bugün

kişinin;
-yıllardır okuduğu,
-nice nice disiplin cezaları aldığı,
-kopyalar çektiği,
-dersleri kaynattığı,
-derslerde sıkılıp dergi okuduğu,
-haftanın 5 günü gitmek zorunda kaldığı ve lanetler okuduğu,
-hocaları kızdırdığı,
-geyiklerin tavana vurduğu,
-hayata ve eğitime dair çok şey öğrendiği,
-haftanın 5 günü formasını üzerinde taşıdığı,
-çetelere karıştığı,
-tuvaletlerinde kaçak sigara içtiği,
-saatlerce sırada oturarak bedenini eskittiği,
-sıralarını acımadan kazıdığı,
-pazartesi ve cuma günü bahçesinde istiklal marşını okuduğu,
-sık sık kaçtığı,
-acı tatlı binlerce şey paylaştığı,
-nice can dostu ve düşmanı edindiği,
-milli bayramlarda kutlamaların yapıldığı,
-sınav zamanı cehennem azabı gibi gördüğü,
-her şeye rağmen içinde dahil olmaktan memnun olduğu okulundan ayrılmak ve bir daha istese bile o sıralarda okuyamayacak olma durumudur.
Hayatın öenmli bir dönemini geride bırakmaktır.ayrıca hayatın akışına dahildir ve üzülmek yerine sevinmenin yerinde olacağı durumdur;çünkü oradaki "gerçekten" değer verilen insanlar daima yanında olacaklardır.Bunu kabullenmeyip "Okulum da okulum!" diye salya sümük ağlayanlarıysa kendi hallerine bırakmak en doğrusudur.
hemen ardından master olayına girilmezse asker ocağının yolunu tutmaya sebep veren eylem...
an itibariyle yaşanılan olaydır. sokaklarda nida atarak koşmak yerine *, sözlükte at koşturmak seçilmiştir. önce babayı sonra anneyi aramaktır. * Arkasından çabuk yayılan bir telefon trafiğine tutulmaktır... iyi-kötü bi devrin muhasebesini yapıp tüm hesapları kapatmaktır... * * *
herşekilde daha stresli ve yoğun günlerin başlangıcıdır. ortaokuldan mezun olan adam öss stresine ve öss'nin getireceği yoğunluğa doğru, liseden mezun olan adam üniversite hayatına doğru**, üniversiteden mezun olan adam ise iş hayatının stresli günlerine doğru* adım atar.*
üzen olay..bozan durum.
belli bir süre geçtikten sonra o tozlu sıraları, çirkef hocaları, erken kalkmaları hatta yazılı streslerini bile özleten olay..

(bkz: ben okulumu özledim)
kötüdür, zordur. yeni stresli günler beklemektedir kişiyi.
akademik kariyerlerini kıç bezi olarak kullanacak kadar önemseyen gerçek serserilerin umrunda olmayan şeydir..
12 yıl süren tıp eğitimim sonucunda artık mezun olmaktan ziyade "kurtulmak" a dönüşen hadise.
ümitleri, neşeyi, kahkahaları, hayalleri, en güzel günleri o binanın içine, sıraların üzerine hapsedip gitmek. bir daha dönmemek üzere gitmek. bodozlama daldığınız hayat, hayallerinizdeki gibi değilse, yıllar sonra önünden geçerken hatırlarsınız, içiniz sızlar. hayalleriniz hala oradadır ama kullanma süresi dolmuştur.
(bkz: kayıp bir bavul gibi olmak)
liseyse mezun olunan okul: gün gelip de işiniz düştüğünde okulunuza kapıdan giremediğiniz şöyle bi bakıp vay be demenize sebep olan içerdeki üniformalı insanlara garip garip baktığınız, midede bir burukluk hissi uyandıran garip birşeydir okuldan mezun olmak.
o okuldan nefret etsem de ben orada büyüdüm orada olgunlaştım 7 yıllık yaşanmışlık nede olsa. insanları orada tanıdım. iyi hoca kötü hoca ne demek onu ayırt ettim. Çok ağladım ama çokta güldüm. Bazen ağlarken güldüm bazende gülerken ağladım. Çok şey yaşadım arkadaşların hasını buldum arkadaşların yüz karasını buldum. Kimi zaman yanımda orduyla insan oldu kimi zaman yalnız kaldım ama şunu çok iyi biliyorum ki hayatımın neresine gelirsem geleyim hep orada ki yaşadıklarımı hatırlayacağım ne kadar kötü olurlarsa olsunlar onlar benim için değerli olacak. Ben o okulda çok yalancı gördüm. Çok kavga ettim ama hep ayağa kalkabildim. Şimdi ise o okula gitmek için bu gece hiç uyumadım hayatımın en saf dönemimi geçirdiğim yere şöyle dönüp bakacağım aklıma bütün yaşanmışlıklar geçecek film şeridi gibi belkide hiç dönüp bakmam bilmiyorum..