bugün

birçok eleştirmenin nihilist yahut ateistlik ile özdeşleştirdiği nietzsche' nin ateist olma ihtimalini zıtlıkla karşılayan ihtimaller bütünüdür.
absürt hattatın yorumu: " ne sanıldığı gibi bir nihilist ne de bir ateisttir, nietzsche. gerek kitaplarında, gerek ise aforizmalarında açık bir şekilde söylemek istediğini söylemiştir kendisi.
objektif bir tutumla inceleyecek olursak, zamane filozoflarının da kendisinin gittiği yola başvurduğunu; ancak içlerindeki gerçeği örtmenin zorluğuyla daha fazla yaşayamayıp kendilerini istemli bir şekilde deşifre ettiklerini görürüz. zamanında; lou veya gottfried keller gibi insanlarla arkadaşlık yapmış olduğunu bilmemiz bu konularda ufak da olsa destekleyici bir ihtimal oluyorlar.
zamane insanlarının ve çağın, tanrı ile imtihanını görmüş ve umutsuzluğa kapılmıştır efenim kendisi. " din" kavramının yozlaştığını, ve öyle bir yozlaşma geçirdiği ki ( günümüz için de geçerlidir) düzeltip temizlenme ihtimalinin olmadığını düşünmüştür. bu nedenle, insanın din kavramı gibi kuralları olan ancak din kavramıyla tam olarak özdeşleşmeyen, insanların ilgisini çekecek bir yol bulmuştur. ve yine, bu ide ile zamanın aydınları arasında yer alacaktır.
ilk zamanlarda bir " hiççi" vari tavırlar takınan nietzsche, ortaya attığı şu üç kavram ile hipotezlerimizi kuvvetlendiriyor: üstinsan, beng- ü devr ( bengi dönüş) , güç istenci.
güç istenci kavramıyla oluşturduğu ve temelini dayandırdığı " hiç" kavramı bizatihi tanrının kendisi olup, evreni 'hiç' in kapladığı düşüncesiyle tanrıyı var ile yok arasında tanımlamıştır.
bengi dönüş teorisi, inanların yüzyıllardır kabullendiği ahiret inancının bir değişiği olmakla beraber aynı mantığa farklı yollardan hizmet etmektedir.
üstinsan ile tanrının " iyi" sini, kendisi bir amaca bağlamış, insanların iyilik konusunda, " üstinsan" mertebesine ulaşmak için çaba harcaması gerektiğini belirtmiştir.
işte, tüm bunlar, yaşadığı yalnız hayat göz önünde bulundurulduğunda nietzsche' nin aslında günümüz ateistlerinden ne kadar farklı bir çizgi yolunda seyrettiğini görüyoruz.
son olarak, tartışabilirliği üst seviyeye çıkarmak amacı ile, en bilindik kitabından ( böyle söyledi (buyurdu) zerdüşt) rastgele bir sayfa açıp çevresinde ilerliyorum :

--spoiler--
sis yayınlar felsefe klasikleri,
sayfa 57/ zehirli yılan sokması üzerine:
efenim yılan zerdüşt' ü sokuyor, o bölümü biraz atlıyorum.
" yılan, zerdüşt' ün gözlerini hemencecik tanıdı. bunun üzerine acemice kıvrılarak kaçmak istedi. zerdüşt " olmaz" dedi. " henüz benim teşekkürümü almadın.beni zamanında uyandırmış oldun. daha çok yolum var. " , " yolun kısadır. " dedi yılan., kederli bir şekilde. " zehrim öldürücüdür" . zerdüşt gülümsedi. " bir yılanın zehri ile bir devin öldüğü görülmüş mü? ". " fakat zehrini geri al, bana hediye edecek kadar zengin değilsin. " o zaman yılan tekrar zerdüşt' ün boynuna sarıldı ve yarasını aldı.

--spoiler--
efendim yılan, zerdüştün yani muhterem yazarımızın duyduğu iç acının sembolüdür. tanrının kendisine gönderdiği " şeytan" dır.
konuşmadan herkes farklı bir yorum çıkarabilse de, benim için cevap nettir.

--spoiler--
sayfa 58, konu; çocuk ve evlilik.
efenim burayı üşendiğim için, affınıza sığınarak yazmıyorum, kitaplarından ulaşabilirsiniz.
evliliği insanın üstinsanı oluşturmasında bir gaye görüyor. " şehvet" in ne kadar acı ve itici bir durum olduğuna işaret ederken her zamanki gibi üstü kapalı bir şekilde söylüyor söyleyeceğini üstad.
--spoiler--

bir de, kendisi kitabı bitirince " insanlığa vadedilmiş en ince kitap" tabirini kullanıyor.
soruyorum, filozofumuzun farkı nedir, neden bu kadar iddialı bir tabir kullanmıştır?
kendisini virginia woolf' ten, stuart miller' dan, spinoza' dan ayıran şey nedir?
Her ne olursa olsun,messi nin Galatasaray gelme ihtimalini geçmez.
(bkz: marxın çantasından risale çıkması)
Sevdiğim insanın bana aşık olma ihtimali ile eş değer .
dünyanın düz olma ihtimaline eşdeğerdir.
Nietzche dionysos müptelası hayalperest bir ateisttir ve bu su götürmez bir gerçektir.
güncel Önemli Başlıklar