bugün

"Kendime söz vermiştim. Bu kez emek verecektim. Bu kez, herkes gibi sevecektim. Sende bulduğum aşkla yetinecek, fazlasını istemeyecektim. Güzel gözlerinle avunacak, kollarımda olduğun her an için şükredecektim. Herkes nasıl seviyorsa, ben de öyle sevecektim.
Kendimi sıkı sıkı tembihlemiştim. "Aman," demiştim. "Asabi zamanları olur, alttan al. Şımarıklıkları olur, ses çıkarma. Mantıksız, ayarsız tavırları olur, görmezden gel. Nevrotik çıkışları olur, kulağını tıka. Aşk böyle bir şeymiş çünkü. Sen 40 sene uğraştın, aşkı çözemedin, bir de herkes gibi sev. Bu kadar insan yanılıyor olamaz! Mutlaka bildikleri bir şey vardır," dedim.
"40 sene aradın, aradın delikanlı bir kız bulamadın. 40 sene aradın, huzurlu, sakin, akılcı, konuşmadan önce iki kez, hareket etmeden önce beş kez düşünen, öngörülü ve önyargısız bir kadın aradın, bulamadın. Demek ki, senin aradığın özellikler yanlış. Kadınlar değil, sensin yanlış" dedim kendime.
Seni sevmek için kendimi değiştirdim. Bana ne dedilerse yaptım. Beni sevmen için, bana söyledikleri gibi oldum. Sana şiirler yazdım, çiçekler aldım, sana taparcasına hayran oldum ki kendini kraliçe gibi hissedesin, mutlu olasın. Mutlu oldukça beni de mutlu edesin.
Seni sevmek için gözlerimi kapadım, kulaklarımı tıkadım. Ağzımı açmadım. Ne dediysen peki, ne yaptıysan eyvallah dedim.
Yine yaranamadım! Yine başaramadım. Ne seni mutlu edebildim, ne kendimi...
Şu hayattan bütün istediğim, kollarımda huzur bulacak bana da huzur verecek bir kadındı. Ne para istedim, ne lüks otomobiller! Ne yat ne kat istedim hayattan. Sadece birazcık mutluluğa ihtiyacım vardı tam 40 senedir. Onu bulmak için bir kadının tüm kaprislerine katlanmaya da razıydım. Biraz mutluluk için tüm servetimi harcayıp, ömür boyu borç ödemeye bile razıydım. Çok şey istemedim bence bu hayattan, değil mi? Birazcık mutluluk... Onu da bana çok gördü bu dünya.
"Bak oğlum," demiştim kendime çok uzun zaman önce. "Herkes mutsuz, herkes ağlıyor, herkes hüzün dolu. Sen böyle yaşama bu ömrü. Mutlu ol. Gül, güldür, mutlu et. Senin hayatında aşkın gerçeği, mutluluğun en güzeli olsun." kendine böyle bir hedef koyan salak bir gençtim. Ne bileyim ki, dünyada kadın diye bir yaratık var ve nerede mutlu bir insan varsa gidip onu bozuyor.

Yine de vazgeçmedim. Sana inancımı kaybetmedim. "Peki," dedim, "sen nasıl mutlu olacaksan, öyle yapalım."

Ama şimdi bilanço çok korkunç be kızım.

Yapma dediğime, inadına yapacağım dedin, burnun boktan çıkmadı.
Gitme dediğime, inadına gideceğim dedin, götünü çamura sapladın.
Etme dediğime, inadına ettin, sonunda hayatımızın içine ettin.

Her şeye rağmen, kendimi sıkı sıkı tembihlemiştim. Ne yaparsa yapsın, seveceksin demiştim. Çünkü, 40 yıl uğraştım, bu aşk denilen naneyi çözemedim. Mutluluğu bulamadım. Bir de bu gerizekalı şairlerin, beyinsiz yazarların kitaplara kazıdıkları, halka ezberlettikleri kurallara uyayım dedim.

Hay uymaz olaydım.

Ne söz kaldıysa söylenmedik, bırakalım kalsınlar orada.

Olmadı bebeğim.

Sağlık olsun."
Cem şancı