bugün

Kant sentetik a priorisinin olanaklılığını mümkün kılmak için nesnenin noumen alanını değil, fenomen alanını bilebileceğimizi ifade eder. Bunun nedeni aslında basittir.

Kant, görü ve duyu arasında kurduğu köprüde çok dikkatli yürümektedir. Ne görüyü tamamen duyudan soyutlayacak ne de duyuyu görüden bağımsız kılacaktır. Bundan ötürü görüye Müteallik söylediği hemen her şeyde "nesne bizde verili oldukça" ibaresini görürüz. Bu ifade duyuya işaret eder, yani nesne bize duyular ile verilir.

Sentetik a priori ise hem mevcut bilgiye yeni şeyler katan hem de zorunlu yargıdır. istemsizce "hadi oradan" desek de kantcığıma göre bu mümkündür. Fizik, metafizik ve matematiğe girmeden başlıkla ilişkisini ortaya koymak gerekirse, bir a priori için nesnenin verili olması şarttır, nesne duyular ile verilir; kavranan nesne duyular ile verili olduğundan biz nesnenin duyu-ötesi olarak kendinde olduğu'nu (ding an sich) değil, duyular ile kavranan halini biliriz; -nihayetinde - o halde "nesnenin bilebileceğim alanı fenomen alanı"dır.

işte kant bu zorunluluğu böyle serimler. Belirtmek gerek ki buna gerçekten inanıp inanmadığını ya da bunu doğru kabul ettiğini bilemeyiz ama bilebileceğimiz şey şu ki bunu daha çok sentetik a priorisini temellendirmek için ortaya koydu.

Bana kalırsa burada epistemolojik bir başarı görülebilir, evet ama ontolojik bir hata daha güçlü bir zevahirdir. Zira varlık koşulu akla uygunluk ya da gerekçeye bağlılık olan bir varolan (bu ister bir alet ister bir yargı-bilgi olsun) varlığının genel itibarıyla akla uygun değildir. Burada evrenin akıl tasarımından bahsetmiyorum, bir varolanın varlığının mümkün olma koşulu hiçbir suretle kendi varlığının başka bir varolana çelişmezlik bakımından uygun olması değildir.
Fularlarımı kısa yıkama programına attığım için henüz yorumlayamadığım mevzu.
güncel Önemli Başlıklar