bugün

sporun birleştirici ve barışcı etkisini kullanmayı düstur edinmiştir. beş kıtayı temsil eden beş halkanın içiçe geçtiği bir beyaz bayrağı vardır. ırk ayrımcılığı bayrakta açık açık görülür. kırmızı halka amerika'dır (eskiden kızılderilileri temsil ettiklerini düşünürdüm, şimdi emperyalizmin besin kaynağı olduğuna eminim); sarı halka asyadır, sarı ırkın vatanı olarak; yeşil halka avustralya'yı, siyah halka afrikayı, mavi halka da avrupayı temsil eder. insanın kafasında ayrımcılık varken de ancak bu kadar yaratıcı bir amblem bulur.

bu oyunlara, ülkeler eğlenecek başka bir şey bulduklarında (savaş vb) ara verilir. birinci ve ikinci dünya savaşları nedeniyle üç kez yapılmadılar. ikinci dünya savaşından sonra londra'da yapılan 48 oyunlarına ise almanya, sscb ve japonya katılmadı, henüz müttefiklerle küstüler.
senlerdir istanbulda yapılması için başvurduğumuz ama her seferinde kabul görmeyip bir sonrakine diye umutla geri geldiğimiz,bastırdığımız pullar vesaire nin elimizde patladığı. keşke olsa da gönüllü olsak dedigimiz, her insanın hayatında tatması gereken bir olaylar silsilesi.
eski yunan' da başlayan olimpiyatlar yedi gün sürerdi. ilk gün tanrılara sunulan kurbanlar ile atletlerin dürüstlük anıtlarına ait gündür. bunu izleyen beş gün içinde yarışların koşu, silahlı koşu, çıplak elle savaşma, yumruklaşma, pankras, disk ve cirit, at ve araba yarışları.son gün ise dinsel alaylar ve şölenler yapılır.
antik yunan sitelerinin kaynaşmasını ve fransız ihtilali'nden binlece yıl önce millet benzeri bir oluşumu ortaya çıkarmasıyla meşhurdur. siyasal düşünceler tarihi dersi için süper bir sınav sorusudur.
venüs gezegeni her 4 yılda bir ekliptik semada 5 köşeli bir yıldız çizmektedir. eski yunanlılar bunu keşfettiklerinde öylesine büyülenmişlerki venüs ile onun 5 köşeli yıldızını mükemmellik, güzellik ve cinsel aşkın sembolü haline getirmişler.venüse övgü olması için olimpiyatları 4 yılda bir düzenlemişler ayrıca 5 köşeli yıldız amblemi son anda değiştirilerek içiçe geçmiş 5 halka sembolü kullanılmış.
türkiye ilk defa 1936 yılında katıldığı dev organizasyon.
(bkz: 1936 berlin olimpiyatları)
gamestar ataride ''hyper terminal,long shoot,archery,javelin throw'' şeklinde 999999999 in 1 lik kasetlerin vazgeçilmezi oyun olarak bulunan etkinliktir.

yalnız 12 yaşlarından itibaren kabak tadı vermekte,hele de o uzun atlama yapılırken adamın tam atlama yerine gelmeden atlamasıyla başarılamayan kısmı insanı sinir etmekte,kısa sürede game over olunmaktadır.
(bkz: fatih te kara fatmaların cirit atması)
bu yaklaştığı zaman ben nedense işsiz kalıyorum. 2008'de de aynısı olmuştu, şimdi 2012 londra yaklaşıyor ve yine işsizim. ne lan bu her 4 senede bir çektiğim! cevap ver bana olimpiyat komitesi.
Ülkemizde adı cüneyt koryürek * ile özdeşleşmiş oyunlar bütünü. Cüneyt Hoca olimpiyad(!)ları önemserdi. Ona göre oyunlar, madalya kazanmak için boy gösterilen bir arena olmaktan öte ülkelerini temsil etmeye gelmiş sporcuların kaynaştığı, tanıştığı ve bir dostluk örneği sunduğu bir organizasyondu. Olimpiyatlarda kazanmak ya da kaybetmek yoktu. Olimpiyat, ilgili spor dalında o ülkenin yetiştirdiği yegane sporcuların boy göstereceği bir vitrindi. Kimi ülkeler kimi dallarda başarılı olamayabilirlerdi-Afrikalıların su sporlarında ya da iskandinavların takım oyunlarında olabileceği gibi- fakat; önemli olan olimpiyat uğruna o dalda o ülkenin limitlerini görmekti. Birinci gelemeyecek bile olsa dallarda mümkün olduğunca çok sporcu ile katılmak önemli idi cüneyt hoca'ya göre. Tüm kalbimle katılıyorum.

Günümüzde olimpiyat oyunlarının ve ruhunun geldiği nokta çok üzüntü vericidir. Devşirme sporcularla madalya peşinde koşan ülkeler ve olimpiyat oyunlarındaki başarılarına göre sınıflandırılabilen sporcular. Sporcular da avrupa ya da dünya şampiyonaları yanında "golden league" gibi maddi kazançların yüksek olabileceği oyunlara-haklı olarak-daha fazla konsantre olmaktadırlar. Halbuki sporun ve sporcunun her ülke tarafından kayıtsız ve şartsız desteklenmesi gerekmektedir. Spor dallarının ülke genelinde yaygınlaştırılması ve sevdirilmesi ülke devletinin görevidir. Mutlaka her ülkenin başarılı olabileceği spor dalları vardır ve ülke bu dallara ağırlık vererek çalışacaktır; fakat, her ne kadar ilgi görmüyor olsa da her spor dalını temsilen çalışmalar yapılmalı ve insanlara sporun birleştirici tarafları iletilmelidir. Her dalın kendine has bir disiplini ve terbiyesi vardır. Bu spor dallarının en güzel örnekleri de olimpiyatlarda gözler önüne serilmektedir. Olimpiyatların değeri de burada ortaya çıkar.

Olimpiyatlarda sporcular birbirleri ile değil, halihazırdaki rekorlarla yarışırlar. Sporcular insan sınırlarını zorlayarak limitlerini en had safhada kullanmaya çalışırlar. Bu sayede bir yüksek atlamacı rekor denerken rakipleri bile ayakta onu desteklemektedirler. Bu sadece olimpiyat ruhuna bir örnektir.

Bugün tabii ki yukarıda sayılan haliyle bir olimpiyat yaşamıyoruz ve sanırım bundan sonra da olmayacak. Ülkemizin bu seneki * oyunlara katılımı tarihinin en yüksek seviyesinde olmuştur.

--spoiler--
Türkiye Olimpiyat takımında 114 sporcunun yer aldığını, 67 paralimpik sporcunun da Londra'ya daha sonra geleceklerini kaydeden Kılıç, ''114 kişiden oluşan kafilemizde 66 bayan, 48 erkek sporcumuz yer almaktadır. Bu yönü ile bakıldığında Türk sporuna kadın eli değmiştir diyebileceğimiz bir grafik önümüzde durmaktadır'' dedi.

Kılıç, Türkiye'nin olimpiyat tarihinde kadın sporcu sayısının erkek sporcu sayısını ilk kez aştığını da vurguladı.

Kılıç, ''Londra'ya giden kafilelerimizde kadınlar voleybol ve basketbol takımlarımızın bulunuyor olması, yarım yüzyıllık hasretin ardından takım oyunlarında temsil edilme imkanını iki bayan takımımızla kazanmış olmamız Türk toplumu açısından gurur vesilesi olan bir durumdur. 114 sporcumuza 62 antrenör, 18 federasyon yöneticisi, 13 Spor Genel Müdürlüğü ve Gençlik ve Spor Bakanlığı yöneticisi, 22 sağlık personeli ve teknik ekip refakat ediyor" dedi.

''Güle güle git, güle güle dön'' sloganıyla Londra'ya gelen Türkiye Olimpiyat takımında, açılış töreninde bayrağı voleybol kadın milli takımından Neslihan Darnel taşıyacak.
--spoiler--

Her ne kadar katılım sayısı yüksek gibi görünse de katıldığımız spor dallarının sayısı ancak 16'dır.

--spoiler--
Londra'da, 27 Temmuz - 12 Ağustos tarihlerinde düzenlenecek olan olimpiyatlara 16 branşta 114'ü olimpik, 87'si paralimpik olmak üzere 181 sporcuyla katılan Türkiye, olimpiyat tarihinde ilk kez 16 spor dalında temsil edilecek.

Bu yıl 30. kez düzenlenecek olimpiyat oyunlarında Türk olimpiyat takımı; atletizm, güreş, halter, tekvando, boks, voleybol, jimnastik, basketbol, badmington, yüzme, yelken, masa tenisi, okçuluk, atıcılık, judo ve bisiklette mücadele edecek.
--spoiler--

Bu dallarda katılımcı olan sporcularımızın bir çoğu devşirmedir ki; dünya medyası bu sporcuları tanıtırken ana vatanını lanse etmektedirler. Türkiye adına katıldığı belirtilse de herkes o sporcunun aslında nereli olduğunu bilmektedir. Madalyonun diğer tarafında ise yine bu sporcuların yetiştikleri ortam vardır. Afrikalı sporcular ülkelerinde çalışmalarını yaparlarken bir başka ülkeden bir teklif alırlar ve parada anlaşabilirlerse o ülke adına yarışacaklardır; fakat, çalışmalarına, bozmadan ülkelerinde devam ederler zaten. Ortadaki kandırmaca beni rahatsız etmektedir. Birisine para vererek bize madalya getirmesini beklemekten ziyade bizim ülkemizi evladı olan, ülkemizin tesislerinde çalışmış, ülkemizin okullarında okumuş, kazansa da kazanmasa da bayrağına sarılıp ağlayabilecek sporcuların bizi temsil etmesini yeğlerim. Hele ki konu olimpiyat olunca kesinlikle madalya beklentisi olmadan ülkemizin bayrağını taşıyacak kabiliyette, spor ahlakıyla donanmış, ülkemizi vitrinde yansıtabilecek insanların bu kafilede olmasını beklerdim.

Sadece ülkemizde olmamakla birlikte tüm dünyada böyle bir furya vardır ki, bu da olimpiyat anlayışını zedelemektedir. Her halükarda ülkemiz sporcularını bu oyunlara katılımlarından dolayı kutlamak gerekir.
25 Temmuzda baslamis olan olimpiyat Turkiyeden bakinca hic baslamamis gibi...
5 halkanin 2sini birden temsil eden tek ulke olmasina ragmen ne olimpiyat ruhunu anlamis ne de olimpiyatin neyin gostergesini idrak etmis durumdayiz...
Bu platform medini dunyanin gelistirdigi anlayis olmasi, ait oldugunuz ulkenin nerde oldugunu baska bir seye bakmadan anlamaktir...
114 sporcuyla 16 bransta yarismak buyuk bir onur olsada, sadece lafla bu islerin olmadigi ne yazikki ortadadir...
bireysel sporlarin bir bolumu haric alt yapi gerektiren hic bir spor dalinda temsil edilmiyoruz...
bolgesel ve kuresel guc olma yolunda emin adimlarla ilerleyen turkiye mevcut durumunu gozden gecermelidir densede turkiye kumda oynayan cocuktan oteye gitmeyecek, verilen elma sekeriyle oyalanirken, buyuk dusun turkiye sozleriyle uykuya yatirilacaktir...
olimpiyat oyunlari:
Citius, Altius, Fortius.
"Daha hızlı, Daha yüksek, Daha güçlü"

Not: dokuz koyden kovdular, onuncu koyun yolundayim...
yeniden aday olduğumuz organizasyon. ulan sporun anasını siktiniz. döneminizde doping yapılmadık spor dalı kalmadı neredeyse. şikeye göz yummakla kalmayıp arka bile Çıktınız. milli maÇ heyecanı diye bir şey kalmadı sayenizde. olimpiyat oyunları mı? alırsınız üÇün birini.
bugünlerde avrupa erkekler basketbol şampiyonası yapılıyor. orada bir milli takım var kaptanı geçen sezon oynadığı ligin formatı gereği dopingden dolayı 20 maç ceza aldı. federasyonun yoğun çabası sonucu fiba 6 ay ceza verdi ve milli maçlarda oynayabilir duruma geldi. şimdi bunu bilen ioc üyeleri o ülkenin şehrine oy verir mi?
türkiye olarak sürekli elimiz boş, gözümüz yaş döndüğümüz, dört yılda bir yapılan geniş kapsamlı bir spor organizasyonudur. Dünya çapında sporcu, gazeteci, televizyoncu, spor adamı ve seyircilerin katılımı ile gerçekleştirilen olimpiyatlar insanlar ve ülkeler arası barışın sağlanabilmesini amaçlamaktadır.
Antik şekli Antik Yunanistan'da yapılan oyunlar Fransız soylusu Pierre de Frédy, Baron de Coubertin tarafından 19. yüzyıl'ın sonlarında modernize edilmiştir.
eski yunanlıların olympia'da düzenlediği spor karşılaşmaları ve günümüz versiyonudur.
Olympia moranın batısında kalan tapınaklarla dolu bir yer. Buraya yaz aylarında, dört yılda bir şairler, ressamlar, sanatçılar, sporcular akın edermiş. Beden sağlığının simgesi olan bu oyunlarda asıl amaç zeusu anmak, onu şereflendirmekti. Bunun için kurbanlar bile kesilirdi.
Bu oyublara köle olmayanlar katılabilirdi. Kazananlara yabani zeytin dalı verilirdi. Her ne kadar değersiz bir ödül gibi görünse de olimpiyatlarda başarı kazanmak zaten başlı başına büyük bir ödül.

işte yunanlılar öylesine önem verdiler ki zamanı olympiad denen dört yıllık zaman aralıklarıyla ölçer oldular.

Roma işgalinden sonraki süreçte ise oyunlar yasaklandı ve fransız baron pierre coubertin in çabalarıyla tekrar canlanana dek uyudu.
yunanistan'ın en ünlü kahramanı herakles, efsanevi işlerinden birini hallettikten sonra, babası zeus'un şerefine olimpiyat oyunları'nı kurmuştur. m.ö. 776 yılından beri her dört yılda bir düzenlenen bu oyunlara yunan dünyasının her yanından gelen erkek sporcular katılabiliyor.
görsel
güncel Önemli Başlıklar