bugün

ahmet diye bir oğlan var bizim köyde, sonradan göçenlerden. deli biraz. koyunları vardı babasının seksen tane kadar, bir gece dağda otlatırken, durup dururken hepsini bıçaklamış koyunların, delik deşik etmiş, öldürmüş. bir tanesi hariç. içlerinden birini bırakmış sadece. sebebini soruncalar "acıdım" demiş. kalan 79 koyuna neden acımadığını hala bilen yok. bazı şeylerin sebebi olmaz. bazen sadece olur. bazen yaşarsın, neden o 79 dan biri olmadığını bilemeden. bir talihsizlik ya da büyük şans yok anlıyor musun, bazen sadece yaşarsın, bazen sadece başına gelir. evren umduğumuz kadar seçici değil aslında, sen 80'de 1 değilsin, kalan 79'a açıklayamazsın bunu. neden ben değil? neden o? sorusu, fikri, düşüncesi bir ömür bırakmaz peşimizi. sevmek her şeye yetecek sanırız. bazen de hiç aldırmayız, umurunda olmaz, inan zerre umurunda olmaz, 79 tane aşkı boğazlarsın, delik deşik eder, öldürürsün. bir kez seversin, çakıldın. 79 da birsin, o bıçak senin boğazında artık. bir aşk yok orda, bir talihsizlik, yapılmış bir haksızlık yok. sana acıyan bir tanrı yok, tanrı sadece nasıl hayatta kaldığınla ilgileniyor aslında, yaralarınla değil. senin sikik mutsuzlukların kimsenin umurunda değil. olur bazen, kaçamazsın, önlem alamazsın, saklanamazsın. hepimiz birbirimizin celladıyız, bıçağımızı sallaya sallaya gezerken bir gün bakıyoruz ki akan o kan bizim. işte o saatten sonra yaşamaya başlıyoruz kişisel trajedilerimizi. ve hala o kadar bencil oluyoruz ki kafamızı bile çevirip bakmıyoruz bizimle birlikte kanayan diğer 78'e. soru yok, kimse kimsenin umurunda değil. işte bu var yalnızca.