bugün

Türk gençliğinin ortak sıkıntısıdır. Sebebi ve çözüm yöntemleri henüz anlaşılamamıştır.
sebebi isteksizlik ve ezberci eğitim sistemidir.
çünkü ders almayla dil konuşulmaz. gidersin adam gibi yabancı ülkeye, çok değil 3-4 ay yaşa bak o dile neler oluyor.
konuşamıyorum ama anlıyorum şeklinde ifade edilir.
Haftada 4 saat ingilizce görüp, 3 saatinde uyur 1 saatinde de sohbet muhabbet edersen öğrenemezsin tabi. Sözüm devlet okullarında okuyanlar işin, özeldekiler havada Karada öğreniyor zaten.
"Dil dile değmeden dil öğrenilmez" sözünü haklı çıkaran durum.
Bu dertten muzdarip olan 'Türkçe konuşmayı nasıl öğrendim?' sorusunu sorup cevabını düşünmeye başladığında derdine derman bulma yolundadır.
Dil öğretmenliği işinin eğitimini almış ve anadilini veya anadili gibi bildiği dili öğreten insanlara denk gelecek kadar şanslı olmayan insanların tecrübe ettiği bir durumdur.

Hayvanın yapısında vardır, doğal olan hareketler bile taklitle aktifleştirilir. Öğretenin yalancıktan konuştuğunu veya konuşamadığını düşünüyorsa yavru, konuşmayı taklit etmeye güdülenmez. Aynı öğretici 10 yıl değil 25 yıl uğraşsın, o adamın konuşurkenki yabancı dili "hello-kola fanta-pizza please tenk you" dan ileriye gidemeyecektir.
bir türkiye gerçeğidir.
sik gibi eğitim sistemi olan ülkede olmuştur.
türk diline, gramerine hakim olmamaktan ileri gelir. önce türkçeyi iyi öğretirsek akabinde yabancı dil öğretmekte bir sorun kalmaz.
herkes sistemi suçlamış sanki biz her gün ing. kelimeler öğrenmek için çok uğraşıyoruz dili öğrenmek için çok hecesliyiz gibi. iğneyi biraz da kendimize batıralım?
Çaba sarfetmemekten kaynaklanan durumdur. 1 yılda öğrenip şakır şakır konuşan de var souçta hem de öğretmen olmadan, kendi çabalarıyla, tarzanca değil ha, gerçekten gramer kullanarak.
yds'den 50'nin altında puan almakla katmerlenirse tam bir başarısızlık hikayesi olur.
dilsiz olmakla alakalıdır. alınan dersin hiçbir hükmü yoktur zaten. konuşamamak başlı başına bir özürdür.
ha kastedilen.. on yıl yabancı dil dersi alıp o yabancı dili konuşamamaksa.. o ayrı tabi.
bilinçsiz bir eğitimden geçmiştir. zira dil öğrenmedeki temel amaç sözlü iletişimdir.
Kismen icinde bulundugum durumdu 12 yil oncesinde. O zamanlar daha ilkokul ortaokul ayriydi ve ben de haliyle ortaokulda 3 yil boyunca ingilizce gormustum. Sonra yurtdisina * tasindik babamin isleri dolayisi ile. 2 hafta sonra hemen okula baslattilar burda. Ingilizce biliyor diye yazdirmis babam ekstradan bilgi. Ogretmen bisi soruyor ama bir turlu anlamiyorum. Arada bir bicycle anliyorum gerisi yok. Boyle aval aval kadinin yuzune baktim durdum. Sonradan ogrendim ki kadin evden okula kac dakikada geliyorsun diye soruyormus. O an cocuk beynimle bi daha anladim bizim tr de ki ingilizceden bi bok olmaz.

Sonra burda ingilizce dersleri basladi. Ama tabiki bir temel olmayinca anlamak mumkun olmuyor. Bu sebeple sinifimin ingilizce seviyesinden hep asagida kaldim. Gel zaman git zaman universite de iletisim bolumune basladim. Ilk 2 sene yogun olarak haftanin 4 saati ingilizce gordum. Ders esnasinda oyle oturup hocayi dinlemek yoktu. Sen de konusacaktin, kendini ifade edecektin. Tartismalar yapiyorduk, gorusumuzu savunuyorduk. Ilk derslerdeki korku sonra yerini rahatliga birakti zaten. Dilin 5. seferde donmediyse 10.seferde bakmisin o kelimeyi yanlissiz konusmussun. O 2 yil beni cok cok ilerilere tasidi. Tabiki sadece bununla da kalmiyor. Sadece hocalardan derslerden medet ummakla olmaz. Seninde kendi diline katki yapman lazim. Derslerin uzerine ekstradan bisiler koyman lazim. En basitinden yabanci dizi izlemeyen genc yok gibi. Misal o altyaziyi turkce degil de ingilizce koysan, o sekil izlesen o diziyi. Hem keyif yaparsin hem de bir sekilde diline katkida bulunmus olursun. Ingilizce sarki mi dinliyorsun, ac bak sozleri ne anlama geliyor mesela. yoksa sadece egitim sistemine suc bulmakla da bir yere varamazsin.

Turkiye'de ki yabanci dil egitimi su an ne durumda bilemiyorum. Galiba cok kucuk siniflardan baslatiyorlarmis artik. Fakat bu baslikta yazilanlara bakarsak 12 yilda pek birsey degismemis. Demek hala ayni tas ayni hamam. Gercekten de temel olmadiktan sonra o dil ogrenilmez. Hatirliyorum da ortaokulda kalip gibi bir kitabimiz vardi. Daha cumle kurmayi beceremezken cumle kurmamiz isteniyordu. Bir this is a pencil dan ileri gidememistik...Hicbir hocamin severek ders anlattigini bilmem. Sanki yabanci dil ogrenmek kendi diline hakaret gibi birseydi. Hani cok milliyetci bir toplumuz ya. Hani var ya 'ne ogrencem baska dili yeaaa' diyenler. Hoca kendisi severek anlatmayinca ogrenci de sevmiyor dersi, dalgaya vuruyor. Bir dili seversen ancak ogrenirsin. O dilden nefret edersen zaten ogrenmen imkansiz. Ogrenci gicik kapiyor, inat ediyor ogrenmiyor. Evet ders veris sekli degismeli ama ogrenci/ogretmen mentalitesinin de degismesi gerekli. Yabanci dil ogrenince turkce'ye zeval gelmez gencler. Bu sizi asagilara da cekmez, vatan haini yapmaz. Ne kadar bilirsen senin karinadir, bu asla zararina olan birsey degildir.

hicbir dil pratik yapmadan ogrenilmez. Dilin akiciligi pratik yaparak pekistirilir. Sadece okumak olmaz. Okudugumu anliyorum ama konusamiyorum yalanini kimse yutmuyor artik. Bunu yalani turklerin yuzde 90'ni kullaniyor. Konusacaksin ki gelistiresin..bunun baska yolu yok.
aslında sözüm ona; derdini anlatacak kadar öğrenmiştir.
zaman kaybıdır. bu on yıl boyunca alınan dersler müfredattan çıkarılsa daha iyidir bana göre. çok iyi bir kurs ya da 1-2 yıl yurtdışı eğitimi zaten bu 10 yılda kaybolan süreyi telafi eder.
hazırlık sınıflarının kalkmasıyla vuku bulmuştur. haftada 10 saat ingilizce görmek vardır. 2 saat neye yeter. ancak sınavda çıkacak tence'ler gösterilir ve bu her yıl tekerrür eder.

sağlık fuarında arkadaşlarla 'vay ne ilginç, şuna bak la, ahanda bizim tüpler ne tanıdık gel bi bakak.' diye şaşkaloz şaşkaloz gezerken, kore'li stant görevleri ingilizce bir şeyler söyledi. haliyle anlamak birbirimize baktık... 'size ingilizce öğretmiyorlar mı okulda dedi?' anlamına gelen bir şeyler daha söyledi. bizde aptal görülmemek için * 'no,..'
-e rusça mı öğretiyorlar?
no no.
-hangi dili öğretiyorlar.
only turkish only.hassiktir.
-a a ne kötü.

*****
yine aynı fuardan orta yaşlı alman tipli bir adam, gayet neşeli 'good morning' der. neyseki tedbirli davranmışta bir çevirmen almış yanına. adam: 'it's clean' ben yine çevirmene bakıyorum. acaba bana tarzanca mı öğrettiler ingilizce biliyorum diye geçiniyorum. öğretmeye çalışın biraz derslerde bizde neyle karşılaşacağımızı bilelim değil mi. o kadar çok bilinmedik kelimelerle ve başka aksanla anlatıyorlar ki kendilerini 9 yaşındaki sübyanın bildiği 'its's clean'e bile yanlış anlamışımdır diyorum.
KENDI DILINI OGRENEYEMEN ADAMIN BASKA BIR YABANCI DIL OGRENMESI IMKANSIZDIR,
evet başlığı görünce on yıldır ingilizce dersi aldığımı, konuşmayı bırak hiç bir şey anlamadığımı hissettim sözlük.

evet gerizekalılıktır bu durum. yabancı dil özürlü olma olasılığı fazla olan insanlarda görülür bu olay.

evet çok ezik hissettim. yabancı dil bilmiyorum sözlük. çok ezik bir durum.
sikindirik eğitim anlayışı yüzündendir.
yalnızca türkiye'de görülür. Adam herkes yerine herkez yazıyor yabancı dil öğrense ne öğrenmese ne aq.
http://galeri.uludagsozlu...i%C3%A7-konu%C5%9Famamak/
güncel Önemli Başlıklar