bugün

diyarbakırlı.
aziz yıldırımın fenerbahçe yönetimindeki kuklası.pek çok otelin yanısıra yeni rakının da eski sahibi(en son %90ını amerikalılara sattılar.)
(bkz: bozacı nın şahidi şıracı)
bu akşam yaptığı açıklamasını son derece efendi bir şekilde,doğru ve yerinde yapmıştır.şimdi top ittifakta,haydi bakalım..
29 ekim 2006 vestel manisaspor fenerbahçe maçı ndan sonra yapılan röportajda,
- bu akşam liderliği elimize geçirmek için fırsat vardı.
- geçirdik! *, çok mutluyuz.!!! diyen yönetici.
bu aksam ki palermo macindan sonra yaptigi aciklamayla, trabzon macı hakemini simdiden baski altina almayi basarmis yoneticidir. utanmasa "trabzon macinda sen benim bi tane topcuma kart göster bak noluyo" diyecekti alenen ama bunu kibar bi sekille dile getirdi tabi ki.
fenerbahçe'ye ve aziz yıldırım'a verilen cezalardan sonra, federasyonu taraflı davranmakla suçlayan yönetici. işte fenerbahçe bu yüzden antipatik, bu yüzden ceza alıyor. galatasaray da, beşiktaş da, trabzonspor da ceza aldı, hangi yöneticinin veryansın edip, birilerini taraflı olmakla itham ettiğini gördünüz? eğer gerçekten taraflı olduğuna inanıyorsan, otur yasal yolla çöz işini. çıkıp da, eşkıya gibi "federasyon da olayın içinde" dersen, cezanı alırsın. senin başvurabileceğin, federasyon, türk mahkemeleri var. çıkan sonuca itiraz edebileceğin yargıtay, üst mahkemelerin var.

şimdi aynı şeyi, uslanmadan tekrar tekrarlıyorlar. şimdi, bir 6 ay da nihat özdemir alsın bakalım. belki o zaman aklı başına gelir.

buyrun bu da ilgili haber;
http://www.hurriyet.com.tr/spor/5638154.asp?gid=53
başka takımları şampiyon yapmak için çaba sarfedeciğini ya da bu yönde bir gelişme sonucunda sevineceklerini beyan etmeyecek kadar karakterli, eski bir "demokrasinin taminatı" mensubu..

senelerden geçen sene beşiktaş başkanı yıldırım demirören bir televizyon kanalı galatasaray'ın şampiyon olmasını isterim der, beşiktaş - galatasaray maçına bir hafta kala.

senelerden bu sene adnan polat çıkar sahneye şampiyon olamayacaklarını anlayınca geçen sene yapılan jeste jestle karşılık verir; beşiktaş'ın şampiyon olmasını isteriz ve/veya isterim. fark eden bir şey yok nede olsa kurumsal kimlikleriyle konuşma yapıyorlar..

karar sizindir..

ha ayrıca bu it dalaşı da iran - ingiltere arası psikolojik savaşa döndü bakalım sonu ne olacak..

not: it kelimesi, adı geçen tüm insanlar için mecazi anlamda kullanılmıştır. altında buzağa aramaya kalkmayın zira büyük yılan büyük kayanın altında yatar..

link editi: http://fenerbahce.org/detay.asp?ContentID=7056
ligin bitimine az bir zaman kala paçaları tutuşan bir yönetimin yöneticisi.

vay efendim yıldırım demirören geçen sene galatasaray'ın şampiyon olmasını isterim demiş.n'olmuş sattı mı maçı? sattıysada neden 90 +1. dakikayı ve mucizevi bir golü beklemiş.

adnan polat demiş bu sene n'olmuş* ? maçı mı var beşiktaş ile galatasaray' ın ki satsın(!)
hangi galatasaraylı fenerbahçe' nin şampiyon olmasını ister hem.

genel şüphe üzerine Vedat Yüksel ve Aytekin Durmaz 'ın hakemliği bırakmasını isteyen yönetici.

vedat yüksel değilmiydi ;

fenerbahçe-antalya macinda antalya'nın net penaltsını vermeyen, aynı maçta ali bilgin' in elle oynayıp yan hakemin penaltı dediği pozisyonda çok iyi pozisyonu suzerek fenerbahce lehine serbest vuruşu veren, fb- beşiktaş maçinda ibrahim üzülmez' e uçan tekme atan lugano 'nun yaptığı adam yaralamaya yonelik hareket sonrası taç atışını gösteren, appiah 'ı oyundan atmayan.. *

şimdi n'oldu ?
alemi kör herkesi sersem sanan eküriden. saz arkadaşları mahmut uslu, murat özaydınlı.
diğerlerinden farkı daha az saçlı olması ve ağlak sesle konuşması. öbürleri hem gür
saçlı hem de döver gibi konuşuyorlar. korkutuyorlar.
bir dönem efendiliğiyle kendisine hayran bırakan ancak son 1 sene içerisinde mutasyon geçirip tuhaflaşan fenerbahçe inşaat ve turizm ltd şti. başkan vekili...

ayrıca her ne hikmetse; bir yandan delikanlılık yapmaya çalışırken diğer taraftan da yusuf yusuf nidaları ortalığı kasıp kavurmaktadır. kendisinin konuşmalarından birkaç örnek vermek gerekirse;

"Lig Tv de yayınlanan Maraton Programının yorumcusu Erman Toroğlu tarafından dün akşam BJK Çaykur Rizespor maçı ile ilgili yapılan yorum da konunun hangi boyuta geldiğinin anlaşılması açısından son derece önemlidir."

ey nihat özdemir, 2 hafta önce değil miydi, murat özaydınlı isimli amigo yöneticinizin lig tv'de yayınlanan maraton programına bağlanıp erman toroğlu'nu yerden yer vuran, "siz görevinizi yapın, sadece pozisyonları yorumlayın" diye, şimdi çıkıp nasıl olur da aynı erman toroğlu'nu referans gösterirsiniz? işte bu zihniyet "beni seç, beni seç" zihniyetidir... sizi haksız da olsa kayırsa -ki; bjk-rize maçının hakemi hakikaten rezaletti, beşiktaş'a müsamaha gösterdi, ancak bobo'nun pozisyonunu da baki'nin pozisyonundan önce kesti, yerden yere vurduğunuz vedat yüksel de fb-bjk maçını fb lehine katletmişti- referans alın, haklı bile olsa eleştirisinde "sen işine bak erman" hakikaten çok delikanlısınız... aynı şekilde sizin referans verdiğiniz erman toroğlu 2003-2004 sezonunun son programında şu sözü etti; "evet fenerbahçe itilmedi ancak, beşiktaş'ın önü ciddi şekilde kesildi, 13 puanı hakemler tarafından çalındı" bunu da referans göstersene ey nihat özdemir?

"Sayın Yıldırım Demirören ve Sayın Levent Erdoğan yaklaşık 3 haftadan beri ısrarla kendilerinin şampiyon olacaklarını söylemektedir. Sayın Demirören'in bu açıklamaları yaptığı tarihe, onun öncesindeki görüşme ve temaslarına bakacak olursak bu mesajların masumane motivasyon mesajları olmadığı açıkça görülebilmektedir."

ey nihat özdemir, 2003-2004 sezonunda 8 puan gerideyken aziz yıldırım "biz şampiyon olacağız" dediğinde "başkan sen ne diyosun ya?" niye diyemedin, aziz yıldırım'ın o dönemki açıklaması nasıl yanlış sa yıldırım demirören'in açıklaması da yanlıştır ancak; 3 sene önce aynı açıklamayı siz yaptınız, yıldırım demirören de, çıktı "ben aziz yıldırım hangi duygularla aynı konuşmayı yapmışsa, ben de aynı duygularla yaptım, takımıma güveniyorum" dedi. şimdi demek ki; aziz yıldırım hamaset içinde, gaflet içinde "bir şeyleri bildiği için" açıklama yapmış... aynı şekilde aziz yıldırım'ın açıklamasından sonra, samsunspor maçı -ki; 5 kırmızının 4'ünün arkasındayım ancak cem papila denen hakem müsveddesi o maçtan sonra hiçbir zaman o standardta muhteşem maç yönetmedi, o sezonki fb-gs derbisi dahil- ankaragücü maçı, elazığspor maçı, diyarbakırspor maçı... bu süreci de yargılasana ey nihat özdemir?

"Anlaşılıyor ki geçen sezon Denizlispor maçı ile sonuçlanan süreç bu sezon yeniden farklı bir kurgu ile bir kez daha sahnelenmektedir."

ey nihat özdemir, altıpastan appiah o golü kaçırmasaydı ne olacaktı?

"MHK derhal harekete geçerek üzerlerinde genel bir şüphe oluşan Vedat Yüksel ve Aytekin Durmaz'ın hakemlik müessesesi ile ilişiğini kesmeli ve bu suretle ligin geri kalan bölümünde görev alacak hakemlere uygun duruş konusunda mesaj vermelidir."

ey nihat özdemir; sen kimsin ki; bir hakemi, o hakem hatalı da olsa, haklı da olsanız, hakemlikten atılmasını emredebilirsin?
aytekin durmaz baki'ye kırmızıyı çıkaramadığı için mi atılmalı? peki, ligin ilk yarısında karate filmlerinin 9 milimetrelik metrajından fırlayıp, ibrahim üzülmez'e uçan tekme atan lugano'yu gözünün önünde atmayan vedat yüksel'in o dönem atılması gerektiğini zikretmedin? neymiş, tümer'in penaltısı verilmemiş, vedat yüksel o yüzden gitmeliymiş... ligin başından beri lugano'yu defalarca atmayan hakemler de bıraksınlar, appiah'ı atmayan hakemler de bıraksınlar, onlar kolladı mı fenerbahçe'yi?

"bir kısım TFF yönetim kurulu üyelerinin kişisel meselelerini görevlerinin önüne geçirmiş olması yukarıdaki örnekte de olduğu gibi tuhaf hakem atamalarına ve atanan hakemlerin şampiyonluk ve küme düşmeye tesir eden nitelikte kararlar vermesine kadar varabilmiştir."

ey nihat özdemir; madem o kadar delikanlısın, bu "bir kısım" yönetim kurulu üyelerinin ismini ver, hem tff bir şey yapsın diyorsun, hem de kendin isim vermiyorsun... sen bir kulübün 2. adamıysan öyle suyu bulandırıp, bulanıklıktan medet ummayacaksın, bir şey biliyorsan çık söyle, bilmiyorsan ötme...

ey nihat özdemir, senin artık futbol kamuoyu önünde pul kadar değerin kalmamıştır... o kadar yuvarlak cümleler kurmuşsun ki; batağın içine giriyorsun... ikisi de yanlış o çok ayrı bir konu ama sen yapınca takıma inanma, öteki yapınca "bir operasyon var bu işte" şekip mosturoğlu denen zat da çok iyi biliyor ya bazı şeyleri o hazırlamıştır sen de okudun tabi... ama yanlış yaptığınız bir şey var, sizin görmezden geldiğiniz şeyleri halk bilmiyor zannediyorsunuz... artık fenerbahçe panik sürecine girmiştir, tıpkı, 2003-2004 sezonunda beşiktaş'ın girdiği gibi, inancını yitirmiştir, beşiktaş'ın da bazı maçlarında bariz hakem hatalır olduğunda camiada "bizi şampiyon yapmayacaklar" korkusu baş göstermiş ve takım inanılmaz düşüş göstermiştir... şimdi de fenerbahçe öyle, volkan ballı kadroyu onayladığı için imza atar, şekip mosturoğlu'nun haberi olmaz artist artist iş yapmak için sivas maçının tekrarını isterler komik bir şekilde, kayseri futbol olarak ezer, tıpkı rize'nin beşiktaş'ı ezdiği gibi, ondan sonra vedat yüksel bıraksın, aytekin durmaz bıraksın... işte bu ecelin nefesi ey nihat özdemir... yusuf yusuf nidaları artık çok net duyulmakta... korku başladı... nabız artıyor, tansiyon yükseliyor... sen 100. yıl kadrosu kuruyorum diyerek sirk yarat, takımın top oynayamasın, taraftarını kahretsin, sonra çık bizim önümüz kesiliyor... eğer bu ligde bir kesme olduysa bunun en acısı ve kanlısı 2003-2004 sezonunda oldu... o kanı da siz içtiniz ey nihat özdemir... fenerbahçe camiasının antipatik olmasını sağladığınız ve herkesi fenerbahçe'ye düşman edip, fenerbahçe'nin altını oyduğunuz için kendinizden utanmalısınız... yazıklar olsun ey nihat özdemir... öyle ki; artık sayın ifadesini bile kullanamıyoruz...
34 FB 1907 plakasinin sahibi.

http://img111.imageshack....mg111/1964/img10395ly.jpg

edit: degilmis efendim, plaka hakan bilal kutlualp'inmis.
edit2: sıpeşıl tenks to paleface
mustafa çulcu tarafından sözleri kısmen yalanlanan, demirören tarafından da sözlerini ispatlamaya davet edilen fenerbahçe inşaat ve turizm ltd şti. başkan vekili.

"Asıl nokta bize ulaşan duyumlar üzerine MHK başkanı Sayın Çulcu'yu bilgilendirmiş olmamıza rağmen hafta sonu oynanan maçlarda bize gelen duyumların harfiyen gerçekleştiğini görmektir. Bu noktada MHK başkanı Sayın Çulcu, söz konusu maçlar öncesinde telefonda bize garanti vermek yerine gereğini yapıp fütursuzca gerçekleşen illegaliteye dur demeli ve gereğini yapmalı idi."

burada yıldırım demirören'in hakemleri bildiğini iddia etmişti zat-ı şahaneleri, yıldırım demirören de dedi ki;

"Neymiş; hafta başında hakemin kim olacağını, hatta Fenerbahçeli bir futbolcunun kırmızı kart göreceğini söylemişim. Külliyen yalan... Hatta deli saçması... Madem böyle bir konuşma var; duyan her kimse, çıkacak açıklayacak. Maçları yönetecek hakemleri ben önceden nasıl bileyim? Merkez Hakem Kurulu Başkanı'yım da haberim mi yok! Beşiktaş'ın bir duruşu, terbiyesi ve saygınlığı vardır. Herkes haddini bilecek..."

nihat özdemir o kadar delikanlıysa duyum aldığı kaynağını açıklayacak...

nihat özdemir şu anki perspektifte şunu yapmıştır, maçların hakemleri açıklandıktan sonra mustafa çulcu'yu aramış ve "ya bu hakemlerin atanacağını yıldırım demirören biliyormuş önceden biz bu duyumu aldık" madem böyle bir duyumunuz var, hakem atamalarından önce söyleyin mustafa çulcu'ya deyin ki; "bizim duyumumuz böyle böyle, vedat yüksel bizim maça, aytekin durmaz onların maça atanacakmış, hatta bizim bir futbolcumuz kırmızı kart görecekmiş" maçlar oynandıktan sonra senaryoyu geçmişe yönelik yazmak kolay tabi... ortalığı bulandırmak için, gündemi değiştirmek için, başarısızlıklarını örtmek için her zamanki bildik haraketlerinden birini daha yapmaktadırlar...

mustafa çulcu da, hakem atamalarından önce hiçkimsenin kendisini aramadığını, atamalar yapıldıktan sonra da kendisinin arandığını söylemiştir;

"Vedat Yüksel ve Aytekin Durmaz ile ilgili olarak gereğini yapacağım dedim. Bu hataların gereği de olsa olsa dinlendirmedir. Hata yapan futbolcunun lisansı yırtılmıyorsa, hata yapan hakemlere böyle tasarrufta bulunulmaz.Ancak hataların kazayla değil bilerek yapıldığını da iddia edenler kanıtlamak zorundadır. Söz konusu iddiaları ve duyumları söylendiği gibi hakemler atanmadan değil hakemler atandıktan sonra benimle konuştular. Doğrudur, ben de onlara güvendiğimi söyledim"

nihat özdemir delikanlıysan kaynağını göster bakalım... hani ötüyosun ya, "duyum aldık" diye, artık o kadar acizsiniz ki; elinizde kanıt yokken bile sırf bulanıklık yaratma adına mesnetsiz, işkembe-i kübradan atarak konuşuyorsunuz...
dün gece arkadaşla evde oturmuş bi taraftan içiyor bi taraftan da santrayı ve ahmet çakarı izliyoruz, sadece iyi bir futbol seyircisi ve galatasaray taraftarı olduğumuzdan değil ahmet çakarın müthiş üslubuyla geceye keyif katacağı düşüncesiyle izliyorduk.
bi ara son bi sene içinde kulüp yöneticileri, federasyon, hakemler, siyaset, şike ile ilgili bir vtr yayınladılar, epey de uzundu, hangi kulüp başkanı ne demiş, kime serzenişte bulunmuş, neler saydırmış, kimi suçlamış derken olayın futbolla sporla filan hiçbir ilgisi kalmadı, tamamen bu konular dönmeye başladı, en son da bahsi geçen zatın yani nihat özdemirin dünkü konuşmasını yayınladılar, sanırsın adam ihtilal bildirisi okuyor, öyle vurgulu, öyle sert, öyle tahrik edici ve kışkırtıcı ki, ekranın içinden çekip tekme tokat dalası geliyor insanın...
neyse spor ve ahmet çakar keyfini bir kaç dakkalığına erteleyip kanal değiştirdim, bir haber kanalında iran-ingiltere gerginliği, sonra güneydoğudaki son çatışmalar, darbe polemikleri, cumhurbaşkanlğı seçimleri, avrupa da ermeni soykırım yasa tasarıları, ırak necefte abd karşıtı devasa gösteri, hakkaride çukura düşüp ölen çocuklar derken tekrar santra programına döndüm.
maç görüntülerini yayınlıyolardı, bir kaç dakka pozisyonlar üzerine muhabbet döndükten sonra mevzu tekrar aynı tartışmalara döndü, dikkatimi çeken futbol eksenli bu programda meşin yuvarlakla ilgili doğrudan yorumların programın tamamına oranı yüzde 15-20 yi geçmediğiydi.
nihat özdemirden, adnan polattan, haluk ulusoydan, yıldırım demirörenden ve bilimum adı geçen şahıslardan o kadar nefret ettim ki.... o kadar tiksindim ki...
sade bir futbol seyircisi ve sıradan bir vatandaşım ve artık bu adamların isimlerini duymak, televizyonlarda salya akıtarak okudukları bildirileri dinlemekten sıkıldım, sadece ve sadece futbol izleme keyfimi geri istiyorum... çok mu fazla bu?
fenerbahçe'nin antipatik yöneticilerinden biri. türk spor basınının duayenlerinden biri olan; atilla gökçe'nin, kendisiyle ilgili görüşleri kayda değerdir. buyrun:

vedat yüksel değil miydi, antalya'da yan hakeminin işaretine rağmen, topa uzanan elin ümit özat'a değil, ali bilgin'e ait olduğunu anında çözüp penaltıyı iptal eden. Ne çabuk unuttunuz? Aynı Vedat Yüksel, ibrahim Üzülmez'in sırtına kramponla yüklenen Lugano'yu atmadığı zaman niye sustunuz da şimdi konuşuyorsunuz?
Futbolda saha içindekilerin hep masum olduklarına inandım ben. Becerikli ya da beceriksiz. Uysal ya da haşarı. Her ne yaptılarsa kötü niyetle yapmadılar. Ruhlarını şeytana satmadılar. Futbolcusu da hakemi de benim vicdanımda hep temiz kaldılar. (Arada kirlenenleri de aralarında zaten barındırmadılar.)
Ama her maçın içinden komplo teorileri, her hakem kararından mafyoz ilişkiler, her başarı öyküsünden fesatlıklar, her başarısızlıktan da satış senaryoları üreten şu yönetici taifesinin şeytanlıkların, kurnazlıklarından, fırsatçılıklarından da yoruldum ben.
Hele ki onlara ağızlarının suyunu akıtarak çanak tutan bir kısım medyacıdan da hep utandım.
Bırakın şu masum oyun, olabildiğince güzelliğiyle oynansın.
Çile mi çekeceğiz,çekelim! Zevkten ya da kahırdan öleceksek ölelim.
Futbolu seviyoruz.
Susun da maç seyredelim.
çirkef yöneticilerini görmezden gelen bir kısım anti fenerbahçelinin, bilinçsizce eleştirmeye çalıştığı adam gibi adam...

adam çıkmış fenerbahçe'nin haklarını savunuyor, ulusoyla bu iş olmaz diyor, hakemler papermoon'da belirleniyor diyor, yalan olduğu açıklandı mı, , tüpçünün tekinin hakemleri kanuoyuna açıklanmadan önce bilmesi haber değeri taşımamaz mı sizin için, vicdanınız da mı sızlamaz şikeciler, yani fenerbahçeli bir yönetici de, bu karanlık işleri çıkıp da paylaşmasın mı kamuoyuyla, kirlilik yanlarına kar mı kalsın, ne var bunda, artık doğrulardan sıkılıyorsunuz bakıyorum, geçen sene mahalle karıları gibi her gün çıkıp konuşan ednan'ı ne çabuk unuttunuz, hadi onu unuttunuz, uzun zaman geçti konuşmayalı, 6 puan geride olmasına rağmen, geçen haftaya kadar, dayılarından aldıkları garantiyle, hergün bir yöneticisi şampiyonluk mesajları veren cimnastik'i de mi unuttunuz? ama doğru ya sizi pek alakadar etmez kendi yöneticilerin çirkef beyanları, varsa yoksa fenerbahçe, eziklik işte saşırmıyorum, zaten tüm bu yaşananları, at gözlüklerinizi çıkarmadan da göremezsiniz, kasmayın fazla, tamam mı tatlı çocuklar ?

ayrıca bir de tescilli fenerbahçe düşmanı yazarlardan örnekler vermiyorlar mı, gülecek yerlerimi karıştırıyorum, ulan bi git araştır bakalım, o örnek gösterdiğin duayenin tüm yazılarını, fenerbahçeye sallamadığı bir yazısı var mı, yakında örneklerinizde hıncal ya da adnan aybaba'yı da görmek istiyorum...
spor yazarlarından ve adnan polat'tan ayar almaya doymamış küçük emrah bakışlı febe yöneticisi.
geçen sene şampiyonluk ellerinden gittiği için kursak ağrısından dolayı ezik olanların ısrarla savunduğu kişi.
ahmet çakarın tabiriyle, bitim kadar sevmediğim adamdır..
fenerbahçelilerin deyimi ile "bir biz varız bir de bize düşman olanlar." tanımının aziz yıldırım ve mahmut uslu ile beraber oluşmasındaki en önemli faktör.

antifenerbahçe yi doğuran, insanlara fenerbahöçe düşmanlığını kazıtan o 3 kişiden biridir efenim. yani kısacası kıl bir adamdır.
mensubu olduğu camiaya sonuna kadar yakışan kişi.
televizyon röportajlarinda kaslarini kaldirip, boynunu saga yatiripta, agzindan cikan her kelimede basini ileri geri sallayarak konusan, bu konusmalarinda fenerbahce'den daha cok diger takimlar ve hakemlerle ilgili atip tutan sahis. Rakip takim taraftarlarinin Fenerbahce'den nefret etme sebeplerinden birisi. digeri icin (bkz: Aziz Yildirim) (bkz: yaratici fenerbahce yönetimi)
limak holding'in yönetim kurulu başkanıdır. bunun dışında 2.başkanlık görevi yürüttüğü fenerbahçe'mizde her geçen yıl şaşırtıcı şekilde çirkefe yatma oranı tavan yapmıştır. üzülerek izliyoruz.
dun gece sabiha gökcen havalimanının işletme haklarının satımı için yapılan ihalenin sonunda kızında ebru diye seslenirken ne kadar akçeli işlerle uğraşılırsa uğraşılsın baba kız ilişkisinin özünün hep aynı olacağını bana ses tonunda hissettirmiş son 5 yılın parlayan isimlerinden biridir. (bkz: limak)
bitlis tatvanlıdır kendileri. karadeniz sahil yolu nun büyük bir kısmını yapan kişidir aynı zamanda.