bugün

ortadoğu; karaaltın petrolün çok rahat cıkarıldığı, aklı başında bir arap birliği ile dünyaya yön verebilecek kadar sermayenin bulunduğu, bataklık. öyleyse burada hiç bir arap ülkesi kafasını kaldıramamalıdır. aksi halde dünyadaki dengeler değişir.
dünya ekonomisinde söz sahibi olan devletlerin, stratejisi budur. bunu herkes biliyor. ve hakim güçler ortadoğuyu sürekli kaynar kazan halinde tutuyor.
bunda arap halklarının bölünmüşlüğü ve demokrasiden uzak olmalarıda etkendir.

fakat hakim güçler için tehlikeli olabilecek, ortadoğunun yanıbaşında istikrar içinde, oldukça hızlı büyüyen, dev askeri güce sahip bir türkiye var.

hakim güçler için bu bir tehlikedir. olurda bir şekilde türkiye ortadoğunun sermaye merkezi olur ve türkiye ortadoğu üzerinde ekonomik anlamda güç haline gelirse, mevcut dengeler alt üst olabilir.

o zaman türkiye de bu bataklığa bir kenarından bulaştırılmalıdır. bataklığa giriş yolları, kuzey ırak ve lübnan dır.
türkiye henüz oradaki mevcut bölünmüşlük içinde söz geçirebilecek kadar etkili değildir. insanı duygularla oralara müdahale edilmesi düşünülebilir fakat karşınızda sizle bağlantı kuracak insanlar yoktur. tam bir keşmekeş hakimdir.

türkiye büyük paralar harcayarak kuzey ırak, ve lübnan da siyasi anlamda etkinlik kazanmaya çalışabilir. başarısız olduğunda kaybedeceği sadece o paralardır. fakat askeri olarak müdahalede bulunduğunda batağın içerisine girmiş olacaktır.

ne mutlu ki bunun farkında olan çok iyi bir dışişleri teşkilatımız mevcuttur.
yeniden gündeme oturtulmuştur.
(bkz: aman ha)