bugün

Ciddi ciddi ülkenin gündemini takip etmeyince daha umutlu olunuyormuş. Mesela ben bunları tanımıyorum ve bi eksikliğini hissetmedim. Üstüne bilmiyorum diye mutlu bile oldum.
nasıl bir açlık grevi ki hala yaşıyorlar.
Sadece tuz ve su tüketiyorlar .
Açlık grevinin esaslarını bilmeden nosol holo ölmoyolor gibi omurgasız yorumları göz ardı edelim. Sırf işlerini geri almak için açlık grevi yapan bu iki insanın hapishaneye atılması onu geçelim Semih Abimizin bünyesi zayif haliyle darp edildiğine dahil şikayetler yağarken değil gazetecilere ailesine bile açık görüş izni verilmemesi ise utanç verici. Nuriye Abla ise 35 kilo artık.

Bu ülkenin fırsatlarıyla zorlukluklariyla okumuş öğretmen olmuş insanların bir kaç yanlının kalemiyle ihraç olması ve hakkettigini geri alması umuduyla açlık grevinde olması ve devletle bağı olmayan insanların bile buna göz yumması utanctır. Nuriye ve Semih buz dağının görünen kısmı. işinden ihraç edildiği için intihar edenler sadece bir kaç cümlelik haberlerle göz ardı ettiklerimizdir.
Bir an önce bitmesi gereken eylem. Nuriye ve semih, eğer burayı okuyor iseniz; hakkınızı almak için hayatta kalmanız gerekiyor. Siz, zeki insanlarsınız. Hakkınızı almanın bir yolunu, yöntemini bulursunuz. Ölmeyin ulan...
Gardiyanlar ölüp ölmediklerini kontrol ediyorlarmış. Nuriye ve Semih artık yürüyemiyor.
Ayrıca "gizli gizli yiyolardır nasıl ölmediler yaee" diyenleri cahil cühelalıktan kurtulmaya davet ediyorum.
Şekerli su ile hayatta kalıyorlardır genel taktik olarak ama bundan sonra vücutları muhteşem bir hasar görmüştür.

Verin şu gariplere işlerini. Her muhalif ya dhkpcli ya fetocu.
görsel

ah ulan bu devlete silah sıkarlar ama devletimiz şevkatlidir. iyi bakar. sen dhkp c saflarında savcı kirazı şehit edersin, destek verirsin ama devletin kıyamaz onune koyar bir tas su bir tas yemek.
sonuna kadar takipteyim.
işyerimin konurda olması hasebiyle kışın o dondurucu soğuk altında oradaydılar.
yaptıkları şey teröristlik falan değil.
terörist arıyorsanız geçmişte fetoyu sevenlere bakın biraz.
önce işlerinden ihraç ediliyorlar ve sonra ne hikmetse açlık grevine başladıkları zaman dhkp-c'li oldukları ortaya çıkıyor.
kaynak akp ve sabah gazetesi, şahsen ben tatmin oldum, kesin dhkp-c'lilerdir.
ulan mal herif 2012'de böyle bir durum söz konusu oldu ise o zaman neden bu şahıslar akademisyenliğe devam ettiler?
2012'de başka bir parti mi iktidarda idi? hatta soruşturma açılıyor sonra serbest kalıyorlar.
yoksa bunlar da megri megri kontenjanından mı faydalandılar?
geri zekalı akp'liler yüzünden artık kim terörist kim masum belli değil ama emin olduğumuz tek şey akp, türkiye'yi yönetemiyor.
t:ölmek üzere olan şahıslardır.
isimleri yasaklanmış olan şahıslar. Siyasi suç sayılıyormuş. Dün semih'in annesi oğlumun ismini ne kadar yasaklarsanız yasaklayın söylemeye devam edeceğim, bunu engelleyemezsiniz diye bağırıyordu. Olaylar karışık. Polisler ayrı eylemciler ayrı problem.
158 gün aç kaldığı halde bir insan ölmüyorsa günde 3 öğün yemek yemek israftır lan.
hakları için direnenlerin grevidir.

normalde yazmayacaktım ama dayanamadım. bugün burada haklarını arayan insanlara sövenler yarın devran döndüğünde ve kendi hakları tehlikede olduğunda gelip ağlayacaklar. hatta ağlıyorlar bile. işten haksız çıkartılan insanların hepsi solcu değildi sonuçta. kendi görüşünden insan olunca "ama hakkımız yendi :(((" diyebilen ama karşıt görüşten olunca "umurumuzda değil, terörist la zaten bunlar, hak etmişler" diyen iki yüzlü davarlar var. sürü mensubu olmak zor valla, baksana beyinleri onları terk etmiş.
yaşadığım dönemde yapılmış en sembolik hareketlerden biridir. kendi haklarını, aslında bizim haklarımızı da savunmaktalar. kininizi, küçücük kalbinize sığdırdığınız o kocaman nefretinizi alıp defolun.
sonuna kadar haklı bir grevdir. boyun eğip aç kalmaktansa baş kaldırıp aç kalmayı seçen cesur insanlardır bunlar.
açıktan kim ölmüş abiğ.
pasif direnişleri ahmakça buluyorum. bu iki insanın yaptıkları saçmalık takdir edilmesi gereken bir cesaret örneği gibi pazarlanıyor. neden peki? zor bir işe kalkıştılar diye mi? hindistan'daki kolunu yukarı kaldırıp da yıllarca indirmeyen adam da yapılması zor bir şey yapıyor. ama o adamı bu salaklığı için takdir etmiyorum. hatta kolunu tüm insanlık için bir daha indirmemek üzere kaldırsaydı da yaptığına saçmalık derdim. bu nedenle nuriye ve semih için de aynı şeyi söylüyorum: yaptıkları saçmalık!..

biliyorum, çogu duygusal tarafından şu an bir cani olarak nitelendim bile ya da benim ak partili olduğumu sanan biri küfredek yazıyı okumayı bıraktı; ama umurum değil. bu açlık grevi saçmalıktan başka bir şey değil.

vicdansızlığı kesin olarak kanıtlanmış bir adam ve benzer karakteristik özellikler taşıyan sempatizanlarına karşı böylesine çocuksu ve sonuçsuz bir protestoya kalkışmak ahmaklıktan başka bir şey değil. siz kendi kendinize erdoğan'ın size verdiği zarardan daha fazlasını verdiniz. böyle direniş olmaz. öte taraftan, adalet yürüyüşüyle bir başka pasif direnişi kılıçdaroğlu gerçekleştirdi. noldu, yürüdüğüyle kaldı.

atatürk falan boşuna anadolu'yu falan toplayıp savaş açmış lan. keşke ingilizlere karşı gururlu gururlu yürüyüş başlatarak sizler gibi çok duygusal bünyelerin gözlerini doldursaydı. "paşama bak be nasıl da yürüyor ingilizlere karşı, helal olsun be" diye ağlasaydınız. sonra yürüyüş bitince de ingilizler kemal paşayı sizin protest alkışlarınız eşliğinde tutuklasalardı. mustafa kemal içerde çürürken sizler de ağlayarak "bunun hesabı sorulacak" diye kuru sıkı tehditler savururdunuz.
hatta askerler boşuna aç aç savaştılar. keşke tüm anadolu oturdukları yerden açlık grevine girselerdi. zaten isteseler de gıda yoktu, çok zor da olmazdı onlar için... düşüncenize arkadaşlar, bütün anadolu emperyalist ingilizlere karşı gururlu gururlu açlık grevi yapıyor. ay glb birazdan hüngür ağlayacağım, bu manzara karşısında göz yaşlarımı tutamam ben ki :(

he he, çok duygusal he... Allah'tan o insanlar sizin gibi saçmalamadılar da ingilizler topukları götüne vura vura kaçtı gitti.

gandi ingilizlere karşı tuz yürüşü başlatmıştı. 300 milyon hintli, iki avuç ingiliz zülmüne karşı sadece yürüdü!.. yürüyüş bitince de tutukladılar gandi'yi... bu manzara çoğu insan için duygu yüklü bir cesaret tablosu... he cesaret he...

bugün mustafa kemal'in partisinin genel başkanı gidip gandi'yi örnek alıp yürüyor, kafayı yersin... bir başkası açlık grevi yapıyor, bir süre insan bu saçmalıkta cesaret arıyor... herkes kafayı yedi ülkede!..
dhkpc'li ya da en azından sempatizanı iki bireyin grevidir. aylardır da açlıktan ölmüyorlar. allah allah yav.
200 küsürat gündür süren grevdir. Nasıl bir açlıksa 200 küsürat gün devam ediyor. Maşallah. Evet.
kilo aldıran grevdir.
işi, aşı, düşüncesi, meslek onuru için ölümü göze alabilen onurlu iki eğitimci.

onlar bu mücadeleyi çoktan kazandı.
çok yakında hem işlerine hem aşlarına kavuşacaklar.

zulüm adın namert olsun.
Semih özakçanın az önce serbest bırakıldığı eylemdir. Nuriye gülmen için tutukluluk kararı devam etmektedir.

kişisel olarak, ihraç edilmelerini haklı bulmuyorum. bu grev şartlarında daha fazla tutukluluk hallerinin olmaması lazım, denetimli olarak nuriye gülmenin de cezaevinden çıkartılması gerekiyor.

Edit: Bu insanları suçlu anlamında malzeme olarak kullanmak çok yanlış. Hükümet bu insanları hapse atmadan önce kendi içinde halen dışarıda fink atan fetö yandaşlarına odaklanmalıdır.
Bu fotoğrafta hak yiyen ve hak arayanlar mevcut. Mevcut durumu değerlendiremeyen sakat beyinliler sol fotoğraftakini savunup sağ fotoğraftakine ise terörist diyor.
görsel
Merhaba. Nasılsın? Gününün her anlamda aydın olmasını umuyorum. Biraz vaktini alacağım müsadenle, bence konu hakkında yetersiz bile olsa da senin için belki biraz uzun olabilir bu mesaj. Tahmin ediyorum ki sabah kahvaltını yapmışsındır. Yahut gün içinde midenin hayıflanmasını bastırmak adına alelade birkaç şey atıştırmışsındır. Muhtemelen de fiziksel olarak sağlıklı bir uyku da geçirmişsindir dün gece. Belki sürdüğün hayata dair düşünceler, yaşamsal sancılar dışında başka pek bir şey alıkoymamıştır seni uykundan. Ama yine de göz kapaklarına biriken yorgunluğu yastığına akıtabilmişsindir. Nabzın çok da fazla çırpınmamıştır mesela gün içinde. Düzen içinde koşuştururken belki bir kuple telâşlanmıştır yüreğin de seninle. Sonra biraz soluklanıp dinginleştirmişsindir onu da düşüncelerinle beraber bir köşeye yaslayıp. Sanırım bu yahut buna benzer tandanslarda geçiyor günün.
Muhakkak ki bilirsin açlık grevlerini, bilmeyen olsa da elbet çalınmıştır bir yerlerden kulağına. Naçizane en özne haliyle açıklık getirmek gerekirse açlık grevi; zaten hakkın olana kavuşabilmek adına, bu yolda düzenlenen bir tören gibidir. Tüketmemenin şenliğidir. Bundandır ki açlık grevinde mide hayıflansa da, çok çeşitli baskı ve hatta işkenceye maruz kalınsa da her daim talepler, umutlar baskın gelir. Ama mesela kahvaltı yoktur. Yahut açlığını idareten bastırmak için alelacele midene tıkıştırabileceğin şeylerin de yoktur. Bir noktadan sonra aşırı kayıptan dolayı vücudun deyimi yerindeyse erimeye başlar. Başını yastığa koyduğunda kemiklerin sana batmaya, kendi kemiklerinin sızısından uyku sana uğramamaya başlar. An be an ölüm salınır başucunda, bir de hakkın olduğu halde erişebilmek adına canını kattığın taleplerin. Şakağında birikmiş düşlerinle bir olup hem umudu büyütürsün küçülen bedeninde, hem de ölümü ağırlarsın odanın ağır havasında. Hele bir de tutsaksan..
Nabzın bozulmaya her an hazır ve nazır bekler nöbette. Yüreğinin ritminden sebep yorulmanın sevdasını çekersin. Çıldırtan dengeyi hissedersin göğüs kafesinde. Her gecenin karanlığına bata çıka güzelliği düşler, sonra kendini kendin omuzlayarak taşırsın şafağa.
Çok değil, bir nebze avuçlarına taşısan bu hisleri sen de bir parça olacaksın onlara. Nuriye ve Semih bu zincirin ne ilki, ne de sonu olacaklar. Ancak onlar bu zincirde bir halka oldu. Sadece onlar için değil; Belki farkında olmadan sessiz kaldığın, rastlaşmadığın, bir yerlerde haksızlığa karşı "onurumuz candan önce" diyen herkes için. Yeryüzünde süresiz açlığından, giderek azalan nabzından, ölümden bile güzel şeyler çıkartabilen herkes için; Senin sesin gerekli. Hak mücadelesinde nefeslerini davasına siper etmiş herkes için senin soluğun gerekli.
Bunları yazıyorum çünkü ben naçizane hissedebildim bu eşsiz güzelliği. Ve isterim ki sen de bilesin nişane gibi onurun, güzellik sevdasıyla kuşatılmış bir açlığın erdemini. En önemlisi insan olabilmek adına bunun gerekliliğini. Ve anlamak sesinle, soluğunla "Ben de varım!" diyebilmeyi.
Yaşam gailen içinde başını göğe kaldırıp bir an olsun açlıktan doğan mucizeleri zihninde parlatman ve ses verip bir parçası olman dileğiyle. Bak, bu kez rastlaştın..
300 küsürat gün sonra bitendir. 300 gün aç kalıp sağlıklı olmakta ayrı olay zaten. Bu solcular sıkılınca açlığa başvuruyor. Evet.