bugün

Babamla ilk izlediğim film çok severim.trtden çekilme kasedi halen durur. Müzikleri mükemmeldir. Ayrıca öyle bir geçer zaman ki dizisinde müzikleri kullanılmıştır.
ilk yarısı benim için kusursuz bir film ne zaman çocukluk dönemi bitiyor film düşüşe geçiyor bayağı keşke kaliteyi koruyabilseydi de 10 verseydim. Bu arada Tuesday Weld inanılmaz güzel bir kadın aşık olmuştum izlerken.

https://www.youtube.com/watch?v=Jj5Xczethmw

Şu soundtracke bak be, film de öyle anlar da çalıyor ki tüğler diken diken... Rip Ennio Morricone.
Yahudi mahallesinde geçen film. Baştaki telefon çalma olayını anlamak için film bittikten sonra tekrar başa sarıp izlemek gerekiyor. Yoksa dayak yiyen kim başta vurulan kadın kim vuranlar ne ayak anlaşılmıyor.
4 saatlik film mi olurmuş ya? Süresini görür görmez herhalde kristof kolomb'un Amerika kıtasını keşfinden itibaren anlatılıyo sanıyordum ama bir grup arkaşın çocukluktan yaşlılığa geçen süreçleri anlatılıyormuş. Yıkıldım...

Yarıya bölüp 2 günde izlemiştim. Ve sürekli ilerlete ilerlete, esneye esneye, sözlükte entry girerek 2 günün ardından 4 saatlik süreyi tamamlamıştım. Bir daha izler miyim? Sanmıyorum.
herkesin yanıldığı nokta bu filmi bir gangster filmi sanmalarıdır, film içki yasağı uygulandığı dönemdeki amerikan tarihini anlatır...

o yüzden ismi "bir zamanlar amerika"dır...

benim için çok önemli bir filmdir...deborah´la noodles´ın makyaj odasındaki konuşmasından filmin sonuna kadar devamlı olarak ağlarsın...

youtube´da da devamlı olarak yazdıkları gibi..."film of films" tir...filmlerin filmi...
müzikleri efsane oyuncular efsane kendisi ayrı efsanedir.
benim için en önemli filmlerdendir. "filmlerdendir" kelimesini dikkatli kullanıyorum, çünkü, birincisi bile olabilir.

de niro...inanılmazdır!!
Kültlerdendir. Son sahnesi derin altmetin içerir. Tabi malsanız, eeee nasıl oluyo öyle yaa dersiniz.
sinema tarihinin en önemli filmlerindendir.
Mafya filminde ağlanırmı? Ağlanır amk.
Yesterday'ın çaldığı sinema tarihindeki yerini almıştır. Öncesinde çalan kendi güzel şarkısının ardından gelen bu müzik tam da yaşlanmasıyla birlikte verilirken insana hayatın ne kadar basit ve kısa, bizim ne kadar aciz varlıklar olduğumuzu anlatır.

Gözünüzün önünde yaşlanan de niro'nun o maceralı hayatından geriye kalanın bu moruk oluşu, kazanmasına rağmen bu hale gelmesi hayatın tatlı bir cilvesi değil, o büyük esprinin yüzünüze tokat gibi çarpılmasıdır.

http://www.youtube.com/watch?v=TgGqdAAyJSQ
--spoiler--

Başkarakter küçüklüğünde jack london'ın Martin eden'ini okumaktadır, kitapta amerikan rüyasının yarattığı hayal kırıklığı üzerinden sağlam bir amerikan rüyası eleştirisi yapılır, anlaşılan yaşadığı onca olaydan sonra geçmişe baktığında pek de güzel şeyler görmeyen, hayal kırıklığına uğramış başkarakter, küçüklüğünde okuduğu kitaptan gereken dersi çıkaramamıştır.

--spoiler--
hani bu filmse diğerleri ne diye sordurur adama. film baştan sona seni sürükler. Sergio leone keşke ilk bu filmi çekseymişte bu tür filmleri seriye bağlasaymış.
Dünyanın belki de en klas filmidir. Oyunculuğa doydugunu hissediyor resmen insan.

(#22456451)

Ekleme: filmde olmayan saatlerce sahne var. Bulun izleyin.
Müzik hariç pek de hedesi olmayan film. Imdb sıralamasında ilk 200 ün altında olması gerek.

Sıkı Dostlar bu filmden daha iyi.
sinema tarihinin en farklı ve kaliteli filmlerinden biridir. Film aslında bir gangster filmi gibi gözükse de özünde erkeklerin dünyasını ve kimyasını ( hırs, büyüme , ergenlik,güç, kadınlar, para kazanma tutkusu) işleyen bir yapımdır. Film sinema tarihindeki en ilginç kurgulardan ve senaryolardan birne sahiptir. Ayrıca müzikleri de godfather ile beraber bir sinema filmi ile beraber klasikleşen ender filmlerden birid.r. De Niro ile James wood'un çok başarılı oyunculuklar sergilediği filmin birçok unutulmaz sahnesi vardır. Örnek olarak küçük çocuğun tatlıyı cinsel içgüdüsüne tercih ettiği sahne,genç noodlesin cinayet işlediği sahne gibi ve köprünün arka fonda yer aldığı sahnede ergen kahramanların yürüdüğü sahne gibi.
soundtrack olayını başka bir boyuta taşıyan, başyapıt. ayrıca
(bkz: goodfellas)
yüzlerce kez izlediğim, her karesini ezberlediğim baş üstü başyapıt.
unutulamayacak olan filmlerden biridir. müzikleri efsanedir. hikayenin geçtiği zaman diliminin ruhu bundan daha iyi anlatılamazdı. zamanda yolculuk yapıp o havayı içinize çekmek istersiniz.
Çoğu kişi filme aşık olmuştur. Tabi müzikleriyle, yönetimiyle, mekanlarıyla, kurgusu ve oyunculuk performanslarıyla aşık olunmayacak gibi de değildir. Ama şu ana kadar neredeyse kimse filmin son sahnesinde Noodles' in kameraya ( öznele ) bakarak sırıtmasının anlamını çözebilmiş de değildir.
Bir efsaneye göre film izlendikten sonra Sergio Leone' nin yanına bir arkadaşı gelir. ilk önce tebrik eder ve son sahneyi sorar. Sergio Leone de ilk sahneyi hatırla deyince hayal kırıklığına uğrar. Yani bütün filmin afyon çeken bir adamın kafasında kurduğu hikayeden ibaret olduğunu zanneder. Ama öyle değildir. Film genele bakılınca evet uzun, kurgusal anlamda bir oraya bir buraya gidiliyor ama dikkatli izleyip o son sahnenin anlamını çıkaracak olursak ilk önce filmin başlangıç sahnesini hatırlayalım.
Sarışın güzel kadın bir otel odasına girer. O otel odası nereden çıkmıştır? Hatırlıyoruz: Noodles, Max' in büyük banka soygunu planını gerçekleştirmeden önce parti düzenledikleri kendi mekanlarında bulunan özel odalarına girer. Kapıyı kapatır ve polisi arayıp ihbar eder. Bunun nedenini biliyoruz. Max' in iyiliği için yapar. işte o ihbardan on dakika önce barın önünde sarışın, güzel sevgilisiyle konuşur. "Mapustan çıkınca otel odasında buluşalım" diye sözleşirler. işte o kadın ilk sahnedeki kadındır. ilk önce onu hatırladık. O ilk sahnede kadın öldürülür. Sonra adamlar Noodles' ı aramak için şişmanın yanına giderler. Bu sırada otantik bir çin mekanında afyon çeken Noodles' a haber ulaşır ve Noodles olaya dahil olur. Dışarı çıkar şişmanın yanına gider. Yani bu olaylar ikinci hapis vakasından sonra gerçekleşir. ilkini biliyoruz. Daha sonra Max ve diğer arkadaşlarının öldürüldüğünü görür. Ve filmin son sahnesinde yine bu otantik çin mekanına gelip afyon çekmesi bu sahnenin devamıdır.
Bu filmde Noodles ve arkadaşlarının çocukluk yıllarının anlatıldığı sahneler hayal değildir. Çocukluktan buraya kadar gerçekleşen tüm olaylar gerçektir. Ama lakin ki bu anlattığım olaylardan sonra gidip afyon çektiği ( son sahne ) sahneden sonrakiler, yani yaşlılık dönemleri tamamen Noodles' in kafasında kurduğu karmaşık hayallerin ürünleridir. Çünkü mantıken kısaca ve en basit örneği deborah' ın ( dünyalar güzeli kadın ) max ile birlikte olması ve max' in çocuğunun kendi küçüklük halinin birebir kopyası olması, bunlar da yetmezmiş gibi noodles' in max' i ihbar etti diye kendisini noodles' in öldürmesini istemesi; dahası da var: noodles' in max' i o kadar konuşmadan ve yapılan özel iğneleyeci espirilerden sonra tanımamasının tamamen afyonun etkisinin sonuncu olabileceği düşünüyorum. Şahsen ben bu sonucu çıkardım ve daha mantıklı bir sonuç çıkaramıyorum.
film hakkında bir şeyler yazsam sabaha kadar sürer herhalde.
tamamen başyapıt. hem de her şeyi ile. ancak beni en çok hayran bırakan kullanılan elbiseler oldu. tamamen karizma.

filmi anlamak için bir çaba sarfetmeyin. öyle güzel akıyor gidiyor ki kaptırın kendinizi.

neyse dediğim gibi yazacak çok çok şey var ama tek tavsiyem filmden anlayanlar bu filmi izlemeden ölmemeli. *
sinema tarihinin en iyi filmi olmasa bile kesinlikle ağlatan ve güldüren bütün duyguları 4 saatte yaşatan en güzel filmidir. özellikle küçük dominic in vurulup "ayağım kaydı" demesi gözleri doldurur. bu film ilk olarak 10 saat civarında çekilmiş, sonrasında da çok beğenilmiştir ama düz mantık 10 saat bir filmi kim izler ki... çok güzel olmasına rağmen kesilmiştir ve sinemada gösterime girdikten sonra da birkaç kesintiye daha uğramıştır çıkarılan sahneler var. kesintisiz halini yıllarca aradım bulamadım hiç bir zamanda bulamayacağım sanırım. senaryoyu da 10 yılda falan yazmış sergio leone, üçlemeleriyle meşhurdur ama en güzel filmi bence.
Muhteşem bi robert de niro filmi.Filmin muhteşem olmasının bir sebebi de Herschel Goldberg adlı bi yahudinin itiraf kitabından sinemaya uyarlanmış olmasıdır, film tamamiyle gerçek senaryonun ürünüdür.
--spoiler--
biz de bilirdik orospuya pasta almasını
lakin aç idik yedik amk pastasını.
--spoiler--
sinema tarihinin tartışmasız en iyi filmlerinden biridir. yönetmen sergio leone birinci sınıf bir yönetmenlik performansı sergilemiş filmde, bu filmden dolayı kendisi bende büyük bir saygı uyandırdı. oyunculuk yönetimi, kamera açıları, kamera teknikleri, çekildiği yıla göre gerçekten usta işi. filmin zaten çok iyi bir oyuncu kadrosu ve hikayesi var. bu film bir sinema filmine göre çok fazla uzun olmasına rağmen sıkılmadan izletiyor, bağlıyor seyirciyi. çok uzun bir zaman dilimi öyle sindire sindire, öyle seyirciye geçire geçire anlatılmış ki hayran olmamak imkansız. bir yerde sinema sanatı konuşuluyorsa bu film de konuşulmalıdır.
güncel Önemli Başlıklar