bugün

internet ünlüsü, amatör sanatci berker'in hos sarkisi ama sonunda o basit siiri okumasaymis tam süper olacakmis cidden, sarkinin tüm duygusunun icine etmis, komik olmus.

sözleri ise söyle;

Kapatmıştım kalbimin kapılarını
Ama sen geldin araladın
Bıkmıştım bu zalim yalan hayattan
Beni sen hayat bağladın

Bilmezdim bir daha bir daha seveceğimi
Yine öğrettin bana sevmeyi
Yeniden doğdum sende öğrendim yürümeyi
Ne olur bırakma ellerimi [x2]

Yalnızlıktı sensizken tek yoldaşım
Gecelerse arkadışım
Neredeydin bu güne dek beni bulmadın
Oysa ben seni hep aradım

Bilmezdim bir daha bir daha seveceğimi
Yine öğrettin bana sevmeyi
Yeniden doğdum sende öğrendim yürümeyi
Ne olur bırakma ellerimi [x2]

Bu güne dek hep keşke diyip durdum,
Her yeni başların sonunda yine aynı kelime
Keşke,
Yanılgılar içinde büyüdüm
Yanlış insanlar, yanlış yüzler, yanlış aşklar
Evet kapatmış kalbimin kapılarını
Ama sora sen çıktın karşıma
Bunu sen kalbime girince anladım
işte yeni bir başlangıç daha
Ama bu sefer eminim
Bu sefer keşke demicem
Yıllar sonra senin için sölediğim tek şey iYiKi olacak

Bilmezdim bir daha bir daha seveceğimi
Yine öğrettin bana sevmeyi
Yeniden doğdum sende öğrendim yürümeyi
Ne olur bırakma ellerimi [x2]

bu da arkadasin klibi;

http://alkmaar.blogcu.com/1249605/
"terledi be terledi. romantizmine ediyim" cevabı verilebilecek söylem.
ne olur birakma ellerimi

ne olur bırakma ellerimi,kenarındayım uçurumun. Geldiğinde yaralıydım zaten ,sırtıma saplanmış kara saplı bir hançer, çıkarmaya çalıştıkça derinleşti yaram. Öylece yığılıvermiştim yere,aylarca kaldım öyle sessiz, hissiz... uzanan elini tutmak istediğimde kan damlıyordu parmaklarımın arasından. Kalkıp yerden tutmak istediğimde ellerini, bacaklarım titriyordu,sana dayanıp kalkmalı mıydım ayağa? En son birine dayandığımda almıştım bu hançer yarasını. Hiç geçmeyecekti bu yara ama kabuk bağlayan yere dokunmazsam unutulup giderdi, yüreğime cesaret vermeliydim, ela gözlerindeki umudu görmüştüm çünkü, bir kez daha, evet evet son bir kez daha gayret etmeliydim, hep aynı olmaz sonlar ve bu bir başlangıç deyip dikildim yine iki ayağımın üstüne. Sımsıkı bastım yere ve dallarımı uzattım ki hayata kök salsın seninle. Bana 'sana canımı veririm' dedin, istemem canın senin olsun yüreğini ver yeter. Sıradan kelimelerinin altına büyük anlamlar sığdırdın hep, belli ki aşık olmuştun bana ve mutluluk çok yakındı. Çok eğleniyorduk birlikte o yarayıda hiç aklıma getirmiyordum artık. Ve bir kez daha ışıldarken gözlerim dün anladım ki, yine yanlış yerde yüreğim,hiç farkın yok gidenlerden, sen bunu haketmiyorsun diye başladığında duymak istemedim gerisini, sus ne olur bırak söylenmemiş kalsın kelimeler, bırak hep beni sevdiğine inandırayım kendini. Duymak istemiyorum bir gün önceden hazırladığın bahaneleri, ya dimdik ol her zaman olduğun gibi yada sus sonsuza dek. Birincide yavaş ve düşünerek gidiyor insan uçurumun kenarına, fakat ikincide gözünü açtığında kaldığın yerde buluyorsun kendini. Yine aynı yerdeyim ve yine gözyaşlarım yüreğimi büyütüyor,boğazımda kocaman bir düğüm yutsam yutulmuyor, ağlasam gitmiyor. Yok yok bu kez bırakmam kendimi, yığılıvermem öyle kolayca. Hatta beklemem birini uzatsın diye bana elini. Hayat işte yine bir ders verdi bana, artık bilmeliyim ki sadece kendine dayanarak tutunabilir insan hayata.
bilmezdim olarak ta bilinir.
darağacına götürülene nasıl soruluyorsa son istekleri, yeniden doğmuşlara da sorulmalı ilk istekleri.

"bırakma ellerimi".

darağacına asmışım aslında ben tüm mendillerimi. aşağılık korkularımla titretmişim yanımdakileri. bağırdığımda aldırmamış yanımdakiler, sessizliğim ise ürkütmüş bazılarını. yüzümde eğreti duran tüm maskeleri fırlatmışım hepsinin önüne. eteğimde biriktirdiğim taşları vermişim sonra ellerine, taşlasınlar beni diye. duvarlara sürtmüşüm tırnaklarımı. canım acımış mı? aldırmamışım, kırılan tırnaklarım mı? ah hiç aldırmamışım. bir vazgeçmişlik serpmiş üstüme ölü toprağını.

bir uçurum belirmiş önümde. tüm duygularımı ardarda sıraya dizmiş, bağlamışım ipi her birinin beline. öfke en önde, nefret bir gerisinde... iten o olacak akıllı ya, unutmuş hepsi düşecekler peşisıra sonra.

"önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz?" demiş biri. düşünmeden atmışım bende tüm alevlerin içine kendimi. acıya acıya canım, küllendirmişim geçmişimi. sil baştan demişim içimden, avuç içimdeki küllerimi üflerken ben.

şimdi bir sensin gözümün gördüğü, gönlümü, ömrümü emanet edebildiğim... sayesinde ipin ucundan döndüğüm, düğümlediğim ipleri birer birer çözdüğüm...

darağacına asılı mendillerim,
gitmelere alışkın yüreğim,
her şey iyi giderse ürker içimdeki kız,
kötü bir şey olursa meraklanma atlatır elbet onu da.

ayaklarımı sürüyerek gittiğim uçurumda bakmadım hiç aşağıya. korkmadım.
seninle çıktığım düzlükte çukur arıyor gözlerim.

sen bana bakma, aldanma
sıkı sıkı tut ellerimi ve ne olur bırakma.
uçurumdan düşerken son anda arkadaşının elini tutan kişinin acı haykırışı.