu erkekler her halde daha bir parlaktı.
tarih denilen şey göreceli ve öznel bir bilgi kaynağıdır. ya övenler ya da sövenler tarafından sunulur bu bilgiler ve kesin kanıttan çok, zann-ı galibe göre oluşturulur. gerek osmanlı gerekse de başka bir devlet hakkında bize en sağlam veriyi antlaşmalar ve mehkeme zabıtları verir. çünkü bu veriler o devletin yaşarken bıraktığı en silinmez ayak izleridir. kanımca bu bakış açısıyla baktığımızda daha sağlam bir tarih anlayışı oluşturmuş oluruz.

başlığa bakıldığında oğlancılık hakkında bir genelleme sözkonusu iken, girdilerde bunun bazı padişahlarda görüldüğü söyleniyor. hele şu padişahların ismini bi verin de biz de bilelim. ama kesin delile daynarak.

bir de şu dillerde sakız harem mevzusu var. harem, yani "fantezi yuvaları", "grup seks mekanları" değil mi? hadi ordan! harem, islam'da kişiye namahrem olmayanlardır. yani padişahın, eşleri, teyzeleri, halaları, cariyeleri vesairenin bulunduğu saray bölümüdür harem. yemekhanesiyle, ayrı ayrı yatak odalarıyla, şuyuyla, buyuyla padişahın ehline özel bölüm. el insaf diyorum başka bir şey demiyorum!
(bkz: osmanlıya çamur atma kampanyası)
oğlanıcılık ilk çağlardan bu yana dünyanın her yerinde vardır, varlıgını da devam ettirmektedir. (lan daha gecen gün gördük, hani evlendiler falan)

osmanlı mutlak bir dogrunun merkezi olamaz ki, bunu beklemek dahi çok saçma.. yasanmış yanlışlıklardan biridir bu da. tıpkı diğer ülkelere adamları yollayıp güzel kızları kaçırtmak, kundakdaki kardeşi tahtan düşmek korkusuyla öldürtmek gibi.

bizim olan değerlerden neden bu kadar çok şey bekliyoruz anlamıyorum. yanlış yapmaya hakkı yok mu? neden ilahlaştırıyoruz, içinde biraz doğruluk payı olan geçmişimizi.
adamlar bize ülkemizi bırakmışlar, tüm dünyaya nam salıp imparatorluğunu ilan etmişler.
daha fazla deşmenin ya da gözü kapalı, fikrin davasını gütmek dogru mu?

varsa yanlışlarıyla bizim geçmizimiz, ecdadımızdır. bana göre 3 yanlış bir doğruyu götürmüyor.
sina çölünde önünde peygamber yürüyor diye attan inan insanlar ve eşcisellik suçlaması . avrupanın eteğini bile öpemediği oslanlıya yaptığı harem gibi fantezilerden biridir.
elbette osmanlı'nın hataları vardır. islami yönden ele alırsak; saltanat gibi, kardeş cinayetleri gibi, ictihad kapısının kapalı olduğunu kabul etmesi, arapçayı resmi dil olmaktan çıkarıp ümmetin arapça ile islam'ı fikretmeyi önlemesi gibi, tasavvufi yapısı gibi... ama eğer birileri çıkıp "lan bunlar oğlancı" diyecekse takır takır da delilleri döksün ortaya.
bu iddiaları ben de duydum herkes gibi. doğru olabilir, saçma sapan, düzmece, saldır saçak, dayanaksız salvolar da olabilir. fakat şunu sormam gerek. padişahların oğlancı olduğunu söyleyenlere nereden biliyorsun diyenler, öyle olmadıklarını nereden biliyorlar acaba? resmi ideolojinin tarih derslerinden hareketle bir takım tartışmalara girmek safdilliktir. ayrıca muhafazakar düşünce sisteminde kendi tarihine yakıştıramadığı olayları olmamış gibi gösterme gibi, çarpıtma gibi çok pis bir huy, gelenek vardır. yani şöyle; "koskoca halife canıımmm hiç yapar mı öyle şeyler tövbe estağfirullah" deyip olayı tam manasıyla araştırıp, okuyup, altına girmeden yüzeysel bir şekilde "yok olmaz öyle şey" diyerek işinden içinden çıkmak ve aksini iddia edenleri ecdadına küfretmekle suçlamak, onlara hakaret etmek. işte tam da budur kör muhafazakarlık.
yok oğlancıymış yok değilmiş diye atlıp tutulur yıllardır ancaak bir babayiğitte çıkıp "xx padişah böyle böyle oğlancıydı işte bakın burda yazıyor " yada "xx padişaha atfedilen oğlancılık iftiradır ahada buda kanıtıdır resmi belgedir" dememiştir.

isim telafuzunun kesinlikle olmaması bu tartışmaların sürüp gidecek olan asparagastan bir şey değildir. ha osmanlı kültüründe oğlancılık yokmudur belkide hiç bir ülkede olmayacak kadar vardır ama bu işin sarayda ve özellikle vuku bulduğu hakkında resmi bir kanıt pek rastlanmamıştır tarafımdan.

ha şöyle bir olay var ki bu yeniçerilerin yediği halt; yeniçeri ocağında oğlancılık bayağı sükse yapan bir olgudur. ki hele osmanlının çökme evresinde bayağı ilerlemiş yeniçerinin gözü zevkten ve paradan başka birşeyi görmez olmuştur. işte bozukluk genç osman döneminde iyice çığrından çıkmış daha 16 yaşındaki padişah başı bozukluğun önünü almak istemiş ancak çıkan isyan sonucu hanedan geleneklerine uygun olmayan şekilde (hanedan soyundan birinin kanını akıtmak günahtır. bu yüzden eğere öldürülecekse boğdurulur) öldürülür. işte ölüümünden önce yedi kule zindanlarında işkence görür ve bu sırada tecavüze uğradığı da söylenir durur...
platon oğlancı olunca filozof oluyor da osmanlının padişahı oğlancı(!) olunca neden şerefsiz oluyor? halbuki onların oğlancılığı(!) analarının taht sevdalarına kurban gitmekten ileri gidememişken yunanlı ataları platonu bağırlarına basıp -osmanlıdan bile bilmem kaç binyüzyıl öncelerinde- onu örnek alırken biz hala belki de yine bir dış tehtit entrikasına kurban olmuş padişahların -bilakis oğlancı da olsa bile padişahı tabulaştırıp bizim kadar insan olduklarını hatırlayarak - uçkurunun sapkınlığını konuşup da şu günlerde güzdemimizde ne olduğunu, yine topraklarımız üzerine ne oyunlar oynanıp ne entrikalar döndüğünü unutturalım diye bu tip konular önümüze afyon gibi sunulunca büyük bir açgözlülük ve sabırsızlıkla patlatmak için tüketiyoruz. dimağlarımızı bu tip konulara kafa yorarak, kulağımıza vesvese fısıldayan şeytanların hinliklerine 'patrick' gibi ağzımızdan salyalar damlaya damlaya koşuyoruz. oysaki padişahın oğlancı olması iskenderin oğlancı olması kadar olası birşeydir olmuştur(!), olabilir. padişah oğlancı olsa n'olur olmasa n'olur? onu tekrar diriltip de cinsel tercihini değiştirmesi için ikna edemeyeceğimize göre veya oğlancı olup olmadığını anlayabilmek için önüne on kaplan gücünde bir topmodel(!) ya da tapmodel süremeyeceğimize göre boş konuşup da dimağlarımızı meşkul etmenin bir alemi olmasa gerek. ayrıca halen padişah yönetiminde olmamamız türk oğlanları için bir tehtit arz etmeyeceğinden kimler neden g.tünün derdine niye düşmüş ya da neden ısıstılıp da bu bayat konu önümüze konulmuş; osmanlı padişahının oğlancılığından çok bunu bir düşünelim.osmanlı tabu olarak kalmamalıdır doğru ve padişah da insandır tıpkı romanın, yunanın...o yüzdendir ki oğlancı da dinci de milliyetçi de akılcı da deli de olması,olabileceği bizi şaşırtmamalıdır ya da incitmemelidir. ve osmanlı padişahlarının ekseriye rus ermeni... gibi topraklarımızdan tırnakları kalan 72 milletten kadını haremine alıp şehzadecikler yaptıkları gerçeği göz önünde bulundurularak tarihin öznel niteliği göz önüne alınarak şu an yargılaymacak olmamız gerçeği unutulmamalı; zira oğlancı(!) osmanlı padişahını en pis sicili -bakınız!- yunan, ingiliz, rus şeceresinin en temiz sicilinin yanında nasıl masum kalıyor...
300 sene önceki padişahı "atalarımız öyle yapar mı ulan!" diye sahiplenen sağlıksız kişiyi oldukça kızdıran hadiseymiş bu..
(bkz: tarihin yatak odasını merak etmek)
osmanlıya atılan kepazenin kepazesi, bir ihanet vesikası gibi, iftiradır.

yeniçeri ocagında dedesi, oglan olarak çalışanların uydurdugu, zülfükarla alakası, sadece kullanılmak olan, kişilerin, iffetsizlik abidesidir. kişilik, itirafıdır. homoluk, dün dedesi, ingilizlerin altına yatan, bugün de torunu, aynı yoldan, hertürlü devlet aleyhtarlıgının içinde, hain oglu hain bir nesilin, osmanlıya attıgı iftiradır.

osmanlının torunu da, buradadır, ingilizlerin altına yatıp, devleti a-li yi satannın da, kim pkk lı, kim işbirlikçi, kim milli ne kadar deger varsa karşısın da, torunundan, dedesinin ne mal olduıgu ortada.

"dedesi erik yer, torunun dişi kamaşır" ünlü bir türk atasözüdür. toruna bakarsan, dedesinin homomu, ne piç oldugu anlaşılır. osmanlının torunları, %70 olmakla suçlanmaktadır, hakarete maruz kalmakta ve susmaktadır, demokrasi ye inanmaktadır, karnı agrıyan zevat, osmanlıya hakaret eden zevattır. homoluk, lezbiyenlik, bu ülkenin üniversitelerinde, resmi cluplerle temsil edilebilmektedir ve üniversitelerden maddi destek görmektedir, bu ülkenin yerli sahipleri de, üniversite kapılarından, avrupaya gönderilmektedir, ama, ülkesi aleyhine tek kelam etmemektedir, çünkü bilmektedir ki, ülke bizim ülkemizdir. homolara ve homo çocuklarına bu ülke bırakılamayacak kadar degerlidir, çünkü bizim dedemiz, kanı ile sulayıp vatan yapmıştır.
ad hominem'e meze olan konudur.
benim tarih kitaplarından anladığım epey bir osmanlı padişahının oğlan sevgililerinin olduğudur. genç bir rahibin yüz güzelliğine vurulan ve ona şiir yazan fatih sultan mehmet'ten tutun da revan valisi emirguneoğlunu istanbul'a getiren dördüncü murad'a kadar bu türden kanıtlar mevcuttur. (bkz: emirgan)

ancak üç kıtada at koşturmuş bir dünya devletinin; nihayetinde cihanın son imparatorluğunun bir numaralı yöneticilerini eleştirmek gayesiyle bu tür bel altı vuruşlar yapmak gereksizdir. her dönemin kendine has zevkleri vardır, ki oğlancılık ya da eşcinsellik geçmişin bir ayıbı da değildir. eşcinsellik tarihin her döneminde var olmuştur. kutsal kitaplara bir göz atarsanız ne demeye çalıştığım daha iyi anlaşılacaktır.
--spoiler--

"nasil oldu da bir gecede ondokuz sehzade bogdurulup sarayburnu'ndan cuvallar icinde karanlik sulara atildi?
nasil oldu da plevne'nin düz ovasinda on askere siyah kepekten ancak bir kara ekmek, bir kurtlu bakla corbasi, birkac aci ve cürük zeytin?
nasil oldu da üc kitayi fetheden cins arap atlarindan yaralilari tasiyacak bir topal katir, bir sütcü beygiri kalmadi?
kafalari ceviz gibi kirilip, keklik gibi avlandilar.
hamile kadinlari camilere doldurup, yakarak yaglarini aylarca akittilar!
ve artik ruhlardan bir parca kopartilir gibi ezanlar!

nasil oldu da üc kitadan ganimetler yagan sehirde, yagmurdan islanan köpekler üstüne atilacak bir yirtik kilim parcasi kalmadi?
yok olma, iflas etme dehsetiyle karincanin tasidigi bugdaydan bile vergi alan allah'in halifeleri.
gök gibi ulu padisahlarin kellesini uçuran sokak serserisi yeniçeriler!
--spoiler--
en yakın zamanda avrupa birliginden krediyi bulup hakkında uzun metrajli bir film cekmek istedigim konudur.

filmin sonunda da parcalanan bir osmanlı haritasinin uzerinde sevisen 2 adamin golgelerini dusurecegim sanirim.
on not: basligin polemik yaratma amacli bi' uslupla acilmasindan dolayi itici gorunuyordur.

lakin, dogrudur. tarihle biraz ilgili olan kisiler de bu gercegi bilirler. ve eger sizi rahatlatacaksa, bu durum sadece osmanli devleti'nde degil neredeyse o zamanin tum devletlerinde ve kralliklarinda gorulebilirdi. en basitinden ingiltere.

en onemli krallarindan biri olan edward * homoseksueldi. cocuk yapmadi.

richard i, homoseksueldi, evlendi ama cocuk yapmadi.

edward ii, homoseksueldi, ama cocuk yapti.

aklima gelenler bunlar simdilik, ve bunlar her turlu ingiliz tarihi kitabinda bulunabilir. adamlar acik acik yazmislar, bizim gibi gerceklerinden utanan ve sevmedikleri durumlari inkar eden bir millet degiller.

oyle bilip bilmeden sinirlenip dellenmekle olmaz, bir bilene soracaksiniz.
bir eli yağda diğer eli balda her bişeyleri tam olan yükselme döneminden sonra gelen padişahlardaki eşcinsel ilişki merakıdır. osmanlı'nın önce kültürel, akabinde sosyal ve ekonomik anlamda çöküş sebeplerinin tetikleyicisi olan sapkınlıktır.
magazinsel olarak engin ardic'in sengül hamami adli kitabinda anlatilan olgudur. evet devlet-i al-i osmaniye'de nonosluk vardir. - yoktur diyen fazla ucmustur- o vakitler hamamlar bir nevi oglan kerhanaesi olarak kullanilmakla beraber isteyen alir isteyen verir idi. ammavelakin ücretini toka ederdi.

tekerlikten dolayi ebelenen kişiler dübürlerine orta mali oglandir ibaresi basilip oyulmaktansa hamamda soyunur ve oğlanlik sanatini icra ederlerdi.

bu uygulamanin devlet-i al-i osmaniye'nin duraklama devrinde cogalmasi ise dikkat cekicidir.

şimdi gelelim zurnanin zirt dediği yere. biliyorsunuz er kişiye hamam oglani demek cok buyuk suctur ve kabak gibi oyulmaniza sebebiyet verir. bu sözün nerden geldiğini düsündünüz mü?

entryimizin basinda salik verdiğim kitabi okuyunuz. bir işe yaramazsa hadi lan ordan deseniz bile sirf o sengül hamami yaziyla değil daha bir cok hikaye ile bayaği hoş zaman gecririr matrakliklara gülersiniz.
her yazarın yatakodasında imişçesine anlattığı efsanedir. yakında ortalık anı kitaplarından geçilmeyecek gibi.
kız oğlan kız lafının hiçbir şey ifade etmediği bünyenin attığı çamurdur.
cemil ipekçi'nin yeniçeri bıyığı bunun en büyük kanıtıdır.
(bkz: cemil ipekçi nin bıyığı)
Öncelikle uzun yazacağım okuyanın da, okuyamayanın da canı sağolsun.

Batılı bir kısım tarihçiler ve kendi tarihçilerimizin de bazıları osmanlı döneminde oğlancılık olduğu yönünde padişahların oğlan sevgisi üzerine akıl almaz iftiralar atmışlardır osmanlı devletine.

bir kısım yazarlar, padişahların enderun denen iç saray'da kendileriyle gayr-i meşru ilişkide bulundukları iç oğlanları denilen genç ve güzel delikanlıları bulundurdukları, hatta bunları başkalarından kıskandıklarından ötürü yüzlerini dahi öttürdüklerini; bazı osmanlı padişahlarının ise tamamen oğlancı olduğu yönünde iddiaları kaleme almaktadırlar. olayın kaynağı ve bu işi destekleyen çoğu kişinin dayanağı kabusname adlı kitaptır.

bu iddiaların sahiplerinin en çok güvendikleri nokta. yavuz sultan selim'in kızı fatma sultan'ın kocası mustafa paşa'dan şikayetçi olduğu bir mektup.

kitaptaki bir iddiaya göre osmanlı padişahlarından birisinin öğüdü şu şekildedir:

' ve yaz olunca avratlarla ilişkiye gir. kışın da oğlanlarla. çünkü avrat teni soğuk, oğlan teni sıcaktır.'

bu cümleyi az sonra açıklayacağım. bir de yavuz sultan selim'in kızının yazdığı mektuba bakalım:

'benim devletlü sultan babam, dirliğim yoktur. bir kişiye düştüm ki, beni bir köpek hesabına saymaz. elin oğlanlarını zulümle ailelerinden alır işi gücü varsa yoksa oğlanlarladır.'

iddialara göre bu mektup osmanlı'da yüksek devlet erkanının oğlancılıkla ilgili olduğu konusunda kanıttır.

şimdi gelelim yanıtlara. kur an'da lut kavmi için aşşağıdaki ayeti geçelim öncelikle.:

'siz sizden evvelki insanların işlemediği bir fuhşu ve büyük bir günahı mı işliyeceksiniz? çünkü siz, kadınları bırakıp şehvetli erkeklere yaklaşmaktasınız. gerçekten siz aşırılıklar ve günahlar içine giren bir milletsiniz.'

şunu belirtmek isterimki osmanlının çok bozulduğu dönemlere kadar hiç bir padişah şer hükümlerinden dışarı çıkmamıştır.

işin asıl önemli meselesi oğlan kelimesinin anlamıdır. oğlan kelimesinin birinci manası cinsiyet ayırt etmeden çocuk, ikinci manası ise erkek olsun kız olsun genç demektir.

buna delil göstermek gerekirse erzurum'lu mustafa danir'in onaltıncı yüzyılda, yani kabusname'nin türkçe'ye tercüme edildiği asırda kaleme alınan yüz hadis tercümesindeki şu ifadedir: ' Bu kez resül hazreti cevab verdi:

'evlenün şunun gibi avretler ile kim, erden kaçmaz ola, oğlan doğurgan ola, ümmetim çok ola kim, ben ümmetimin çokluğuyla gururlanırım kıyamet gününde.' yani ' kocasından kaçmayan ve çocuk doğuran kadınlarla beraber olun'

ayrıca şu cümlelerde oğlan kelimesinin anlamına bir belge sayılabilir:

'Eğer oğlan kızsa, kız doğurmuş avrat südün emzireler; eğer er ise er oğlan doğurmuş avrat südünü emzireler.'

zaten kabusname'nin yazıldığı farsça dilinde de oğlan kelimesi yerine geçen, gulam: çocuk ve genç demektir, sadece erkek de değil.

gelelim şu kış-yaz olayına.

bu cümlede birden fazla kadınların olması halinde, yazın kısmen yaşlı kadınlarla ve kışın da genç kadınla beraber ol ki, sağlık ve esenkil içinde olasın denmektedir. şimdi bu manayı çarpıtarak erkeklerle beraber olma manasını çıkarmak, ilim ve dil biliminden bihaber olmak demektir.

kısacası osmanlı'da oğlancılık tarihin en büyük çarpıtmalarından birisidir. okuduğunuz için teşekkürler. şimdi kalkıp da ama şu yazar bakın gerçekleri göz önüne sermiş demeyin. ne yazık ki bu yazarlar osmanlı da oğlancılık yok deselerdi okunmayacaklardı. fakat lan padişahlar da topmuş diyen bir takım güruh bu hikayelerden çok hoşlanınca böyle kitaplarda satılmak için daha çok yazılacaktır.
oğlancılığı ceddine yakıştıramayanların sıvamaya çalıştığı kavramdır.

benim anlamadığım, neden kutsal kitap hükümlerine bakarak, yok canım, kitapta günah yazıyor, yapmazlar öyle şey demeleridir.

iyi ya canım kardeşim, bu adamlar hiç mi şarap içmiyordu? hiç mi resimlerini yaptırmamıştı avrupalı sanatçılara, islam'da yasak olmasına karşın?

oğlancılığa karşı sert cezalar vermeleri, kendilerinin öyle olmadığını mı gösteriyor? dördüncü murat da içkiyi yasaklamıştı; ancak kendisi sirozdan ölmedi mi?

oğlancılık kavramı aslında memlukluler'den osmanlılar'a geçmiştir. devşirme hanım sultanlar tarafından padişah olacak şehzadeyi denetim altında tutmak maksadıyla teşvik edilmiştir. son 10-15 yılda hürrem sultan, kösem sultan, padişah anaları üzerine yazılan pek çok kitapta detaylı kaynaklar verilmektedir bu konuda.

birşey varsa vardır, yoksa yoktur. elbette ki oğlancılık sapkın ve istismar içeren bir cinsel davranıştır, şüphesiz ki iğrenç bir eylemdir; ancak birşey iyiyse yüceltelim, kötüyse hasıraltı edelim anlayışıyla çabalamak da çok etik bir davranış değildir.
Osmanlı hatırasına saygısızlık olsun diye habire gündeme getirilen mevzudur. Efendim biz buna kafa yorarız ama Osmanlı'da faziletten iyilikten bahis açmayız. 700 sene ayakta kalan imparatorlupun, Atalarımızın ne kadar saygı değer övgüye layık işler yaptığından niye bahsetmeyiz de bunu dilimize sakız ederiz?. Aha sanki şimdi yok mu istiklal'de , Kıbrıs Şehitleri caddesinde bu tip olaylar?
dinin simgesi gibi gösterilen osmanlı devleti'nin, kuran'daki en büyük lanetlerden birini yapmış olmasının ne büyük bir ironi olduğunu söylemeye gerek yoktur. bunun için, osmanlı devleti, dincidir,ancak dindar değildir. bunun için :
(bkz: dinci)
(bkz: dindar)

ha bir de osmanlı'da oğlancılık yok diyen arkadaşlara küçük bir kıssa:

emirgan semti vardır hani meşhur boğaz kıyısında. bu semtin adı emir-i kundan gelir. yani meali göt emiri demektir. efendim bu zat da,IV. murat'a oğlanlar bulup getirmekle görevlendirilmiş birisidir. IV.murat da, kendisinin "hizmetleri" karşılığında şimdi, emirgan korusunu ihtiva eden araziyi bu zat-ı muhtereme bağışlamıştır. **

edit:zoruna mı gitti arkadaşım gerçekleri bilmek. siz hala küçük romantik dünyanızda, osmanlıları islamın kılıcı olarak görmeye devam edin.

edit 2: osmanlılar'da yavuza kadar bektaşiliğin en yaygın inanç biçimi olduğunu söylesem,hatta en büyük kaptan-ı derya olan barbaros'un gemisinde koccaman bir zülfikar olduğunu söylesem arkaşadım, kim bilir neler yaparsın. ama sen dünyanda takılmaya devam et, kötüle güzel kardeşim.
güncel Önemli Başlıklar