bugün

Karne günü yapılan süper kahramanlık hikayesi.

Camdan baktım, dayım şahini çekmiş arkadaşlarıyla beni bekliyor. Neyse efendi efendi çıkışa yoneldim. Kapının orda baktım ayfer ve grubu kakiri kikiri yapıyor. Sonra bi daha baktım belalı tarcan da yanlarında.

Bi dayıma baktım bi tarcan'a. Tarcan'a omzu koydum. Ayfer'in siyah kazağına vuran güneşin içine saklanan inci dişlerinden süzülen;

tarçın ne çaktı sana çocuk, yakışıklı çocukmuş, yerim bunuuu yaa, gibi çığlıkları, yüreğime düşen Fransızca aşk şarkısı gibiydi. Bir çift kırlangıç havalandı, birinde onun yüreği, birinde benimki. Rüzgar artık daha bi tatlı vuruyordu örselenen çocuk yüzüme. Oksijen, oksijen gibi değildi, kaybolan yıllarımdan arta kalan hatıralarla dolmuştu. Altımdan kayan beton beni ayfer'e götürür gibiydi.

Fazla uzun sürmedi. bu meltem, yerini tarcan'ın korkusuyla çırpınan kalbimden havalanan yusufçuklara bıraktı.

Sonra o, sapı sararmış, camlarında keçe kalemi yazıları olan eski, küflü demir kapıyı hızlıca açtım. Karşımda sarı bıyıklarıyla, dayım ve 3 içkici arkadaşı beni bekliyordu. Hemen koştum dayıma, sonra da pavyona gittik. ikinci döneme kadar unutulur herşey.
deneyenler oldu. şimdi hepsi pişman.
tarcan'ın telaffuzu tarkan.
Tarcan , tarkan , tarçın what kind of türkçe is this noluyor . Fazla betimleme zehirlenmesi bu olsa gerek.

Edit: güzel giriş, sanırım kazak dilinde yazılmış gelişme , güzel sonuç.
ODUNU yemekle sonuçlanabilir.
gereksiz yere belaya bulaşmak.
okumadım ama başınızın ciddi manada belaya sokabilir.
Dünkü cuma, okullar tatile girecek diye tarcan'a tekrar omzu koydum. Kızları bı göreceksiniz ama kalpler fln, msn istemeler. Belki koronadan ölür de dayak yemem ipneden.