bugün

(bkz: derste gulmek)
defalarca başıma gelen olay. ortaokul ve lise caglarında -özellikle istiklal marşı okunurken- kabusum olmuştu. en son tiyatroda saygı duruşunda bulunurken -ki 27 yaşındaydım- başıma geldi...
(bkz: giggle loop)
durup dururken hiç yeri değilken aklınıza gelen komik bir anıyla kırılma durumudur.olayı toparlamaya başladıkça sanki biri arkadan gıdıklıyor gibi daha da beter gülmeye başlarsınız.sonuçta ise bu kriz kendinizi fazla kasma neticesinde karşınızdakinin suratına höykürerek gülmekle sona erdirirsiniz.
gülme döngüsü denen durumdur. couplingte de açıklandığı üzere eğer bir kere ciddi yerde gülünmemesi gerektiğini aklınıza getirirseniz. muhakkak o ciddi ortamda gülersiniz. ne kadar zorlarsanız ağzınızdan çıkacak kahkaha o kadar büyük olacaktır. en iyisi dudak yiyormuş numarası yaparak yahut mideniz ağrımış gibi yapıp hani gülmüyorum da suratımı ekşitiyorum gibi bir poz takınmak gerekmektedir.
en yakın arkadaşın annesinin cenazesinde yada stajda okul müdürünün yanında başa geldiğinde yapılacak açıklama bulunamayıp rezil olunan ve bir daha asla o insanların yüzüne bakılamamasına sebebiyet veren durumdur.
toplu taşıma araçlarında insanların garip bakışlarına maruz kalma sebebi.

(bkz: deli midir nedir)
disiplin cezası almışken, müdürün odasında bir sürü suratı asık öğretmenin karşısında nedensizce ve rezilce geçirilen gülme krizleri..
babam ve oğlumu izlerken seyircilerin ağlaması sırasında onlara bakıp birden bire kopmak.
iğne olurken gülme krizine girip doktorların, hemşirelerin işlerine mani olanlar vardır ki çok ayıptır, asla yapmayacağım şeydir *
baba önemli birşey anlatırken, tam da onun gözlerine bakarken mal gibi birden gülmenin başlaması.
sinir bozulmasına delalet durumdur. ki$inin anlık olarak kendini kontrol edememesi durumudur.
gerçekten insanı yerin dibine sokan bir durumdur. olayı kurtarayım derken işleri elinize yüzünüze bulaştırırsınız. bu gibi krizler de genelde cenazede, istiklal marşının söylerken ya da toplu taşıma araçlarındayken gelir. ilk ikisinde durum bir şekilde toparlanırken üçüncüsünde araçtaki insanların kızgın bakışlarını üzerine çekersiniz bizzat biliyorum istiklal marşı hariç.
genellikle stres altındayken tezahür eden durumdur, kişiyi rezil eder.
vaka 1: cilekrazzi göğüs hastalıkları sınavındadır. hoca iyi bir hatun olmakla birlikte sorularla yanındakileri zorlamaktadır. yazarı gülme tutar, susturmaya çalıştıkça bu gülme sadece tetaniye girmiş gibi titreme halini alır ve bendeniz bunu durduramaz.. gözlerinden yaş gelene kadar kıkırdayan hatun kişisini hoca ağlıyor zanneder ve 'senin sinirlerin gerildi herhalde, çık bi hava al gel kızım' demek suretiyle dışarı yollar. *
vaka 2: zevzek yazar arrest olan bir hastaya suni solunum yaparken yakın arkadaşlarından biri canhıraş kalp masajı yapmaktadır. tamamen zevzeklik ve stresten gülme tutar. durumun kötülüğünü düşünün, elinizin altında bir hasta hayatını kaybediyor, doktoru gülme tutmuş.. **
en çok konsantre olmanız geren anlarda olanları çok kötüdür. mesela tiyatro klubunde bir küpün üzerinde 3 kişi dikiliyorsunuzdur ve bu 3kişiden 1i muhteşem bir oyuncudur. doğaçlama oynanacaktır, uyuyorsunuz uyandığınızda bir küpün üzerinde uzayda buluyorsunuz kendinizi küpün bir yanıda erimekte yanınızdaki kişileride tanımıorsunuz oynayın denilmiştir. uyanırsınız ve gülme krizine girersiniz konuşamazsınız değil oynamak küpün üzerinden düşersiniz.
olmadık yer olarak, bir ev oturmasında; baş köşeye kurulmuş olan babam, o kelli felli göbekli adam. çocukluk anılarından seçmeler anlatıyordu ve salonda herkes pür dikkat dinlemekteydi. bisikletiyle yaptığı kazada duvara "lodoslama" bir geçirdim deyince, arkadaşımla bişeyleri bahane edip mutfağa, banyoya kaçıştık. döndüğümüzde göz göze gelmemeye dikkat ediyorduk ama ara ara omuz titremelerimizi durduramadık onca çabaya rağmen.
ah canım benim ya, yazık çok üzülüyom aslında. bak şimdi nasıl gözlerim doldu.
üşürken.
çoçukluğumda, gençliğimde ve hatta bazen hala yerin dibine girmek istenen anlar grubuna dahil eden durum, annemin bu tip durumlarda başparmağına bak tavsiyesi üzerine bir kereye mahsus denememle birlikte daha fazla krize girdiğim anım vardır ki hayatta unutamam. *
en ciddi olmanızın gerektigi zamanlar da basınıza gelen hadisedir, kendinizi sıkarsınız ama imkansızdır gülceksiniz neden güldügünüzü bilmeden uzun bir süre gülersiniz sonrada kızararak ortamdan uzaklasırsınız.
(bkz: anlatılan fıkraları geç algılamak)
karsidaki icin sinir bozucudur hatta kavga sebebi bile olabilir.
kalabalık bi yerde yalnız başınıza yürürken başınıza gelirse hemen telefonunuzu çıkarıp konuşuyo gibi yaparken bu arada gülmeniz önerilir, kontörünüz varsa gerçekten arama yapınız çünkü kırk yılın başı birinin arayacağı tutarsa sizin gülmenize etraftaki insanlarda katılabilir ve garip bi durum oluşabilir.

(bkz: kosarak uzaklasmak)
eczanede calısırken musterının karsısında kalfa ve yardımcısı arasında gecen olaysa eczacınızdan fırca yemenızın sebebidir..
cenaze evinde herkes gözü yaşlı otururken, böyle hanım teyze görünümlü bir kadın birden ''gaark'' diye geğirir. ve ardından yanımda kuzenim ve ben gülme krizine girmemek için kendimizi o kadar sıkarız ki, benim belim ağrımıştı. böyle dudaklar şekilden şekle girer falan.

sınavda herkes ciddi böyle sanki dünyayı kurtaracaklar. ben arkalarda yerleri tekmeliyorum gülmekten. iki dakika ciddi olamıyorum ya.
derste ve cenaze evinde olanları en fecisidir. fakat bir de erik hartman'ın yaşadığı ve televizyon kariyerine mâl olanı vardır ki, insanı tuhaf düşüncelere sevk eder.

canlı yayında gülme krizi:

https://youtu.be/LnKseJzuaeE