bugün

eski fenerli kemalettin için geçerli olmayan önermedir. zira kendisi işçi partilidir.
ajdar'ın hemen alıp şarkılarında kullanması gerektiği özlü söz.
apolitize edilmiş genç futbolcudan duyulabilecek normal bir söz.
futbolun, daha doğrusu sporun küreselleşen dünyada nasıl kullanıldığının göstergesi. sporun burjuva için en önemli gelir kaynağı olduğu düşünülürse, bunları az ve orta gelirli sınıfa nasıl empoze ettiği açıkça görülüyor. evet Spor yapmak iyidir, hoştur, insanın fiziksel ve zihinsel bakımdan sağlıklı kalabilmesi için yararlı bir aktivitedir. insanı daha güçlü, daha zinde kılar. ancak dünyada düzeninde spor, bu değildir. kapitalist toplumda spor, bireylerin aktif olarak katıldığı bir faaliyet olmaktan çok kitleleri pasifleştiren bir izleme faaliyeti haline getirilmiştir. sadece izleyen, dinleyen, sorgulamayan, eleştirmeyen bir sürü yaratır kapitalizm. Sporda da böyledir. Milyarlarca insan spor yapmak yerine sadece spor yapanları izlemekle yetiniyor. çünkü kapitalist düzen getirdiği ekonomik düzensizlikler yüzünden insana spor yapma lüksünü tanımıyor. Kapitalizmle birlikte spor, profesyonelleşerek diğer tüm sektörlerde olduğu gibi yerel ya da bölgesel sınırları aşmış ve dünya çapında yapılan bir faaliyet halini almıştır. Futbol gibi daha başka birçok spor dalı kapitalizmle birlikte profesyonel dünya sporu haline geldi. evet görünüşe göre ters bir durum yoktu. Kapitalizm nasıl ki bir dünya kültürü yarattıysa, dünya sporunu da yaratmıştı. Ancak kapitalizm sporu evrenselleştirmesine karşın, en temel çelişkilerinden biri olan ulus-devlet kavramından kurtulamadığı için onu aynı zamanda bir milliyetçilik aracı haline de getirdi. Ülkelerin orduları bir yanda savaşırken diğer yandan da sporcuları sahalarda birbirlerini yenik düşürmeye çalışıyorlardı. Böylelikle sermaye küreselleşirken, milliyetçilik yükseltilerek çalışan, emekçi sınıfının enternasyonal birliği önüne engeller dikiliyordu. tabi kapitalizmin profesyonel sporu bu denli üst düzeye çıkarması sadece emekçi kitlelerin zihnini bulandırmak değildi. ortada dönen çok büyük kar payları da vardı. herşeyi maddeleştiren kapitalist düzen, sporu da bir pazar haline getirmişti.

bu profesyonel futbol pazarının türkiye'deki rolünden bahsedersek, türkiye'de faşizm sporu kapitalist yöntemlerle bir kullandığı görülür. netekim, futbol yükselen politikleşmeyi pasif hale getirebilecek en iyi araçtır. türk faşizminin, portekizin faşist diktatörü salazar'dan etkilendiği ya da ona benzer tutum sergilediği kesindi. salazar portekiz halkını 3f ile yönettiğini söylüyordu; Futbol, Fado, Fiesta, yani futbol, müzik ve eğlence. Hatta Lizbon Stadyumunun yapımında, Salazar'ın, bana on binlerce insanı uyutabileceğim bir beşik yapın sözüyle başlatıldığı söylenir. türkiye'de de Faşist rejimin mimarı Kenan Evren'in talimatıyla, Ankara'nın da bir futbol takımı olması gerekir denilerek Ankaragücü futbol takımının hak etmediği halde 1.lige atandığı görülüyordu, bu da faşist cuntanın Salazar gibilerinden bir şeyler öğrendiğinin kanıtıydı. 80'li yıllar, çocuklarını spor okullarına kaydettirmek için koşuşturan ve gelecekte bir yıldız olacağının hayaliyle kendini ve çocuklarını avutan küçük burjuva ailelere tanıklık etmekteydi. işte tüm bu spor adı altında gerçekleşen kitleleri uyutma ve daha fazla kar merakı, "Ne sağcıyım, ne solcu Futbolcuyum futbolcu" gibi bir slogan ortaya çıkarıp, futbolun egemen sınıf tarafından dilediği gibi kullanılmasını sağlıyordu.
zira hala bu sloganı söyleyen kitlelerin olduğu düşünülürse, kapitalizmin sporla bile insanı uyutabileceği görülür. **

gerekli edit: bu demek değildir ki spor müsabakalarını izlemeyin, kakadır, pistir. izleyin, o bir zevktir. ama aynı zamanda neden sadece izlemekle yetiniyorum diye sorun kendinize.
(bkz: 3 F)
(bkz: apolitik daha doğrusu abeyin gençlik)
(bkz: ne komunizm ne faşizim yaşasın erotizm) diyen kişidir.
dünyanın en ilkesiz sistematiği olan politika, siyaset ve sair kavramlardan türemiş ideolojik kamplaşmaların akîl kimselerin harcı olduğu fikr-i sabitine karşı hiç de haksız sayılamayacak yaklaşımdır. depolitizasyon ele alış ve alternatif yönelişleri ile düşünüldüğünde sanılan kadar kötü bir şey değildir , kaldı ki farklı siyasi yorumlamaların insanlığa getirdiği boş ve kısır çekişmeler, bu çekişmelerin sonunda değişmeyen önyargılar, alınmayan önlemler ve boşa tüketilen nefesler düşünüldüğünde, bu mottoyu benimseyenleri beyin fukaralığı ile tenkit etmek, ancak sanal yel değirmenlerini yıkabilmiş don kişotlar'ın yaptığı bir tür beyin ve sahte vicdan mastürbasyonudur. futbol bir oyundur ve oyun en masum tanımlama ile çocuk olmanın anlamsal alanına isabet eder. çocuklar birbirleri ile kavga ederler, çekişirler, birbirlerine küfredeler, ancak oynadıkları ya da izledikleri oyunlar için kesin bir cinayet işleme eğilimine girmezler ve katliamlara karışmazlar. tribün kültürü de böyle bir şeydir. iki siyasi grubun kavgasında birilerinin ölmesi bir ölçüde olağan karşılanır, iki taraftarın ya da taraftar grubunun kavgasında ölüm olması durumu ise çok daha nadir görülür ve çok daha infial uyandırır.

bir değeri benimsemek, ona sahip çıkmak, onu savunmak bir ihtiyaçtır. gerekliliktir.
futbol tribünü kültürü içerisinde sağını solunu bilen fakat sağa sola bulaşmadan, içerisinde yaşadığı devletin ana ilkelerine saygılı,ona sahip çıkan ancak kendisini tanımlama noktasında "yemişim sağını solunu, dünyaya tek getirdikleri, kan, açlık, gözyaşı ve terör" diyerek "futbolcu olmak daha makuldür ve insancıldır" diye düşünen insana ancak saygı duyulur. "sen politiksin de kavram ve lâf ebeliği yapmaktan başka ne marifetin oluyor?" diye sormazlar mı adama.
futbolcu olmadığı kesin, ne olduğunu bilmediği de kesin olanların ne olacağını ve nereye gideceğini bilmeden sarfettikleri, daha doğrusu kendilerini bitaraf ilan ettikleri cümle yapısı bozuk cümle.
hakan şükür için geçerli olmayan önermedir. zira kendisi akp lidir.

edit: oha eksi yağmuru? da arkadaşlar aramızda kalsın ben hakan şükür değilim akp ile alakam yok. bu seferde akp sempatizanları eksilemesin yahu? çık çıkabilirsen işin içinden.
terbiyesiz , ayarsız ve de kültürsüz ıyk versiyonu ise ;
bırak sağı solu etraf karı dolu.
kanat oyuncularını ve bekleri futbolcu olarak görmeyen stoper, ön libero veya santrfor oyuncusu söylemidir.
top oynarım topu severim top yuvarlaktır benim cümlelerimde yuvarlaktır diyen liboşun cümlesidir. dunya donmus ben donmusum cok mu da der bu zihniyet. yagmur nereye yagsa tarlayı oraya tasir. sagını solunu bilmez ondan taraf olamaz.
arif sağ adlı kişinin bu sözden yola çıkarak insanın tarafsız, ideolojisiz olmaması gerektiğini savunduğu fikirdir. zira saçmadır o ayrı konu. insan ne sağcı ne solcu gibi iki ideoloji arasında seçim yapmaya zorlanmamalıdır. ki buna mecbur kalırsa eğer dünya çok basit bir hal alacaktır. neyse saçma işte insan gayet tabi ikisini de seçmek zorunda değildir. çok sığ kaçar yoksa.
potansiyel mefta'dır.

sözlükteki ponpon kızlara selam eder.
içerisinde gizliden gizliye bir kişi ya sağcı olmalıdır ya solcu, başka çıkarı yoktur bu işin mesajına gizli bir bindirme olan güzel söz.
'ne komünizm ne de faşizm, yaşasın şerefsizm' sloganının kibarlaştırılmışcası.
(bkz: o nasıl kelime öyle)
(bkz: ne sağcısın ne solcusun tipik bir orta yolcusun)
xavi, iniesta dan inciler kısmında yerini alabilecek söz.
Aziz nesin' e ait bir söz.

Akşam gazetesine yazdığı dönemlerde bir yazısının başlığıdğr bu, daha doğrusu ''ne sağcıyız ne solcu futbolcuyuz futbolcu'' şeklinde bir başlık atmış yazısına.
80 darbesinde gençlerin bir nevi paçayı kurtarması için söyledikleri sözdü. Bunu duyan askerler aslanım benim hangi takımlısın deyince o da işçievlerispor derse gene yaka paça alırlarmış. Zor arkadaşım zor.
bu, futbolculara ait bir söylem değil. siyasetten sıkılan ve siyasi sorulara yanıt vermek istemeyenlerin klişesi.
futbolun derinliğini bilmeyenlerin icadı. güçlü bir iddi olarak görmüyorum.