bugün

Hedef koymak lazım. Küçücük, saçma sapan da olsa "bir hedef". Sonra o hedefleri birer birer gerçekleştirmek ve daha büyüklerini koyup onlara ulaşma çabası zaten hayatın kendisi... Anlamlı hâle gelir.
Geçicidir, hayatın her döneminde hissedilir. Akışına bırakılmalıdır.
frida kahlo'dur.. ya da nilgün marmara'dır.. sylvia plath'dır..

hep aynı yılgınlık, hep aynı yalnızlık.. hep gidememek ile kalamamak arası ince çizgide yürüyenler.

sonları hep aynı oldu..

pevase mesela; "tiksiniyorum bütün bunlardan. sözler değil. eylem. artık yazmayacağım" diyerek bıraktı kenara hayatının yorgunluğunu.

dikkat etmek lazım, yaşamak her ne olursa olsun yaşamaya devam edebilmek çok değerli.
bu ve buna benzer ikilemlerde her olayın her durumun her anın geçici olduğunu hatırlayın. şu anki depresif modunuzdan önce en son ne zaman bu kadar kötü olmuştunuz? geçmemiş miydi?
Bi şeylere dayanıp yaşamaya çalışıyorsun ama o da olmuyor. Arkanda insan da bırakamıyorsun, dünyayı da. Geçmişte güldüklerine tutunup geleceğin iyi olmasını hayal ediyorsun. Kendinden de nefret ediyorsun ama insanların senin nasıl sevdiğini anlamıyorsun.

Zaten sayılı günler çabuk geçer, böyle yaşayıp gideceğiz.

Buraya Kongos- Repeat After Me gelsin
https://open.spotify.com/...si=BzcHxUsMQ6Oyv8DHHddZeA
hayata bir yerden tutunmak lazım.
yaşamıyorsun ama ölmüyorsun da günlük telaşa ayak uydurmak çok da zor değil.
intihar etmek kolay ben kolayı hiç sevmem.
sevmiyor da değilim bazı şeylerden hala zevk alabiliyorum.
sigara gece canlı bahis ipe sapa gelmeyen bir kadın o otelin amber renkli koridor ışıkları bir kere yaralanmıştım yara ölümcül drğildi ama aşırı kan kaybı tansiyonum düştüğünü o bayılma evresini hatırlıyorum her şey tepetaklak ayaklardan başlayan bir sıcaklık ölümün eşiği gerçekten sıcacıktı.
tabii.
yani kalmak isteyen bir gitme durumu sevmemiştim hiç.
hayattan sıkıntılardan bezmiş ama pes etmiş-güçsüz denmesini de istemeyen, güçlü durmaya çalışan kişi olabilir bu.
töbe bismillah. ağızlardan yel alsın.

yorulmalı ve bişeyleri özlemek o tür kötü düşünceleri yok eder.
zevklerin ve keyiflerin doyma noktası veya son raddesi yoktur. o yüzden sadece keyif ve zevklerle mutlu olunmaz.
elon masuk napıyormuş biliyon mu?
bazı günler kampet yatağını alıp garajda uyuyormuş. akıllı adam.
rahat yatağını özlemeye çalışıyor.
insan hsleri de relatiftir.
susayıp içtiğinde su çok harikadır ama zırt pırt içtiğinde bir anlamı yoktur.
aynı su lan aynı. düşün artık ne mal canlılarız.

yoracaksın kardeşim. yoracaksın.
elini, kolunu, bacağını, kulağını, gözünü, velhasıl beş duyunu yoracaksın ki rahatlığı arayıp bulduğunda mutlu olasın.
ortam müsait değil nasıl yorayım diyorsan çık yürü. 2 saat yürüyüşten sonra zaten pestilin çıkar.
içtiğin çay, yattığın yatak, kuru fasulye her şey süper gelir.
Arafta kalan kişidir. ne ölüdür, ne de yaşıyordur.
Hikayenin sonunu merak ediyorum, nasıl öleceğim? Daha ne kadar bazı şeylere katlanamam, sindirmem ya da kendimi avutmam gerekecek?
Kendini avutma konusunda biri bana madalya verecek mi? Bunları bilmem lazım. Bu kadar direnmişken pes etmek olur mu? Finali görmek lazım. Kolay yolunu bulursam intihar da edebilirim. Bilmiyorum.
arada kalmışlığın, anlamsızlığın, gerçekleşmemiş hayal kırıntılarının açtığı yaraların, şükredip inansa da artık hayallerini gerçekleştirmenin çok zor olduğunu bilen bir insanın denk geldiği sonuç.
ben bunu istememiştim ki... neden bunu hissetmem gerekiyor ?
intihar etmek yaşam seçeneği değildir, doğrudan yaşamsızlığa düşmektir. erişilebilir hedefler koyabilmek yaşamın ta kendisidir.
Benim de hayatım şuan tam olarak bu işleyişte sürüyor.
Olur arada psikolojiyi toplayıp ayağa kalkmak gerekiyor. Hayat inişli çıkışlı hemen pes etmeyin. Hayatı güzelleştirecek yollar bulun. 30'a kadar dayanın 30'dan sonra o kadar kötü gelmiyor zaten.
arafta kalmak durumu olarak tanımlanabilir.