bugün

efenim bide askerde nöbetci çavuşun koluna takıtıgı bant gibi bantları vardı bunların bizim zamanımızda. krtasiyeden alır takardık ben hava koluydum örtmen hergün hava durumunu sunduruyodu bana hayatımın en saçma salak anlarından birkaçtanesidir. bu bantların bide göğüse çengelli iğneyle takılanlarıda mevcuddur.
sırf ismi havalı diye kooperatif kolunu seçersiniz. 3 yıldır aynı kolu taşırsınız, ancak kimse size olayın ne olduğunu anlatmaz... okul biter etrafta kooperatifçiler çoğalır ve şu merak edilir, demek ki bunlar da zamanında kooperatif kolundaydı, sevdiler ki devam ediyorlar bu işe. *
kütüphanesi olmayan bir okulda kütüphaneciler kollunda olmak gibi bir vahimliktir. eğitsel kollar. sorundur. öğrenciye tek avantajı bazen faaliyet diye ders yapılmaz boş ders rahatlığı vardır.
spor kolu dışındaki diğer kollar bir işe yaramaz ve çok can sıkıcıdır, spor kolu nda ise bol bol maç yapılır, spor müsabakalarına gidilir.

o yüzden herkes spor koluna girmek ister ama herkes giremez.

ben sivil savunma koluna girerdim genelde, tek kelime ile rezalet bir koldu, en azından benim zamanımda, şimdi deprem önem kazandı, orman yangınları çok arttı belki daha da önemi artmıştır.

bir de benim bu eğitsel kollar la ilgili unutamadığım olumsuz bir anım var, ben bir konu başlığına yazmıştım onu şimdi bulamadım, bulunca entry nosunu yazacam buraya.
kız öğrenciler için dedikodu saati erkek öğrenciler için sıkıntıdan patlama çilesidir.
fen koluna seçilip sevinirkene yapılacak işin sadece laboratuar temizlemek olduğunun anlaşıldığı an başlar çile.
sikimsonik icatlardan biridir.
herkes sınıf başkanı omak isterken içlerinden en cevvali ve tabii ki çalışkanının çıkıp başkan, ikinci en çalışkanının da yardımcısı olmasıyla sönen ümitlerin temizlik, kütüphane amaan en iyisi gezi kolu olayıma dönen küçüklük anısıdır. herkeste mevcuttur.
kurma kolu.
-cocuklari sosyallestiecegiz- adi altinda cektirilen ciledir. her ogrencinin bu konuyla ilgili bir anisi vadir. benim birden cok.
ortaokulda saglik kolu olmustum. bir arkadasimin dizi, kolu vs. yarildiginda acilin ben doktorum edasiyla ona pansuman yapiyordum. sonra fenalasiyordum.
ilkokulda da kooperatif koluydum**. 2 sene boyunca kantincilik yaptim. ticarete o zamandan atildim. eti puflari ayirirken yanlislikla yirtip yiyordum.

sonuc olarak cektirilen bu cilenin aslinda insana kazandirdigi seyler de oluyor. hicbir zaman -buyuyunce doktor olucam ben- cocuklarindan olmadim, saglik kolundayken ne kadar dogru bir karar verdigimi anladim.

kooperatif kolunda ise ticaretin bana gore olmadigini anladim. 1 liralik seyi 3 e satmak falan kotu seyler bunlar. durdum durdum astronom oldum. haydi hayirlisi.
zamanında mecburiyetten benimde dahil olduğum eğitsel kolların en eğitmeyen kolu olan kooperatif kolundaydım. küçüktük, ufaktık verilen görevler bizim için büyük önem arz ederdi. bende kooperatif kolunu aşırı şekilde benimsemiştim. hatta öylesine benimsemiştim ki kendimi ali ağaoğlu falan sanardım. tabi o zamanlar ali ağaoğlu falanda yok.

koskoca kooperatif kolunun başkanı olunca ister istemez millet benden icraat bekliyordu. bende çalışmalarımı sürdürürdüm. reklam filmi bile çektim be arkadaş.
--spoiler--
burası bursa merinos ilköğretim, burda 200 derslikli yeni bir yaşam merkezi kuruyoruz, bu yüzde 87'si yeşil alan olacak, içinde golf sahası bile olacak, hep hayal ederdim okulda havuz olur mu diye, yaptım olacak, çünkü bu ülkede herkes havuzlu güzel kaliteli bir okulda okumayı hak ediyor, burada havuzlar olacak bir tanesi tam 130 metre kare, burada kantin var, spor salonu var, herşey var burda bir yaşam var, burası enerjisini kendi üretecek elektriğiniz yüzde 20 daha ucuz olacak, bu yeni projemizde 10 bin lira peşinat veren herkes güzel bir okul sahibi olacak, inşaata başladık bile hahaha..
--spoiler--
sonradan öğrendim ki kooperatifçilik kolu okulun kantinini denetlermiş. hadi oradan be! vizyonunuz küçük sizin!
ben severdim ya.söylemesi ayıp müzik kolu başkanıydım*
temizlik kolu en çilelisiydi . sınıfın en naif en saf kızları örtmenim ben temizlik kolu olayım diye atlar. akabinde sınıfın tahtasının her dakika silinmesinden tutun da , sınıfın perdelerinin her hafta sonu eve götürülerek yıkanması mı dersiniz . pencere pervazlarının silinmesine ve sınıftaki arkadaşlarının tırnak kontrolünü yapmaya kadar ( ki bu işin en afilli kısmıdır) bir sürü abuluk çocuklara kol niyetine girdirilmiştir.
öğrencilerden para toplama niyetinde olan okullarda paraları sınıflardaki bu eğitsel kolların başkanları toplardı. örneğin; okula top, spor malzemeleri vb. alınacaksa bu parayı spor kolu başkanı, sınıfa ecza dolabı alınacaksada sağlık kolu başkanı toplardı.
hep kütüphane kolu oldum ben sözlük.okuldaki kütüphanenin anahtarı bendeydi.canım isterdi kitapları düzelteceğim diye izin alırdım öğretmenimden.dersten çıkardım.ama en zor kısmı gelmeyen kitapların peşine düşmekti.hep eksilirdi kitaplarımın sayısı.üzülürdüm.
ağızı,yüzü,burnu,gözü,kalçası,göğüsleri kısacası her yeri güzel olab kaddın bir de gamzesi var ki, o hiç sormayın
öğretmenin sınıfta ne bok yiyeceğini bilemediği zırvalığın daniskası olan etkinlikler. türk eğitim sisteminin formalite olmasına en güzel örnektir.
bu seçim sistemiyle bu kadar partiyle olmuyor, iki turlu seçim sistemi gelmeli.