bugün

baş edit: ortaokul diye bir şey kalmadığını biliyorum da ilköğretim desem o yaştaki bebenin ne işi var şehirdışında diye düşündüm de ondan öyle şey ettim.
-en iyimser tahminle hayatının 11 yılını ailesinden uzak geçirmektir.
-kah yurtlardı, kah öğrenci evleriydi oradan oraya gezinmek,
-yarı yıl ve sene sonu tatillerinde, şanslıysa bayramlarda ailesinin yanına dönmek,
-o günlerde bol bol yemek yiyip bol bol kilo almak,
-gün gelip de ailenin yanına dönünce aile hayatına uyum sağlamada zorlanmak,
-hayatı boyunca gurbeti iliklerinde hissetmek,
-yine hayatı boyunca gurbete gönderiliş nedeni ne olursa olsun kalbinin derinliklerinde aileye karşı bir kırgınlık hissetmek,
-çocuğu olursa eğer bir gün onu asla ama asla şehirdışında okutmamaya ant içmektir.
üniversiteden sonra eve dönen genci düşünürsek, alışık olmadığı pederin her gün traş ol, saçını kestir, erken kalk, bi boka yara tarzında laflarına maruz kalmasıdır.
-oğlum nasılsın?
+ben neslihan anne.
-heh heh, pardon kızım, neslişim nasılsın yavrum?
+iyi annecim. lise 3 oldum arada. büyüdük valla.
-oh oh! ne güsel, kazık kadar oldunuz maşşallah yavrum.
-nihat, biz kızı aramışız yanlışlıkla. ne diim ben buna daha?
*halini hatrını sordunmu?
-evet!
*allaaah! bilmemki ne yapsak. heyecan yaptım ben de!
-bilmiyorumki ne desek?
*kapa suratına kapa. yanlışlıkla deriz.
-olurmu öyle şey, yuhh!
*tünel de tünel!
-aa kızım bak baban da seni çok özlemiş, konuşmak istiyo o da!
+aaaa!
*zzz!
+alo baba!
*yanlış numara kızım kusura kalma!
hayata combo yapmaktır. ha hayat bu geçen yıllarda size bolca combo yapar o ayrı.
güncel Önemli Başlıklar