bugün

Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu şiiridir.

Tâze gelin iken onsekizimde
iki göğcek bala iki dizimde
Ve iki damla yaş iki gözümde
Doksanüç gününden hatırladığım.

Ruhumun sururu oğlumla kızım
Mürvetim, devletim, sevincim, sızım...
iki can yoldaşım, Elifle, Kâzım..
Şaçlarını tel tel ıtırladığım.

Komazlar ki çifte kuzu meleye
Derler düşman gelmiş Çanakkale'ye
Yadımda oğlumu o velveleye
Ayet el Kürsi'yle poturladığım

Düşmanı kahredip dönsün diye tez
Yadımda..Kırklara adadığım bez..
Konuya-komşuya haftada 3 kez
ince ekmek açıp fetirlediğim.

Ap akça mektublar gözledim.Gelmez.
Bağrımın başını közledim gelmez..
''Anam'' deyişini özledim.Gelmez..
Ap akça sütümle baturladığım.

Şehitlik şerbeti içti dediler..
içti ve öteye uçtu dediler.
Ne mezarın belli, ne düştüğün yer
Ey can konağımda yatırladığım! ..

Ey can konağımda kadri ziyâde...
O, aydan, güneşden bedri ziyâde.
Peygamber katına ulaştı mı de
Doksanüç harbinde Aziziye'de
Moskof kafirini satırladığım
ADINI AZiZiYE TABYALARINA MÜHÜRLE VURAN NENE HATUN: "EYYY KIZLAR, ÖLÜM GÜNÜDÜR BUGÜN!" Rus orduları 1877'de Ardahan'ı aştı.. Kars'ı aştı.. Horosan'ı aştı.. Hasankale Tabyalarını da aşarak Erzurum'un Aziziye tabyalarına ulaştı.. Cengiz Kurt Paşa'nın ordularını, Muhtar Ahmet Paşa'nın ordularını çiğneyerek geçti.. Ama geride çiğnenmeyecek bir ordu ile karşılaşacaklarını bilmiyorlardı. Adını Aziziye tabyalarına mühürle vuran Nene Hatun 20 yaşında evli genç bir kadındı. 3 yıllık kocası cephede savaşmaktaydı. O sabah minarelerden ezandan önce Aziziye Tabyaları’nın düşman eline geçtiği, askerlerin çoğunun şehit olduğu ilan edildi. Çok dinleyemedi Nene Hatun. Ciğerparesi bebeğini gözyaşları içinde öptü ve kokladı; “Nâzım’ım seni bana Allah verdi, ben de seni yine O’na emanet ediyorum” dedi. Eline satırı aldığı gibi tabyalara doğru koştu. "Eyyy kızlar, ölüm günüdür bugün" diyor ve tabyaya saldırmak üzere toplanan halkı şevke getiriyordu. Şefkat abidesi kadınlar, kızlar vatanları uğruna sanki birer aslana dönüşmüştü. Ruslar ordusu kalmayan bölgede böylesi bir halk baskınını akıllarına bile getirmiyorlardı. Çarpışma şiddetli ama kısa sürmüştü. Başarıyla neticelenen baskının sonunda Nene Hatun, çetelerin nefretle söküp attığı şanlı ayyıldızlı bayrağı yerden aldı, alnına götürdü ve gözlerinden yaşlar boşanırken ait olduğu yere astı. Nene Hatun ve kahraman Anadolu insanının o sabah başlattıkları mücadele, düşman, vatan topraklarını terk edinceye kadar devam etti. iyi donanımlı düşman askerlerinden tabyalar geri alındı. Üç bin düşman askeri öldürülmüş, bin kadar şehit verilmişti. Asker belki bu orduya dur diyememişti fakat Nesibe'lerden kalma Anadolu kadınları vatanlarına, namuslarına uzanan bu mahrem ele "dur" diyerek Rus ordusuna ve bütün dünyaya unutulamayacak bir ders verdi.

o ders bize ders olmadı ya. yazık