bugün

Evleneceğim senin ile diye umut verdiği zavallıyı, memur komşuyü görür görmez bıraktığı içindir.
Zilli kahpe tabiri daha uygun olur dediğim düşünce. Aslında Çok tanıdık bi kız modeli. O değilde, esas oğlan "Ahhh benim güzel nastenkam" dedikçe nastenkaya aşık oluyodum. Demek ki benide öyle bırakıp gidecekti zilli.
(bkz: Beyaz geceler)
Hatırlattınız bak gene sinirlendim.
Su götürmez bir gerçektir.
Sen o kadar saf salak birini buldun tabii, boşluğunu yakalamışken vaktini öldür duygularıyla oyna sonra da yavşak gibi en başından beri gitmeyi istediğin ama başaramadığın herife git. Son sahne de beni ayrıca yaralamıştır. Orospu nastenka.
En âlâ orospudur. Su götürmez bir gerçektir. Düşündükçe insanı sinirlendirir. Günümüzde böyle orospular oldukça doludur.
(bkz: nastenka kim amk)
Milyonlarca yürek akıllarda tek bir soru
Kim bu nastenka amq?
Vay aq haklisiniz da
Kim bu nastenka?
Ne yazık ki siz nastenka'yı hiçbir vakit anlayamayacaksınız.
svidrigaylov ile zekaları oldukça benzerlik gösterse de o olduğunu düşünmüyorum. o daha züppece bir şeydi.
bu kitabı uzun süredir merak ediyordum. tibb bir başlıkta nastenka'ya orospu demişti, kim bu nastenka acaba ne yapmış falan diye geçirmiştim içimden. dün bir çırpıda okudum. okuyunca anladım ki ancak tibb gibi basit zekaların düşüncesi bu olabilir.

nastenka daha en başından olabilecekleri sezip üstüne basarak bunları söylememiş miydi?:

"asla bana aşık olmayacaksınız, beni sevmeyeceksiniz. eğer kabul ederseniz gelin, etmezseniz gelmeyin. ben dostluğa hazırım ama sevmek, aşık olmak asla olmamalı kabul ediyor musunuz?"

daha sonra nastenka'nın son mektubundaki bir cümleye göz atalım:

''kalbim ihanet bilmez; daha dün, bağlı olduğu kimseye bir an içinde nasıl dönüverdiğini gördünüz.''

evet bu tamamen doğru, nastenka gerçeği söylüyor. kalbi hala o adama bağlıydı. onu görünce kollarına atılması bu yüzden. tamamen saf ve masum olduğunu düşünüyorum. zaten daha 17 yaşında. duyguları o kadar değişken ki.. sevdiği adam gelmedi diye karamsarlığa kapıldı. içinde bulunduğu berbat hayattan bir an önce kurtulmak istiyordu. kahramanımızla birlikte o da gaza geldi ve hazır onu seven biri karşısındayken onun elini tuttu. ben bir erkek olarak o kızın psikolojisini çok iyi anladım. onun yerinde ben olsam ben de öyle yapardım muhtemelen.

dostoyevski bile onu bağışlamışken, sizin gibi yücelikten uzak, düşük zekaların, onun yarattığı bu karaktere orospu deme hakkı yoktur:

''ama sana kin bağlamak mı nastenka? pürüzsüz mutluluğunu gölgelemek, acı bir sitemle kalbine keder vermek; vicdan azabı duyurarak en tatlı anlarında seni keder çarpıntısına uğratmak; gelin olduğun gün, siyah buklelerini süslediğin narin çiçeklerden bir tekini bile soldurmak... bunu mu yapacağım ben nastenka? asla, asla!''
Aslında nastenka'nın öbür adam gelirse ona gideceği en başından belliydi. Fakat yalnız kahramanımız ve nastenka kendilerini kandırıp türlü türlü hayallerin peşinde koşmuşlardır. Nihayet birlikte olacakları gece köprüden gelen ayak sesleri bu hayallerin hepsini suya düşürmüştür.
Şimdi oturup düşününüz lütfen. Kendinizi nastenka'nın yerine koyun.eminim ki çok çok büyük bir kısmımız nastenka gibi davranacaktır.
Nastenka orospu değil petroviç yoklukta olan yani sözlük erkekleri gibi bir meriçtir. Acaba düşer mi umuduyla ilgilenen.
Nastenka da azcık ilgi orospusu.
“suçlamayın beni, çünkü size karşı hiç yalanım yoktu. sizi seveceğim demiştim. sizi seviyor, size karşı sevgiden de büyük bir duygu besliyorum. tanrım! olanak olsa da ikinizi birden sevebilseydim... ne olurdu siz, o olsaydınız!* “

“evet, sevin beni, unutmayın. çünkü bu anda ben de sizi öyle seviyorum ki!... sevginize lâyığım, hakedeceğim onu aziz dostum!

önümüzdeki hafta onunla evleniyoruz. beni eskisi gibi seviyor, asla unutmamış. ondan söz açtığım için darılmayın. size onunla birlikte gelmek istiyorum. onu seveceksiniz olur mu?
bağışlayın, unutmayın ve sevin.
sizin nastenka'nız."

Yani öZetle ben ile /doctaignorantia gibi...
bari bir kere vereydin aq.
bu kitabı uzun süredir merak ediyordum. tibb bir başlıkta nastenka'ya orospu demişti, kim bu nastenka acaba ne yapmış falan diye geçirmiştim içimden. dün bir çırpıda okudum. okuyunca anladım ki ancak tibb gibi basit zekaların düşüncesi bu olabilir.

nastenka daha en başından olabilecekleri sezip üstüne basarak bunları söylememiş miydi?:

"asla bana aşık olmayacaksınız, beni sevmeyeceksiniz. eğer kabul ederseniz gelin, etmezseniz gelmeyin. ben dostluğa hazırım ama sevmek, aşık olmak asla olmamalı kabul ediyor musunuz?"

daha sonra nastenka'nın son mektubundaki bir cümleye göz atalım:

''kalbim ihanet bilmez; daha dün, bağlı olduğu kimseye bir an içinde nasıl dönüverdiğini gördünüz.''

evet bu tamamen doğru, nastenka gerçeği söylüyor. kalbi hala o adama bağlıydı. onu görünce kollarına atılması bu yüzden. tamamen saf ve masum olduğunu düşünüyorum. zaten daha 17 yaşında. duyguları o kadar değişken ki.. sevdiği adam gelmedi diye karamsarlığa kapıldı. içinde bulunduğu berbat hayattan bir an önce kurtulmak istiyordu. kahramanımızla birlikte o da gaza geldi ve hazır onu seven biri karşısındayken onun elini tuttu. ben bir erkek olarak o kızın psikolojisini çok iyi anladım. onun yerinde ben olsam ben de öyle yapardım muhtemelen.

dostoyevski bile onu bağışlamışken, sizin gibi yücelikten uzak, düşük zekaların, onun yarattığı bu karaktere orospu deme hakkı yoktur:

''ama sana kin bağlamak mı nastenka? pürüzsüz mutluluğunu gölgelemek, acı bir sitemle kalbine keder vermek; vicdan azabı duyurarak en tatlı anlarında seni keder çarpıntısına uğratmak; gelin olduğun gün, siyah buklelerini süslediğin narin çiçeklerden bir tekini bile soldurmak... bunu mu yapacağım ben nastenka? asla, asla!''
sözlükteki nastenka'yı tenzih ederiz.
Orospu az kalır bir gencin hayalleri ile oynayıp yüzüstü bırakıp gitti.Bizde boğazımızda bir düğümle o beyaz gecelerde st. petersburg sokaklarında kaldık.
"Elimden gelse de ikinizi birden sevebilsem. ne olur siz o olsaydınız!" gibi aptalca bi sözü söyleyen ayran gönüllü ve toy nastenka, üzgünüm başlık haklı.
gözle görülür ve görülmemesi imkansız bir gerçektir.

http://www.uludagsozluk.com/e/39910732/

bu entry ile yine aklıma düşüp beni sinirlendiren şırfıntıdır nastenka...
yahu ''keşke o sen olsaydın'' ne amk kaşarı.
"19. yüzyıl Rus edebiyatının büyük yazarlarından biri olan Dostoyevski'nin 27 yaşında yazdığı Beyaz Geceler kitabı: Hayalperest anlatıcısı, Petersburg'un "beyaz geceler"inde sokaklarda dolaşırken, Nastenka adında bir genç kızla tanışır. Nastenka da Hayalperest kadar yalnızdır.
ikinci buluşmalarında aralarında bir dostluk doğar; Nastenka, Hayalpereste, kendi yaşam öyküsünü anlatır: Âşık olduğu bir genç adam bir yıl sonra ona geri döneceğini söyleyerek Moskova'ya gitmiş ama aradan bir yıl geçmesine karşın tek bir mektup bile yazmamıştır.

Hayalperest de Nastenka'ya vurulduğunu fark eder ama duygularını gizler..."
kadınlar böyledir işte, beklentiye sokar. sonra da başkasına gider. dostoyevski kardeşim de durumu iyi görmüş.
Ahaha ortam yılan hikayesine döndü aq manyak mısınız lan.
güncel Önemli Başlıklar