bugün

ortalama bir film kültürüne sahip birisi olarak söyleyebilirim ki izlediğim filmler arasında en iyilerden biriydi. müthiş sıcacık bir hikaye, etkileyici sahneler.. jack Nicholson bağıra bağıra ilan etmiş 20. yüzyılın en iyi oyuncusu olduğunu. çok farklı duyguları çok içten yaşayacaksınız. izlemeyerek kendinize haksızlık yapmayın, yada izlemeyerek hayatınızda bir lüks yaratın.

--spoiler gibi birşey--

şef'in basketbol öğrenme sahneleri, çalışanlara karşı oynanan maçta gülerek koşmasi ve potadan topu çıkarması, mac'in lavoboyu kaldırmak için iddiaya girmesi, teknenin kaçırıldıği sahne ve tabii ki muazzam final sahnesi. hayatım boyunca unutamayacağım bir şölendi. ağlayacam şimdi
hayatımın filmidir. üzerine 30 yıl geçse de hatırlayacağım filmdir.
defalarca izlenebilir filmdir.

verdiği mesajlar olsun barındırdığı oyuncular olsun keyif vericidir.
ken kesey'nin aynı isimli eserinden uyarlanan muhteşem film. Ayrıca Oscar beşlemesini alan üç filmden biri.
izlediğim en sıra dışı anlatıma sahip olan filmlerden. gerçekten etkileyici ve sürükleyici.
en başta daha film rayına oturmazken sıkıcı bir film gibi gelse de sonradan gözünüzü kırpamıyorsunuz izlerken.
kült film diye buna denir kısaca.

ayrıca Jack nicholson adlı insan evladının bir tane kötü olan ya da kötü oynadığı filmi olamaz mı diye sordurtur insana ve aynı anda da cevabını da verdirtir, ''yoktur!''
klasikler arasında yer alan bir filmdir. Film, sizleri neşelendirir, keyif verir, filmin sonuna yaklaşıldığında mutlu sonla bitecek bir izlenime kapılırsınız diğer izlediğiniz filmler gibi bu filminde öyle bitecek sanarken hayatın nasıl acımasız olduğunu gösteren muhteşem bir filmdir. Yoğun derecede de bir eleştiri vardır.
en güzel filmler listenizde ilk 10da yer alacak derecede iyi bir film.
film gerçekten çok güzeldi. fakat bence derinine inip anlayabilmemiz gerekiyor sadece oyunculuklara ya da eğlenceli ya da şaşırtıcı zaman geçirtmesine bakmamak gerek. bu filmde bariz bir sistem eleştirisi vardır. ve fark ettiyseniz orada bulunan delilerin sorunu özgüven noksanlığı. gönüllü olarak gelmelerinin sebebi de bu. kendilerini savunmasız gördükleri için hastane çalışanlarına aşırı saygı kuralları aşırı benimseme var. yani normal olmanın onlar gibi olmak bunlara uymak olduklarını düşünüyorlar. peki sizce normal insan sistemleştirilmiş insan mıdır? bence filmi izleyen herkesin bunu kendisine bir kez olsun sorması gerekir.
ek: ayrıca tiyatro oyunu olarak da sergilenen yapıttır.
Bazı filmleri izlerken değil de, izledikten uzun bir süre sonra daha iyi anlarsınız. Her şeyi yerli yerine oturtabilmeniz için, biraz zaman geçmesi gereklidir. Film boyunca tanık olduklarınız sizi öyle etkiler ki, bir anda ne hissedeceğinize karar veremezsiniz. One Flew Over The Cuckoo's Nest, tam da öyle bir film işte. Jack Nicholson ile birlikte adım attığınız o tımarhaneden, aslında Dünyanın kendisinin kocaman bir tımarhane olduğunun farkına vararak ayrılabiliyorsanız, filmde anlatılanları da anlamışsınız demektir.
"Milos Forman’ın yönettiği ve başrolünde Jack Nicholson’un yer aldığı One Flew Over the Cuckoo’s Nest, Türkçeye “Guguk Kuşu” ismiyle çevrilmiştir. Film, hapishaneden kaçmak için deli kılığına giren ve akıl hastanesine düşen McMurphy’nin hikâyesini anlatan çok deli bir filmdir.

Mc, akıl hastanesine düştükten sonra sistemle bir mücadele içerisine girer. Sisteme karşıdır. Tabi boş bir başkaldırı da söz konusu değildir. Çözüm noktasında fikir üretir. Hatta akli ve diplomatik yöntemlere/yollara başvurur, lakin sistemin katı sınırcılılığını aşamaz. Kitleselleşmeye çalışır. Kitlesel potansiyelin bilincindedir. Mc, etkilenen değil, etkileyen olduğundan bulunduğu ortamı hemen şekillendirmiştir.

Tayfadan kopuk, elitist bir zihniyeti de yoktur Mc’nin. Her ne kadar diğerlerinden akıllı da olsa delilerden bir delidir. Tayfasına liderlik etmesi, hiyerarşik eşitsizliğe sebep olmamıştır. Yani bir halk adamıdır, halktan biridir.

Mc, sistemin her türlü tehdit, caydırma, dayatma politikalarına karşı ayakta kalabilmektedir. O’nun için yapılacak tek bir şey vardır: O da lobotomi yöntemiyle statükonun makul vatandaşı haline getirilmektir. Fakat bu yöntem O’nda pek tutmamıştır. Tabi yöntemler ve araçlar, şartlar değiştikçe gelişmektedir. Bugün de insanlar bir takım araç ve yöntemlerle “makul vatandaş” haline getirilmeye çalışılmaktadır....
http://erdemligenclik.net...ndan-bir-deli-gecti/";
Kült filmler arasında parmakla gösterilen eşsiz jack nicholson eseridir. Sinema olarak birden farklı türü olduğu gibi, bazı devlet tiyatrolarında izlemesi mümkün olan oyundur. 2 sene öncesine kadar izmit Süleyman Demirel Kültür Merkez'inde izleme fırsatı bulduğum şahane yapıt.
bir kaç defa izlememe rağmen izlemekten her zaman keyif alacağım bir filmdir, başrolündeki jack nickolson ın oyunculuğu mükemmelliğiyle göz dolduruyor.
jack nicholson yine bildiğimiz gibi. Fakat louise fletcher, nurse ratched rolüyle görebileceğiniz ender oyunculuklardan birini sergilemiş. En iyi kadın oyuncu oscar'ını alırken yaptığı konuşmanın son bölümü göz dolduruyor.*
http://www.youtube.com/watch?v=pGl5U7nNlkY
sonu iyi bitmeyen mükemmel bir jack nicholson filmidir.
bazı sitelerde türüne komediyi de ekleyenler var. inanmayın.
tamam bazı yerlerde tebessüm ediyorsunuz ama kahkaha atmalık durum pek yok.
güzel bir filmdir
an itibariyle izlemeye başladığım filmdir.
jack nicholsondan çocukluğumdan beri ölümüne korkarım. bakalım niye ne kadar mükemmel oynamış.

edit: bomba olaylar içinde ilermeyen filmlerden her zaman korkmuşumdur.
sonunda çok sağlam vuruyor şerefsizler.
son 5 dksıyla beni benden aldı, yerden yere çarptı.
sağlam filmdir.sırf jack nicholson'ın manyakça performansı için bile izlenir.
imla kılavuzlarında overrated sözcüğünü cümlede kullanırken akıllara gelen ilk filmlerden.
jack nicholson'ın oyunculuk dersi verdiği harikulade film.
gelmiş geçmiş en iyi erkek oyuncu performanslarından birinin sergilendiği, güzel film. kitap, film izlendikten sonra okunduğu zaman bu performansın büyüsü ve ne kadar akılda yer ettiği daha net anlaşılıyor.
-spoiler olabilir

Bence Billy, hemşire ratchedın oğlu. Ama kadın ,hani derler ya is başka arkadaşlık (burada annelik) başka diye aynen o biçim sanki ikinci biri varmış gibi konuşuyor billynin annesinden bahsederken. Ayrıca hastaları pek takmayan otoriter hemşiremizin billynin sevgilisine evlenme teklifi etmesi bölümünü anlatırken gözlerinin dolması da bunu kanıtlar nitelikte

-spoiler olabilit

Lütfen olumlu ya da olumsuz fikirlerinizi paylaşınız çünkü bunun doğru olup olmadığını bilmek (emin olmak) istiyorum.

Edit: kelime hatası.
--spoiler--
filmin birçok güzel sahnesinin içinden bana en dokunanı hemşirenin yani bayan otoritenin beyzbol maçını izlemek için istekte bulunan Mc.Murphy'e oylama 9'a 9 oldu çoğunluk için 10 olması gerekiyordu dedikten sonra 10. kişiyi aramak için Mc.Murphy'in gösterdiği müthiş ve komik çabadir. dolayısıyla bu sahnede jack nicholson'un oyunculuğu takdire şayandır. 10. kişi bulunup çoğunluk sağlandığında bu sefer oylama süresi dolmuş cevabıyla karşılanır otorite tarafından murphy. akabinde ekiple birlikte beyzbol maçını izliyormuş gibi yapıp deminki sisteme karşı yenilginin rövanşı alınır. bu resmi bir zaferdir, delilik hiç bu kadar güzel ve manidar olmamıştır.
--spoiler--

--spoiler--
zira buna benzer bir sahnede de Mc.Murphy çeşmeyi kaldıramadığında en azından denedim der, bu bir nevi özgürlüğe giden yolda fitili ateşleyici ekip içinde motivasyon ve özgüven sağlayıcı mühim bir hededir. finalde şefin yaptığı ise başarılamamış ama denenerek aslında başarılmış bu hikayeyi ancak perçinler. şefinki bir nevi saygı duruşudur murphy'e. çünkü özgürlük yolunu o açmıştır.
--spoiler--

üzerine bin bir cümle yazdırabilecek nice sağlam alt metniyle bünyede tahribat bırakması muhtemel bir başyapıt guguk kuşu. sistem otoriteden, kurallardan,rutinden, günlük yaşamın olağanlığından beslenirken; karşıtlık özgürlük arayışından, akıldan, birliktelikten, moral motivasyondan ve özgüven pompalamaktan nemalanıyor. filmin finali açılan yol da hayatlar kaybedilse dahi önemli olanın o yolu açmak olduğunu yineliyor. mücadele vermeden, kazanımlar elde edilemiyor. bu film sistemin kural koyuculuğuna atılmış sağlam bir tokattır. tokatı mükemmel oyunculuğuyla jack nicholson anlamlı kılmıştır.

10 üzerinden 9!

izleyin, izletin defalarca.
galiba ben filmleri dikkatli izlemiyorum sonunu da anlamıyorum ya da gerizekalıyım.
4. kez beni dağıtmış jack nicholson şaheseri. izledikçe aynı etkiyi bırakacağınada eminim. (bkz: son olmayacak)
Belli bir sebebi olmaksizin huzunlendiren film. Tanrim delileri koru.