bugün

okan bayülgen, bildiğiniz gibi özellikle son 2-3 yıldır, entelektüel sosuna buladığı iğrenç ötesi konuları tartıştığı bir televizyon programıyla meşhur olmuş bir kişidir. daha önceleri çok fazla insanın tanımadığı bayülgen, şimdilerde tüm liselilerin ilahı, sosyal sıçıntılıktan zerre farkı olmayan sözümona anarşistlerin fikir babası haline gelmiştir. özellikle medya canavarı adlı program kesitinde hepimizin internette izleyip güldüğü şeyleri yayınlamakta ve bunları aklı sıra eleştirmektedir. ancak iş hiç de öyle gösterildiği gibi değildir. özellikle yalçın çakır konusundaki yaptığı iki yüzlülük bizlere bir ders konumundadır. hatırlarsanız, ilk olarak yayınlanmaya başlandığında, yalçın çakır program'da madara ediliyordu. çakır'a sanki uzaydan gelmiş muamelesi yapılıyordu. programın reytingleri arttıkça ve çakır'ın programının da izleyici kitlesinin artmasıyla birlikte bu iki medya katili karşılıklı paslaşır mahiyette olan programlar yapmaya başladılar. hatta artık öyle bir hal aldı ki bu durum, çakır 2-3 haftada bir bayülgen'in programına katılmaya başlamıştır.

toplumun psikolojisini bozan ve insanları ne idüğü belirsiz bir kişilik yapısına sevkeden flash tv programları da böylelikle aklanmış oldu. yine rüyanız hayrolsun adlı program da benzer şekilde kullanılmış ve artık insanlar bu programı bile izlemeye başlamıştır. düne kadar bu tür programları izleyen ve yapanlara aptal muamelesi yapan güruh, bugün bu programları bayülgen'in sayesinde birer belgesel kıvamında izlemektedirler. örnekler daha da çoğaltılabilir.

yani okan bayülgen öyle medya eleştirisi yapan bir entelektüel değil, insanları televizyonun kölesi yapan bir medya ürünüdür. programlarını buladığı entelektüel sos ise bugün sadece 3. dünya ülkelerinde kabul gören bir anlayıştır. bu sebeple bu aymazlık mahkum edilmeli ve okan bayülgen'in eleştiriyorum diyerek sosladığı saçmalıklar farkedilmelidir.
(bkz: aferin dört buçuktan beş)