ne haliniz varsa görün diyerek evet basmak

ciddi cidddi düşündüğümdür bakın mussolini italyası 5 yılda hitler almanyası 12 yılda battı bu çomarlar çoğunluk olmalarına rağmen 15 yıldda halen ülkeyi tam anlamıyla ele geçirip düktatörlüklerini kurmayı başaramadılar ben şahsen çok sıkıldım basalım eveti görsünler ebesininkini tersten ülkenin her bir toprağına düşman çıkarması yapılmadan kurtuluş savaşı yıllarını tekrardan yaşamadan anlamıycak bunlar.
edit: aktroll olsam bu kadar eksilemezdiniz lan

hiç bir türk devleti, kendi elleriyle vermedi vatanı! başları ihanet etsede millet karşı çıktı, burası ne almanya, ne italya burası türkiye cumhuriyeti yok öle kolay alamazlar özgürlüğümüzü! kıbrıs halkı gibi yes be anam diyecek halimiz yok! bırakılcak olsa padişahın sattığı ülkeyi kuvayı milliyeciler, namık kemal ler mustafa kemal atatürk'ler bırakırdı. daha bitmedi referandumu var bu işin yok öyle kaçmak!

ipneliktir.

inanmayın. yeni taktik deniyorlar.

dur kanka benide yaz o listeye . bende evet diyeceğim. hemde ibneliğine.

(bkz: böyle şeylere gerek yok mike)

Gercek misyonerlik bu deyil.

yarın bir gün "bir kereden bir şey olmaz" diyerek denenmemesi gereken eylemleri denemeye kadar gidebilecek olan ucu açık olan eylemdir. bir kereden bir şey olur. ne haliniz varsa görün dersen sende görürsün neticede oyu atıp uçağa atlayıp yurt dışına gidemiyorsun temelli..

Uzun zamandır görmediğim arkadaşımla karşılaştım dün. Yol boyunca konuşmaya başladık. Laf arasında muhabbet bu konuya geldi. Dedi ki bana, ben bu yönetimden bıktım. Babam askere göndermemek için kendi oturduğu evi satmayı düşünüyor. Askerlik vatan görevi fakat bir takım kişilerin şahsi menfaatleri yüzünden benim ölümümü kesinlikle kabul etmiyor. " Kendi çocukları askerlik yapmayan bir baş idarecinin benim oğlumu askere istemesi kadar saçma bir durum olamaz " gözüyle bakıyor dedi.

Baban gerçekten haklı takdir ediyorum, Aynısını benim babamda düşünüyor dedim. Ben bu hükümetten bıktım, ülkenin ekonomisi batmış, insanlar kutuplaşmış, birbirlerinin en ufak hatasında gözünü kırpmadan karşısındaki insana kıyabilecek kıvama gelmiş dedi. Referandum olursa ki olacak gibi duruyor, ailecek evet vermeyi düşünüyoruz dedi.

Zaten bir ülke ne kadar batabilir ki, açsak zaten açız, insan ölümüyse her hafta zaten bir bomba patlıyor, hak ve adalet arayıp bulabilene yılın şanslı insanı ödülü verecekler, bundan kötü ülke yönetimi olamaz dedi. En sonunda başkanlık diye tutturdu, verelim ne skim yiyorsa yesinler, eğer ki gene bu şekilde devam ederse zaten bu sefer başka bir şeyi de bahane edemeyeceklerinden, istifa eder, etmezse de biz ettiririz dedi.

Şöyle bir düşündüm. Kendi kendime dedim ki, dibi görmüş bir ülke olarak bıraktıkları yerden biz devralır ülkeyi düzeltiriz mantıklı mı? mantıklı idi ama bir sorun vardı. Ya ülkeyi geri dönülemeyecek bir duruma getirirlerse, ya hakkını da arayamayacak düzeye gelirse, hitler almanyası gibi bazı insanları, özellikle azınlıkları derdest etmeye gelirse. işte o zaman gerçekten iş işten geçmiş olur ve biz düzeltmeye çalışacağımız şeyi daha da batırmış oluruz diye düşündüm.

Sonra döndüm ve Arkadaşa dedim ki " Namusun söz konusu olsa, karşına geçip namusun üzerine ileri geri konuşan adama sen istediğin kadar konuş zaten bir müddet sonra susacaksın mı dersin, yoksa konuşmaya başladığı zaman namusum hakkında ileri geri konuşamazsın deyip susturur musun? " dedim. Tabi ki de sustururum dedi.

O zaman dedim ki, " oy namustur. namusun hakkında yanlış düşünen birisi varsa anında susturacaksın. Susmasını beklersen, o daha çok konuşur sende daha çok beklersin". Dediklerimi sakin kafa ile bir daha düşüneceğini ve ailesi ile bu konuyu bir daha görüşeceğini söyledi. Muhabbet için teşekkür ettiğini dile getirdikten sonra yol bitiminde birbirimize sarılıp, iyi günler diledik ve oradan ayrıldık.