bugün

Onu düşünüyorum.

O iyi olsun istiyorum. Sevgi tam da bu değil mi? Karşılık beklemeden, herkese birbirimizi sevdiğimizi göstermeliyiz demeden yani gösterişsiz sevmek. Beden olarak yanında olmasa bile her an yanındaymış gibi davranmak. Başı, ortası veya sonu ile ilgilenmiyorum. Onun bir tebessümü için onsuzluğa bile varım.
Hiç tanımadığım dayımı trafik kazasında kaybettik. 10 gün kadar oldu. Farklı bir ilde cenaze evinde kalıyorum. Kocaman 10 gün oldu. Gelen gidenin arkası kesilmiyor, karısı perişan. iyi adammış dayım. Kütüphanesinden not defterlerinden yazılarından bu yargıya vardım bir de ahbaplarından duyduklarımdan. Keşke tanışsaydık be dayı. Eşin de ne kadar güzel bir insan. Siz ne güzel bir çiftmişsiniz. Hiç tahmin eder miydin acaba yeğeninin gelip arkandan ağlayacağını, eşinle arasında yakınlık kurabileceğini? Hayat çok garip.
Son zamanlarda çok fazla göğe bakma ihtiyacı duyuyorum. Neden beni kendine bu kadar çekiyor diye düşünüyorum.
Bi de bi abim var, o aklımda. nasıl nefes alıyor, nasıl yaşıyor diyorum. Yirmi yıldır susuyormuş. Ben olsam ölürdüm.

Yıldızlar görüyorum şimdi, çok güzeller. Belki ölüdürler.
Rezervuar köpüşlerini izleyip
Aabi çok kanlı sahneler vardı. Çok sokuk bi film
Diyen insana itibar etmeyin.
Neden bir şeyler yapmaya üşeniyorum?
Yüzümü temizlemeye, Duş almaya, ütü yapmaya, çanta hazırlamaya...
bütün bunları yapmaktan vazgeçmiş olsam bile üzerimi bile değiştirmeye üşeniyorum. Hatta sırf dişlerimi fırçalamaya üşendiğim için yatak örtüsünü bile kaldırmadan yatmayı göze almışken ona bile yeltenemiyorum.

Sevgili, tüm bunlar sen yanımda yoksun diye oluyor bence.
liseli aşıklar gibi tüm gün telefon elimde kulağım mesaj sesinde.

Gel artık da bi Yasemin çayı içelim. Mesajlaşmayalım artık, masajlaşalım.
Haydi işi gücü, evi, malı mülkü hallettik ama ya sonrası? O kadar çoluk çocuk... kavim gibiyiz mübarek...
anlayamam bazen aklımda dolanan tilkileri,
işin en kötüsü kaçamam seslerinden ..

birbirinden güzel hayaller süsler,
kimi zaman da bir birinden üzen zamanlar..

bir yanım yaşamaktan usanır bir yanım ise umutla bakmaya çalışır..

uzak da kalırım bazen,
hüzünlere tuzak olmamak için unutulurum isteyerek..

düşüncelerimi anlatamam bazen kendime,
o kadar saçma ve karmaşık görünür ki gözümde, o meçhul hikayeyi yazmam..

anlamsız şeyler düşünürüm, düşünüyorum da..
anlamsızlığımla..

tanım: aklından geçenleri öğrenmek istediğin bir kimseye sorman gereken yegâne soru..
insanların neden bu kadar kıskanç olduğunu düşünüyorum. Kuyruk acıları neden çektiklerini ve neden düzgün insan olmayı bile beceremediklerini düşünüyorum.
susmayı, dinlemeyi, söylemeyi, muhabbeti, nezaketi; haddimi bilmeyi.
ilerlemeyi düşündüğüm alan hakkında geleceğimi hayal ediyorum.
saat olmuş iki
düsünmüyorum bisi bu saatte.
bayramımı bile kutlamadığını düşünüyorum.
Şarkı sözü yazıp yazıp başlık açan şahıs acep ne içti gecenin bu vaktinde?
düşünecek çok şey var fakat düşünecek kafa kalmadı bizde.
düşünmüyorum.
Kendi kendime, düşünürken ki ani konu geçişlerinde ki alakasızlığı beyinde nasıl bir yapının buna sebep olduğu hakkında düşünüyordum.
Ondan önce en son düşündüğüm ise yatmadan dişini fırcalamaya üşenen günümüz insanlarının muhtemelen dedelerinin jenerasyonu tam olarak değilse bile bir üst jenerasyon bırakın sabah namazına kalkmayi,gecenin 3 ünde gece namazı kılmaya kalıyorlardı.
Neden hatun kişileri hayatıma almakta onlara sevgi göstermekte bu kadar zorlanıyorum hayatıma almaktan kasıt sevgili olmak bunun eksikliğini hissediyorum ama kimseye sahte bir sevgi de gösteremiyorum sanırım önce arkadaş olmam gerekiyor bi ilişkiye başlamak için.
insanlar insan değil sözlük ne oldukları belli bile değil bu varlıkların iyi dabranıuorsun karşılığı kötülük oluyor.
Dışarıda görüp görebileceğim herhangi bir hayvanı bir insana her türlğ tercih ederim net.
Birisi size bir şey sorar, nasihat ister, siz de verirsiniz ama söylediğinizin tam tersini yapar ya, işte bu tip insanlara ne kadar uyuz olduğumu düşünüyordum. Sorma o zaman sorma ve beni de yorma. işte bunlar hep zaman ve enerji kaybı.
Evdeki son sabahıma uyandım. Bu tatil nasıl bu kadar çabuk geçti. Gideceğim ve yine ilk iki hafta yalnızlık sendromu yaşayacağım. Birkaç zaman “neden şöyle yapmadım, neden böyle yapmadım ki” şeklinde söyleneceğim.
Kısacası gidecek olmanın hüznünü düşünüyorum.
https://youtu.be/hxEtaxWgUCA bu şarkıyı düşünüyorum.
Dünyaya keşke caretta caretta olarak gelseydim. Hem o zaman bünyaminle de evlenmezdim.
Ya geçmişte ya da gelecekte takılı kalıp şimdiyi, anı yaşamayı pek beceremeyen biri olarak bazen boşa yaşadığımı düşünüyorum; hayat su misali akıp geçiyor.
Buraya en son entry girdiğimde asansörde paldır küldür bitmek bilmeyen telaşelerin peşinden koşup bir yazarın sözlükten ayrılışını görüp garip düşüncelere dalıyordum . Evet bunlar sadece dördüncü kattan aşağı inene kadar yaklaşık dört saniyede dört dakikalık duygular yaşayıp dört günlük koşuşturma planı yapıyordum. Aradan geçen zaman yaklaşık bir yıl . Şimdi evimde uzanırken dört saniyenin dört yıl gibi geçmediğini hissediyorum. Biten okul akabinde kpss bekleyişi ve işsizlik , üniversite dost olanların arkadaş ; arkadaş olanların tanıdığa dönüşmesi ve günlük 8 saat ders çalışıp arkasından ödül niyetine görüp içimdeki boşlukları hafifleten kalbimin içini artık görememek bana bahar yaşta güzü yaşatıyor. Babamın bu halimi görüp dünya yıkılmış altında kalmış gibi duruşun boşuna oturda biraz kafa dinle diyişi beni parlayacak anda söndürüyor. Günlük 80 kez yarınlar yok gibi düşüncelere dalıp atanma haberlerine bakıyor aburcubur yiyip hayatı daha çekilmez Hale getiriyorum. Okunacak kitaplar gidilecek memleketler sevilecek insanlar var diye bir yıl sabretmiştim ben bu boşlukta en çok azmimi özlüyorum. Beni anlamıyorlar bu yüzden sorulan sorulara verdiğim cevaplar bilmiyorum bilmiyorum bilmiyorum. Gerçekten önceki ben nerde bilmiyorum...
bazen, nadiren, zaman zaman, ara sıra bu sigara paketine neden 10 lira verdiğimi sorguluyorum. bazı zamanlar neden iş yerine gitmek için 5 lira vermek durumunda olduğumu da sorguluyorum. bazen, nadiren de olsa hiç tanımadığım insanlara sırf cebinde parası var diye daha fazla ürün satmak için samimiyetsiz gülüşlerimi sorguluyorum. her zaman, neden istanbul'a geldiğimi sorguluyorum.. yaşıyorum bu hayatı. lakin ben dün 5 yaşında olduğumu hatırlarken bu gün nasıl oldu da 26 oldum. bu zaman ne zaman geçti onu da sorguluyorum. bazen aynanın karşısına geçip kendimi sorgulamak istiyorum gözlerimin içine baka baka.. daha sonra bir gülme geliyor tipini sikiyim deyip odama dönüp 4 duvara bakarak sorguluyorum. iç sesim bastırıyor birden dış sesimi '' sen sorgu amiri misin orospu çocuğu?'' deyip kendi halime dönmemi istiyor.

ne düşünüyorsun öyle mi? birbirini tekrarlayan, hiç bir şekilde gelişme kat etmeyen günleri düşünüyorum. ne olacak? nereye varacak. her geçen saniye hücrelerime doluyor. ben bu kadar zamanı ne yapacağım? hak ettiğimden fazlasını yaşamak istemiyorum. nefes alıp vermek o kadar da zevkli bir aktivite değil. nefes almasak da olur. ben toprağı da severim.