bugün

Jack Nicholson un hapisaneden kurtulmak için deli taklidi yapan bir mahkumu canlandırdığı film.Daha sonra tımarhaneye düşmüştür ve oradaki delileride ayartmıştır.*
(bkz: guguk kuşu)
bir milos forman filmidir
aynı zamanda bir ken kesey romanı..
filmden önce ,rolune hazırlanmak amacıyla , (bkz: jack nicholson)ın bir akıl hastanesine kendisini hasta olarak kabul ettirdiği ve bir süre orada kaldığı rivayet edilir
en iyi film,en iyi yönetmen,en iyi senaryo,en iyi kadın ve erkek oyuncu dallarında oscar ödülü almıştır..
1975 yılı yapımı, michael douglasın yapımcıları arasında olduğu, yönetmenliğini milos forman'in ustlendiği, izlemeyenin çok şey kaçırdığı baş yapıt. orjinal ismi:
"one flew over the cuckoo's nest" dir. guguk kuşunun yuvadan uçuşu gibi bir anlamı olsa gerek
ken kesey'in ayni adli romanindan uyarlanan muhteşemler muhteşemi bir film. orjinal adi one flew over the cuckoo's nest olup başrolde jack nicholson oynamaktadir. film, donem filmi olup tamamen bir ironi üzerine kuruludur. akil hastanesindeki hastalar deli taklidi yapan ve fakat normalde herkesten akıllı olan mcmurphy onderliğinde sisteme karşı çıkan grubu temsil eder. (bkz: hippiler)
saat başı saatin içinden çıkan kuş guguk diye öter.kimse de yazmamış bravo...
1962'de ken kesey'in yazıup çok tutan romanından uyarlanan,''dünyanın yaşayan en büyük oyuncusu''hakkındaki fikrimin bir robert de niro'ya (bkz: taxi driver), (bkz: goodfellas), (bkz: raging bull), (bkz: Once Upon a Time in America)bir jack nicholson'a kaymasına neden olan,oyunculukları ve kitap destekli senaryosuyla uçmuş,sadece jack nicholson değil,aynı zamanda çatlak doktor emmet brown olarak tanıdığımız (bkz: back to the future)christopher lloyd,ve danny devito'nun da uçurdukları,oscar alıp ortadan kaybolan hemşireyi oynayan louise fletcher'in,dönerin yanında ayran kıvamında oynadığı,1975 yapımı,en iyi erkek oyuncu,en iyi kadın oyuncu,en iyi film dalları dahil 5 oscar almış,milos forman şaheseri..
kitap girişinde şöyle bir şiir göze çarpar:

one flew east
one flew west
and one flew over the cuckoo's nest...
uyarlandığı romanın yazarı olan milos forman'ın izlediğinde hiç beğenmediği hatta sinemalarda oynatılmasına bile karşı çıktığı kült sayılabilecek film.
turkceye cevirisini bir turlu icime sindiremedigim film adi. *
(bkz: ice sindirememek) *
Ankara ve istanbul devlet opera ve balesinde sahnelenen dans gösterisinin adı. Romanın dansa uyarlanmış hali. En büyük özelliği rol alan dansçılarının hemen hepsinin yaşının 35 üstüolması 60 yaşındaki dansçıların fırsat verildiğinde hala dans edebildiklerini gösteren eser. istanbul da sahnelenen guguk kuşun da bir dönem dizilerde oynayan ve kliplerde rol alan Erdal Uğurlu rol alıyor
izlenildiğinde kişinin zaman zaman deli olmak istemesine yol açan*, sade anlatımı ve akıcı hikayesiyle mükemmel bir baş yapıt. söylendiği gibi tamamen bir ironi üzerine kurgulanan, insana bir şeyler veren bir film.
imdb'de kullanıcılar tarafından yapılan oylamaya göre tüm zamanların en iyi 12. filmi.

http://www.imdb.com
yazarı,filmi izlediğinde bu benim yazdığım kitap değil demiş.ama yine de güzel bence..ayrıca ege üniversitesi tiyatro topluluğunun oynadığında izledim çok iyiydiler..
Jack nicholsona oscar kazandıran klasikler arasına girmeyi hak eden çok güzel bir film,dönemin akıl hastanelerine ve patoloji sınıflamalarına gönderme yapmaktadır.
seneler önce daha çok küçükken annemin kitaplarına merak sardığımda okuduğum kitaplardan biriydi ve çok uzun seneler sonra filmini izlediğimde bir çok sahnenin aklımdan hiç gitmediğini ve Randal McMurphy'nin hikayesinin hafızamda yer ettiğini anladım. aslında hastalardan çok daha sorunlu despot bir hemşire , tüm hakları ellerinden alınarak kuklaya dönmüş hastalar ve tüm düzene başkaldıran McMurphy 'nin hikayesini anlatır film ve belki de en sevdiğim sahnesi bu sahnedir
--spoiler--
McMurphy ile hastaalr odanın orta yerinde dikilen devasa muslukumsu şeyi kaldırma konusunda iddaya girerler , hepsi dener ama olmaz sıra McMurphy'e geldiğinde o da dener ama kaldıramaz ,kendisine gizliden gizliye gülen hastalara döner ve şöyle der - en azından denedim
--spoiler--

bir yandan da Jack Nicholson denen efsaneye tapıyor olmamın sebebi olan filmdir .
Ken Kesey'nin 1962 yılında yazdığı ve o tarihten beri de Amerikan edebiyatının başyapıtları arasında kabul edilen etkileyici bir romandan Macar asıllı yönetmen Milos Forman'ın gerçekleştirdiği uyarlama.
psikiyatride klasik tedavi yöntemlerini eleştiren, antipsikiyatrik yaklaşımı savunan kitap.
Randle P.McMURPHY (Jack Nicholson), damarlarında kan yerine elektrik dolaşan, ağzı çok iyi laf yapan özgür ruhlu bir mahkumdur. McMurphy, deli numarası yaparak kendisini "kaçıklar" olarak nitelediği adamların yanına aldırır. Ve hemen ardından, onun bulaşıcı düzensizlik sevdası yeni geldiği yerdeki uyuşturucu rutinle karşı karşıya gelir. McMurphy Dünya Kupası maçları oynanırken, yeni arkadaşlarının yatıştırıcı ilaçlara boğulmuş bir şekilde ortalıkta bornozlarla dolaşmasına dayanamaz... ve olaylar gerçekleşir.hasta olanların aslında hasatanedeki görevlilerin olduğunu anlatan süper ötesi bir filmdir.ayrıca filmdeki mildred ratched karaakteride dünayada en nefret edilen 5. karakater seçilmiş.
Jack nicholson'a tapmak için sayısız nedenden sadece birisidir. filmi izleyin ve sonra jack nicholson'ın yerine* en iyi oyuncu kabul ettiğiniz gunumuzden veya geçmişteki herhangi bir oyuncuyu yerleştirdiğinizi hayal edin. * * o zaman anlarsınız bu adam neden bu kadar büyük oyuncu.
ayrıca filmle ilgili bir not eklemeden geçemeyeceğim. danny de vito'nun canlandırdığı karakter bugune kadar yazılmış ve oynanmış en komik karakterdir. *** *** *
jack nicholson oynadığı rolün hakkını gerçekten verebilmek film çekilmeye başlanmadan önce akıl hastanesinde belirli bir süre kalmıştır, bu bile sinemanın tanrısı olduğunun göstergesidir, tapınma nedenidir...
anlatımı, oyunculukları ile klasikleşmeyi hak etmiş bir film.
--spoiler--
uzun uzadıya anlatmak abes geliyor ama genel olarak sisteme baş kaldıran -ki bunu tımarhanede yapıyor olması birşey değiştirmez- bir asinin yine aynı sistem tarafından hadım * edilmesini anlatır. ama harbiden güzel anlatır, bazı sahnelerde ağlatıp bazı sahnelerde de gülmekten yerlere yatırıyor. emeği geçen herkese teşekkür etmek gerek.
ayrıca şef ile mcmurphy nin ilişkisi, arkadaşlığı da mükemmel anlatılıyor, çok etkileyici.
finali de filme yakışır güzellikte.
--spoiler--