ortaokul yıllarındaki çılgın bünye

lise yıllarında yerini manyak bünyeye bırakacak bünyedir.

en azından günde üç tane baba dersten(ceza hukuku, idare hukuku, mahalli idareler) sınava girmeyen bünyedir. mumla aradığım bünyedir. destan adlı güzide grubumuzun kasedini arıyorum şu günlerde, ayrıca pederin kravatını da arakladım kafama bağlıycam. yeterki idare hukukundan sınav olmayayım...

(bkz: bu entry iki günlük uykusuzluk ile girilmiştir)

okulun asabiyetiyle ciddiyetiyle ve dayagiyla un yapmis bas mudur muavini erkek okul takiminda ayni mevkide bulunan ve oynamayi size ogreten cok yakin arkadaslarinizdan birini odasinda alikoymustur dahasi yaptigi haylazliklar yuzunden disipline vermistir. disiplin kurulu ogleden sonra toplanacaktir arkadasinizin annesi babasina bile haber verilmistir ancak sizin maciniz vardir, arkadasinizin disipline gitmek uzere mudur muavininin odasinda azarlandigini duymussunuzdur maca gitmek uzere hazirliklar baslamistir bilirsiniz ki o sizin arkanizda olmadan macta size destek vermeden o maca konsantre olmak cok zordur onun icin hic dusunmeden ve korkmadan mudur muavininin bagirislari arasinda kapisini calip odasina dalarsiniz,

m: mudur muavini, a: arkadas, d: dmjoes

d: hocam kusura bakmayin boluyorum *
m: ?!!
a: ıghk ? (iste simdi yandik)
d: hocam simdi bizim macimiz var, eger arkadas gelmezse ben konsantre olup oynayamam
m: ne diyorsun kizim bu cocuk ogleden sonra disiplin kurulunun onune cikacak
a: (allahim neydi gunahim)
d: iyi hos da hocam kupa icin oynuyoruz simdi o gelmezse ben oynayamam, e sonrasi da malum, siz bilirsiniz
m: * * iyi de ben de sana disiplin kurulu diyorum, bak babasi gelecek biraz sonra
a: (noluyo yav?)
d: * ama hocam kurulun arkadasa ne ihtiyaci var zaten savunmasini verdi, babasi da geliyormus goz gore gore kupadan etmeyin okulumuzu *
m: e ama.. yani.. simdi iyi hos da..
d: hocam yapmayin sonra onca emegimize yazik olur
m: oglum sen ne diyorsun? *
a: hocam bilmem ki *
d: * neyse hocam o zaman ben x hoca'ya soyleyim arkadasin gelmedigini biz yola cikalim gerci zor olur bu saatten sonra ama..
m: tamam sus, hadi kaybolun gozumun onunden, bu maci alamazsaniz da ona verilen ceza sana da verilecek haberin olsun
a: * tesekkur ederiz hocam
d: tamam hocam kazanamazsak istediginiz cezaya hazirim
odadan bi guzel cikilir

daha sonra iki arkadas konusurlar
a: ya niye bu riski goze aliyorsun tamam beni onca dirdirdan kurtardin sagol da ya kazanamazsaniz
d: ne riski canim hede hodo diye cerez bi takimla oynuyoruz adami bagirirken duydum sansimi denedim

iste ortaokul yillarindaki cilgin bunye bu diyaloglarda basrol oynayan bunyedir.

lise yıllarında yerini aşk rüzgarıyla sersemliğe, üniversite yıllarında tabanlarının şişmesiyle yorgunluğa bırakan geçici, fani bir bünyedir..

Bir de özentilik mevzusu var. Bunu inkar edenler çıkacaktır. "abi ben doğdum annemler Beatles çalmış başucumda"cılar çıkacaktır. inanmıyorum! Siz de inanmayın. Herkes biliyor ki biz iki sene içinde destandan, aynadan pink floydlara terfi ettik.

Neyse efendim. Ortaokul birinci sınıftayım. Gayet azgın, gayet hareketli ve hafif toplu gözlüklü bir çocuğum. Şekil yapmak lazım da manitaların aklını almak lazım. Şans ya işte ablamın o zamanlar bir radyodan kaydettiği şarkı başlarında ve sonlarında dj anonsları olan bir "yabancı karışık" kasedi geçti elime. Ve zombi diye bi şarkıyı öğrendim. Ama nasıl heyecanlıyım anlatamam. Bir hafta kadar sonra da okulumuzda bahar şenlği tarzında(ki yanından bile geçemez) bir organizasyon yapıldı. Liseli abilerimiz ellerinde gitarlar, çıktılar konser verecekler. Bende hesapta bi şarkı öğrendim ya. Nasıl sapıttım, nasıl çıldırdım anlatamam. Yahu resmen çığırından çıktım, delirdim. Zıp zıp zıplıyorum. Platonik takıldığım bir hatun vardı. Kafaya kravatı geçirdim(ki bu kafaya kravat bağlamanın orta okul için ne kadar karizmatik bir duruş olduğunu adeta bir punk tavrı olduğunu anlatsam inanmazsınız) neyse efendim, bağladık kravatı geldik hatunun önüne. Yanına değil neden? Hatunla konuşmuş değilim ki! Neyse bir figürler bir zıplamalar. Sonra sessizlik olunca sahnedeki gruba "zombiii zombiiii" diye bağırmalar. Sağolsun yıllar sonra tanışacağım berk adlı eleman (ki sordum bu olayı hatırlamıyormuş) duydu beni. Nasıl çıldırdım. Zıplamak kesmedi sonradan pogo olduğunu öğreneceğim bir takım hareketler yaptım.(ki sonradan kendimi pogonun mucidi sandığımı da belirteyim)

Şimdi ben sanıyorum ki, arkamda binlerce terli ve çılgın beden zombiye eşlik ediyor. (ki bende sadece iyayeee diye bağırıyorum ya neyse) bir döndüm bilader. On kişi falanız. Hiç abartmıyorum. Ki onlar da muhabbete dalmışlar. Meğer servisler kalkmış, millet de servislerin beklediği basket sahasında koşmuş. Şimdi ben orta okul hayatımın karardığına mı yanayım, servisi kaçırdım ona mı yanayım. Yoksa zıplarken gözlüğümü düşürdüm ona mı? Karar sizin...

Ortaokul yılları hepimizin unutmaya çalıştığı ve sırf o günleri hatırlamamak adına görüşmediğimiz arkadaşlarımızla doludur. Hani şimdi şekil yapmış, sizinle karşılaşınca sanki ebesini görmüş gibi ürken bir yandan da "aabi ya dünya ne küçükmüş tanıştırim canım bu martin orta okuldan kankam, martincim bu da selin" diyen o adamlardan bahsediyorum. Onların lacivert dar gelen ceket içindeki ve tüy bıyıklı hallerini bildiğiniz için ürkerler, her an çıkıp da "bu godoşa otuzbir çekmeyi ben öğrettim biliyon mu selin" demenizden ürkerler. Ürktüklri esasında kendi ırak çocuklukları bir başka deyişle hasır altı ettikleri ilk gençlikleridir.

Şaka bi yana gerçekten berbat bir dönemdir bu ortaokul dönemi. Çocuk desen çocuk değilsin (çok afedersiğiz) sikin kalkıyor. Adam desen adam değilsiniz çoğu kişi hala taso biriktiriyor. ilginç dönemdi vallahi. Ve şimdi tarihe karışan 7 yıllık Anadolu liselerinden birinde okuduysanız vay halinize. Kardeşim ben iki sene önce bu insanların yanında ebelemece oynadım, destan grubunun şahane eseri cilvelioy nanaydaile coştum. Yeri geldi ingilizce kitabından en Anadolu sesimle diyalog okudum. Kızcağızın biri sırf dil öğrenmek için bana "hello cek *" demiş ben ingilizcedeki "oh" sesinin nasıl okunduğunu bilmeden çıkmışım "ohhh hay* Helen" demişim. Şimdi kimi kandırıyoruz? "abi var ya petrucci aşmış abi. Bileğinde pilastik varmış abi yoksa nası çalıcak onu" yahut "ben zaten alkoliğim abi(16 yaşında)", "ailem psikolojimin bozulmasından endişe ediyo taam mı ayşecan" yahu ebelemece diyorum var mı ötesi, ne petruccisi. Sonra vay efendim neden liseden manita yapamadık? aynı okulda okursan, adam senin taso tutan ellerinde gitar görürse ne anlamı kalır.