bugün

mutlu hissediyorum. şuan yeni eve girdim ve sözlükten birisiyle buluştum. istanbula gelince tabi ki görüşmeden yollamazdım. cidden iyi insanlar var burda.
hissetmiyorum da denilebilir.
görsel
Höle kuş uçar gibi doldu havaanın yüzü.
Adam dedim havaya dedim bii şeyler doldu
Guçlar uçuşii'nde geçen guşlar gibi...
Yalnız ama güçlü, düşünceli ama özgür, karamsar ama mutlu hissedecek kadar saçma hissediyorum.
Dağınığım ve dağınık olmaktan başka her şey bana ağrı.
ağrılı.
Başım çatlıyor uykusuzum. Pazar günü böyle olmamalıydi.
lutino ve skyblue türündeki iki kuşumla mötley crüe dinliyoruz.
hatta onlar da şarkıya eşlik ediyor.
içinde bir sürü ukte kalmış biri Nasıl hissediyorsa öyle.
Facebook gibi adamsın.
Halsizim. Aniden kendimi kaybetmekten, bambaşka bir insana dönüşüp insanları kırmaktan yoruldum. Kendimi kontrol edemiyorum, avuç dolusu içtiğim ilaçlar hala daha istenen etkiyi göstermiyor.
Tamamen tükenmiş pil gibiyim. Dayanamıyorum.
Kendi kendime Eriyip gidiyorum.
vizeler üstümden geçti kendimi duvara yapışmış sinek gibi hissediyorum. etrafımdaki herkes sevişiyor ben 2 aydır düz duvara. kötüyüm amk iyi ki sordunuz. bitmeyen bir halsizlik var.

--spoiler--
Bir tek özlemleri deviremedim şu ince bileklerimle, geriye kalan herşeyi yıktım, fena yaptım
Ve en güzeli unuttum, defalarca tekrarladım kendimi, her yeni gün için
Ama her yeni gün eskidi, yarın baktım ki hep ordayım, aynı noktalardayım, ortada kalmış ortalık kişiyim
--spoiler--
Yarın randevum var güzel bir bayanla, iş yoğun değil bu aralar, öyle para sıkıntım da yok ama yine de ara ara sıkıntı oluyo içimde oda burcumdan olsa gerek *

(bkz: ikizler)
yeni uyandım ama sanki bir yıldır uyumamışım.
gözlerim de yanıyor.
Yarın 5:30da kalkıp, 6:30da metrobüse binip ardından tramvaya binip Zeytinburnu’na gideceğim. Ve hala uyumadım.
Sizce nasıl hissediyorum?
sanırım yaşadığım şey bu.
hani organ nakli yaparlar da doku uyuşmazlığından vücut onu parçalayıp atmaya çalışır ya, o sırada nakil organ da vücudu zehirler tabi. işte öyle bir şey. bir insanın ruhu nasıl bedenine ağır gelir anlamış değilim.
nasıl anlatsam içimde biri daha var sanki, sürekli konuşuyor ve mutsuzluktan besleniyor. bir süredir uyuyordu bu ara resmen bağırıyor, beynimi ikiye bölüyor.
fikrimce kimileri fiziksel bir hastalıkla doğuyor, kimileri ruhsal.
ölmek istiyorum ama yaşamak da çok güzel be!

neyse. bunca zaman düşündüm, kendimi nasıl tedavi edebilirim nasıl çözebilirim bunu diye. çünkü ben mutlu olmazsam etrafımı mutlu edemem. haklı değil miyim ama kabin basıncı değiştiğinde oksijen maskesini önce kendinize sonra sevdiğinize takınız. kötü haber, 23 yaşından sonra uzayamazsın güzel rollercoaster, göz rengini de değiştiremezsin. unut. ruhunu da alıp musmutlu bir pembiş buluta da çeviremeyeceğine göre.. neysen osun. kabul etmelisin.

kendimi sorguya çektim. eğer okuyorsan söylüyorum, sana değer. içimdeki her neyse onunla bir denge kurmayı bu sefer de senin için deneyeceğim. umarım bir şeyler farklı olur.
Bir ağacın yaprağı gibi, yere düşmek kesin ama meyvesini görmeden dalından kopmamak için güneşi aramaktayım.
yalnız,yorgun,hüzünlü,kederli,bunalmış hissediyorum.
enerjik, dinç, atletik, neşeli.
Valla çok iyi hissediyorum spor yaptım duş aldım en sevdiğim dizi var. Daha ne olsun be çok şükür hayat güzel. Bir de şu yapmam gereken işleri yapabilsem yarına yetiştirsem inanılmaz mutlu olacağım ama neyse.
hissedemiyorum.
Açım. Ama ne yemek istediğimi de bilmiyorum. Gideyim de doritosu yoğurda banıp yiyem.
son nefesinde ''always'' demeyi zor başarmış Severus Snape gibi
Modum düştü sebebini anlamadım. Oluyor böyle dengesizlikler.