bugün

detaycıdır ayrıntı kaçırmamak ister.
anlayışı zayıf. usta sen bu okuma işini nir türlü beceremedin.
ne alaka?
bir zamanlar bir hikaye kitabı okumuştum ve içindeki hikayeleri çok beğendiğimden tekrar tekrar okumuştum.
bunda anlaşılmayacak bir şey yok.
konu çok sarmışsa demek ki.
iyi ki der sonunda. sanki başka kitap bu okuduğum der.
insanlar neden ayni kadinla bircok defa sevisir?

her seferinde farkli bir haz duydugu icin mi yoksa ihtiyacini karsilamak icin mi?

buna istinaden iyi bir okur farkli acidan bakabilmek icin farkli bir psikolojiyle okuyabilmek icin ya da sadece okumak icin okur.

daha net anlatayim,

25 yasinda okudugun bir kitabi 30 yasinda okudugunda farkli anlamlar cikarirsin. yani bakis acin gunden gune degisir.

tabi beyin gelisimi kabul ediyorsa.
ilk defa okuyormuş gibi okuyan insandır. niye mi? suç ve ceza yı herkes okumuştur değil mi? peki 4-5 kere okunduğunda o kitabın her yaş aralığına göre farklı mesajlar verdiğini fark eden yok mu aramızda? eminim vardır. o zaman sıkıntı ne.
benimdir. ozellikle sevdigim kitaplari defalarca okurum her seferinde ayni heyecanla.
ilk heyecanla okunan kitapta bazı detayları görmek mümkün olmaya biliyor bu yüzden kitap iki kere de okunur on kere de. E bir de kitabı ne kadar sevdiğine bağlı bazı kitaplar bir kere okunup kenara konmayı haketmeyecek kadar güzel.
O kitabı çok beğenmiş şahıstır. Her bir detayını ezberlemek ister.
"the silmarillion" en az 10 defa okunmalıdır, her sene üç aylara girildiği vakit hatim etmek iyi gelir ferahlık verir.
çünkü insanın 20 yaşında düşündüğüyle 40 yaşında düşündüğüyle farklıdır. art arda aynı kitabı okusa bile her defasında ayrı yerleri dikkate alarak okur, a kişisinin değil de b kişisinin empatisini kurar, o kitapta aşka değil de maceraya dikkat verir vs. tabi bunu düşünmek bile 20 yaşından 40 yaşına değişiyo o ayrı.
bir kitabı birden fazla okuyanlar için birisi kalkıp anlama özürlüsü diyorsa ben o kişinin okuduğu kitapları sorgularım. Bu sözü söyleyen eleman büyük ihtimal vitrin kitapları, vampir mampir kitapları okuyordur.

insanlar Kant, ibn Sina vb. Okuyor bu adamların yazdıklarını sen ilk okuyuşunda tam olarak anlasan bile bir şekilde içselleştirebilmen için ikinci bir okuyuşunu da yapman gerekir.
veyahut bilim, sanat, felsefe kitapları. Bu tarz kitaplar çoğu zaman kişiye birinci okuyuşta tam verimini vermiyor, diğer okuyuşlarda zenginleşiyorlar.
Yani sandığın gibi bir aptallık yok ortada, farklı bir olay.
selam, o benim. çok sevidiğim bir kitabı gayet ikinci defa okuyabiliyorum. çünkü insan her zaman aynı ruh halinde olmuyabiliyor. bundan dolayı da okunan kitap insanda farklı tatlar bırakabiliyor.
Bende onlardanım. Üstelik bu kitap 4 ciltlik. Zamaninda 4 ayda bitirmiştir simdi bir buçuk ayda bitti. Muhtemelen 2 sene sonra tekrar okurum.
Ben çok sevdiğim bi kişisel gelişim kitabını üç defa okumuştum , her okuduğumda yeni bi anlam çıkarıyordum. Okudugumu anlayıp hayata geçirmem üçüncü okumamda net sonuç verdi. Burdan şerif abime sevgiler ,harikasınız
Kitap okuyan kesim ikiye ayrılıyor. Okuduğu kitabı arttırmak ha o mu onu okudum ben diyebilmek isteyen insanlar ile sevdiği için okuyanlar.

ilk grup zevk almıyor demiyorum ama daha skorer bir durumları var. Ben sosyal medyada okuduğum hiç bir kitabı paylasmadim. Bu benim tercihim yani kimseye lafım yok.

Bir insana ne okuduğunu ne izlediğini sormam zira gerek yok. Sohbet ederken anlıyorum.
Hatırlıyorum, istanbuldaydık.
Doğal ortamından kopartılarak kafese tıkılmış bir hayvan gibi hissediyordum kendimi o beton bloklar arasında.
Henüz ilkokul dördüncü sınıf çocuğuydum.
Toprağa hasrettim, çamura ovaya...
Sınıfımızın mütevazı kitaplığında bulunan birkaç kitabın arasında görmüştüm onu.
Ve Okuldan çıkar çıkmaz eve gidip okumaya başlamıştım.
Bir köy hikayesiydi.
Köyünden ayrılmak zorunda kalan bir çocuğun şehir hayatında yaşadığı zorlukları anlatıyordu kitap.

Okudum ben de.
Değil bir, değil on, belki yüz defa okudum o kitabı.
Neredeyse hergün okuyup, sonraki gün tekrar kaydını yapıp eve getiriyordum.
Kitaplık defterini kontrol eden öğretmenimiz durumu farkedip bana o kitabı yasaklayana kadar devam etti böyle.
Neden bu kitabı sürekli götürüyorsun diye sorduğunda: "çünkü seviyorum." diyebilmistim ancak.

inanmayıp rastgele açtığı sayfalardan sorup da adeta ezberlediğimi görünce, durumun hakikaten de zararlı bir boyuta ulaştığını düşünmüş olacak ki kitabın bana verilmesini yasaklamıştı.

Halen tadını dimağımda hissedebiliyorum o sihirli satırların...

Sarı lamba ışığı altındaki evrenimi ölürken dahi hatırlayabileceğim, biliyorum.

Tanım: birgün bir kitap okuyup da bütün hayatı değişebilen insanlar tarafından icra edilebilecek eylem türüdür.
Hayatımda sadece bir kitap için yaptım. Hatta 3 kere okudum.
Ninatta'nın bileziği.
Bir aşk hitit döneminde bu kadar güzel anlatılır. O çaresizlikler bu kadar güzel okuyucuya yansıtılır. Kalemine sağlık Ahmet Ümit.
kur'anı kerim.
bir ömür boyu okunur.
Se versen okursun.
bu cümleyi kuran adama hangi kitapla gelseniz anlatamazsınız, boşverin.
not: okuyucu
ben değilimdir.

çoğunlukla ve genellikle.
Kitabın verdiği mesaji daha iyi anlamak için bazen okuyup belli bir müddet sonra bir kez daha okumak gerekebiliyor. Okuduğu kitabı bir daha okuyan insan önceki hâline göre daha olgun olabilir.

Küçük kardeşime Samed Behrengi'nin Küçük Kara Balık'ını almıştım, kardeşim ikinci sınıfta. Ona bu kitabı 6. sınıfta ve lise 1'de bir kez daha okumasını tavsiye ettim. Benim için dünyanın en güzel masalı olan bu kitap her olgunlaşma evresinde ayrı bir anlam ifade ediyor ve farklı bir mesaj veriyor. Okumadıysanız siz de okuyun bu Güney Azerbaycan'lı yazarın kitabını. Kardeşlerinize de okutun, 5-6 yıl sonra bir daha okumalarını öğütleyin.