bugün

Bak ben de doğma büyüme istanbulluyum. Burada eskiden istanbul'un akciğeri diyebileceğin ormanlar yakılıp yerlerine bina yaptılar. Şu an istanbulda izmir'in milli parkları kadar bi alan kaldı orman diyebileceğin. Hayvancılık faaliyetlerinin düzelmesi için bu göç yaşanmadan önce bozulmamış olması lazımdı, değil mi? Şimdi kalkmış bana köyden kente göç oldu, orman kesilmedi, vahşi hayvan arttı, hayvancılık bitti diyorsun. Peki köylüyü kente göçüren neydi? Sanki daha öncesinde her işimiz güllük gülistanlık gibi ormanın sıklaşması hayvancılığımızı etkiler oldu. Vay arkadaş ya!
Ali Ağaoğlu'nu sevindiren bir konu. Artık piknik yapılacak yerlerde rezidanslar görürsek şaşırmayalım.
Yakinda koynumuzdaki kariyida Alip Satisa Cikartacaklar
Lakin ilk once comarlardan baslamalari lazim
Malum basimiza bunlari
onlar getirdi...
ağaçlar kesiliyor demeden önce hele bi otur soluklan bilader anlatıcam.

Bak ben artvinliyim. Bizim köyümüz bildiğin ormanın içinde bir dağ köyü. Köy içindeki arazi genel itibariyle 3 kısım;

1. Kısım= bağ, bahçe, tarla. Bu arazi şahsa ait. Ektiğin biçtiğin diktiğin kestiğin sana ait. Kimse gelip sana karışmaz.

2. Kısım= mera. Bu arazi yalnızca Hayvan otlatmak için kullanılıyor. Şahsa ait meralar olduğu gibi köyün ortak kullandığı meralar da var. Bu arazide hayvan otlatmak ve otunu toplamak haricinde hiçbir hakkın yok. Tarla gibi kullanamazsın, ağaç dikemezsin, dikili ağacı kesemezsin.

3. Kısım= orman arazisi. Eskiden her yıl belirli zamanlarda önceden orman memurlarının belirlediği ağaçlara kesim izni verilirdi. Köylü başta yakacağı olmak üzere tüm ihtiyacını ormandan bu izin verilen ağaçları keserek karşılardı. Tüm ihtiyacı diyorum çünkü sadece ev değil Doğu Karadeniz’in çoğu yerinde evin içinde aklına gelebilecek tüm eşyalar ağaçtan. Bu izin verilen zaman haricinde ormandan ağaç kesen kaçakçı muamelesi görürdü. Taşımada kullandığı traktörü, öküzü yakalanırsa devlet el koyardı.

Şimdi gelelim esas meseleye. Köyden kente göç sonucu artık köyde pek kimse kalmadı. Haliyle artık kimse ormandan ağaç kesmiyor. Ne güzel demeden önce dur bi soluklan anlatıcam. Bu durumun pek çok olumsuz sonucu var.

En başta ayı, kurt gibi vahşi hayvan popülasyonu inanılmaz çoğaldı. Köyde kimse artık eskisi gibi arıcılık yapamıyor. Küçükbaş hayvan besleyemiyor. Ayı saldırıyor, kurt saldırıyor çünkü.

Bir başka husus meralar ormana bitişik olduğundan orman içindeki kavak, köknar, meşe gibi istilacı ağaçlar meraları kapladı. Yani meralar mera vasfını kaybetti. Yani artık beslediğin büyükbaş küçükbaş hayvan için otu meradan tedarik edemiyorsun. Belki inanmayacaksın ama otu Mardin’den alıyorlar. Şaka gibi Doğu Karadeniz’e Doğu’dan ot satılması.

Eğer mera niteliğini kaybedip ormanlaşan araziler ağaçlar kesilerek tekrar hayvancılığa açılırsa başta doğanın dengesi olmak üzere köylünün yaşamsal tarım ve hayvancılık faaliyetleri tekrar bir nebze olsun düzene girecek.
Hükumetin sat kurtul politikası bitmedi gitti bir türlü. Yakında satacak birşey de kalmayacak. Orman dağ deniz. Tembellik işin kolayına kaçmak başka bir şey değil. Beceriksizlik, iş bilmezlik, kıymet bilmezlik.
Ormanlara da vergilendirme sistemi getirirlerse millet bi fırt nefese muhtaç kalacak.
sırada ne var ? Marmara denizi mi ?
evetttt. sıra size geldi çomarlar. hadi bakalım.
yakında şeylerini de satışa çıkarırlar.
Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/...tisa-cikarilacak-2347211/

--spoiler--
Ormanlardaki canlı, dikili ağaçları da ‘orman ürünü' kabul edip satışa çıkaran hükümet, ülkenin dört bir yanındaki ormanları büyük şirket ve holdinglere 5 yıl süreyle satacak. TBMM Genel Kurulu'nda oylanıp kabul edilen madde yüzünden devlet ormanlarından sonra şimdi de holding ormanları döneminin başlayacağı ifade ediliyor. Ekonomiye para bulabilmek için devletin elinde ne var ne yoksa hepsini satmaya çalışan hükümet, son olarak gözünü ormanlardaki dikili ağaçlara dikmişti. Hükümet, Meclis'te yapılan bütün uyarılara rağmen ormanlardaki dikili ağaçların satışından vazgeçmedi. Yeni düzenlemeyle birlikte, artık ormanlardaki canlı ve dikili ağaçlar ‘orman ürünü' sayılarak piyasaya sunulacak. Bugüne kadar bir ağacın orman ürünü olabilmesi için Orman Genel Müdürlüğü tarafından işlenip ‘tomruk' haline getirilmesi gerekiyordu.
--spoiler--

Yakında sıra mezarlarımıza gelecek!!!