bugün

dünya üzerinde, biz insanlara has tavır, tutum, irade arasında en boktan olanıdır.

aslında kastım ikili ilişkilerin, aşk mahallesi'nde yaşayanlardır; kabul... son dönem çiftlerin hemen hepsinde aynı durumu gözlemliyorum ve o da "iki taraftan" birisinin, diğerinden daha dik durabildiği, aşk adlı savaşı sancağını düşürmeden verdiğidir. bir taraf, hep kırılır... savaşmanın, kuralı da budur bir yerde. ya yoksa teslim olmak da mümkün. ama "teslim" olmamasına rağmen bu savaşa girişenler de yok değil. ama hangi akla hizmet? aşkta karşılıklı bir teslimiyet olmadıkça sonuç hep ve her şart altında hüsrandır. ama dikkat; tek taraflı teslimiyette değil.

eğer bir insan aşık olduğuna inanıyorsa tâ en başından kelime-i şahadet getirerek savaşmalı veya tâ en başından teslimiyetini sunmalı. başka türlü beyhude yoruyor, örnekler mevcut. ama benim anlamadığım kesim "savaşmak" ve "teslim olmak" arasında sıkışıp da kalanlar. neden yaşarlar bir ilişkiyi, neden bitirirler bilemiyorum. neden ısrarla üstüne gidip de ansızın kaçarlar, diz çöküp ağlarlar almıyor kodumun aklı işte. bir diğer anlaşılmaz olan da tâ en başından teslim olana, "her şeyiyle kabul etmeyi" başarmış olanların üstüne akın edenler, ok atanlar, kılıç sallayanlar ama onlar ayrı bir konu. şimdilik konumuz; aşkın, araf çocukları...
sevdiğimi sanmıştım. sevdiğini sanmıştım. inanmıştım. yanılmışım.
okadar çaba o kadar emek hayır hayır hepsi gerçekti öyle inandırmıştı. ama noldu. gitti. burada herkes bir yorum yaptı gitmek mi zor kalmak mı zor diye kalmak zor. zordu beklemek ne olacağını bilmeden beklemek. çok zordu. hergün gözün yollarda. çaresizce.
şimdi bir merhaba döküldü dillerden. şimdi geldin. ama ben ne tam yenilgiyi kabul etmiştim ne de artık savaşacak gücüm vardı. kuru bir merhabaya vermek istediğim çok cevabım vardı ama gücüm yoktu yazmaya. yoktu işte.
Bildiğin arada kalmaktır. Bir şeyler sıkmıştır canını. Emek vermeye de hazırsındır ama yorar seni üst üste gelen şeyler. Dolasıyla savaşacak gücün kalmaz. Ama yola öyle kararlılıkla çıkmışsındır ki yenilgiyi kabul edemeyeceğini de bilirsin. "Bu sefer olmaz." dersin." Bu sefer yenilemem.Yenen taraf olmalıyım." Öyle çok dersin ki inanırsın yapacağına. Yüzüne gülüp arkandan iş çevirenler olmasa bu kadar gayretle bile görebilirsin aslında tünelin ucundaki ışığı ama bırakmazlar seni rahat. Yüzüne gülerler arkandan kuyunu kazarlar yada sırtına bakıp hedeflerine tırmanırlar. Olduğun yerde hiçbir zaman olmak istemediğin şekilde kalakalırsın. Sonunda ne mutlu olursun ne de mutsuz olmamak için direnirsin. işte böyle bir şeydir ne yenilgiyi kabul etmek ne de savaşacak gücü olmak. Çünkü yormuştur bütün bunlar seni. Düşünüp durursun. Arada kalırsın. Ne yenilgiyi kabul edersin ne savaşacak gücün kalır. Sonunda ne olur biliyor musun ?

Yenilirsin.

En sonunda anlarsın gerçekten yenmek istiyorsan arada kalmayacaksın.
(bkz: dinlenmek)