bugün

Yükseköğretim kuruluşlarında öğretim üyesi bulunmayan dersler için geçici veya sürekli olarak görevlendirilen,ders veren ve uygulama yaptıran kimse.
(bkz: araştırma üyesi)
kariyer anlamında baktığımızda gıpta edilesi bir konum olduğu halde, maddiyat yönü çok zayıftır.
her ogretim gorevlisi ayni zamanda ogretim uyesidir. ancak her ogretim uyesi ogretim gorevlisi degildir. zira ogretim uyesi genel bir kavramdir. ogretim gorevlisi bir alt baslikta incelenir.
öğretim görevlisi, öğretim üyesi değildir.

bu çok karıştırılır, akademisyenler arasında bile. bazı zamanlar tv'ye bir profesör çağırıyorlar, sunucu "hede üniversitesinden öğretim görevlisi mukandar cubalak" diye sunuyor. sağolsun hocalarımız bozmuyor sunucuyu, o zaman da yanlışlık devam ediyor. azıcık daha okuyun da bu hatayı yapmayın.

üniversitenin iki işi vardır. araştırma ve eğitim, araştırma işinde yardımcı olan yardımcı öğretim elemanına araştırma görevlisi denirken, eğitime yardım eden, yardımcı öğretim elemanına, öğretim görevlisi denir. haftalık ders yükleri 12 saattir.

yard.doç'den profesöre kadar olan kadro ise öğretim üyesi olarak anılır. haftalık ders yükleri 10 saattir.

bütün sayılan akademik kadroların hepsine birden öğretim elemanları denir.

okudunuz işte, sıfatları bir daha yanlış kullanmayın.

(bkz: dağılın lan)

ders yükü kısmısı : bu da başka karıştırılan kısım. bir öğretim görevlisi haftada en az 12 saat derse girer ya da bir öğretim üyesi,haftada, 10 saat derse girmelidir anlamında kullanılmaz ders yükü lafı.

haftalık ders yükünü tamamlayan öğretim elemanı verdiği her artı ders için ek ders ücreti alır.çeşitli bölümlere servis dersi vererek abartanlar ve bu yolla ikinci bir maaş çıkaran öğretim görevlileri türkiye hudutlarında vardır ve olacaktır. bu onların evliya olduğu anlamına gelmez.

bir haftada hiç derse girilmeyebilir, 30 saat ders de verilebilir. kimse "niye bu kadar ders veriyon huleayn" ya da "hayırdır hoca bu haftayı boş geçirmişin" demez.

ayrıca öğretim üyesi olmak için doktora çalışması yapmak gerekirken, öğretim ve araştırma görevlilerinde bu geçerli değildir.
2 yıllık meslek yüksekokullarında değerli olan, 4 yıllık fakültelerde pek fazla değeri olmayan meslektir. akademik öğretmen de denilebilir bunlara.

özellikle meslek yüksekokullarını ayakta tutan elemanlarıdır. öyleki bazı üniversitelerin meslek yüksekokullarında müdürlük, müdür yardımcılık gibi görevi yaparak senatoya bile girebilirler. ama rektörlük seçimlerinde oy kullanma hakları yoktur (ancak görevde 20 yılını tamamlamış ve idari görevde bulunuyor konumda olanlar, üniversite senatosu onaylar ise seçimde oy kullanma hakkı kazanabilir).

araştırma görevlisi ( asistan ) den daha farklıdır konumları, asistanlar bir hocaya bağlı olarak çalışırlar, belli bir süre sonunda doktoralarını bitirip yrd. doç. dr. olmak zorundalardır, olamazlarsa atılırlar, asistanlar pek derslere girmezler, onlar adı da üstünde araştırma yapmak için varlardır.

ama öğretim görevlisi öyle değildir, öğretim görevlisinin doktora yapıp yapmaması kendi bileceği iştir, doktora yaparsa yrd. doc. dr. olup öğretim görevliliğinden öğretim üyeliği'ne terfi eder (tabi o da kadro gelirse), ama yapmazsa da kimse "niye kariyer yapmıyorsun" diye soramaz(en azından resmi yollarla soramaz, ancak arkadaş arasında "doktora yapsana, yrd. doç. olsana, bazı makamlara gelip bize kıyak yapsana" şeklindeki konuşmaları saymıyorum), çoğu sözleşmelidir aslında ancak yüz kızartıcı, ahlaksız bir suç işlemediği taktirde genelde sözleşmeleri otomatik olarak hep uzatılır yani "kadrolu gibi sözleşmeli" muamelesi görürler, işini doğru dürüst yaparsa kimse öğretim görevlisi'ne birşey demez.