bugün

kırım savaşı'nda sırf ülkesine daha az sayıda askerle dönebilmek için, kendi ordusundaki askerleri kılıçtan geçirmekten çekinmeyen bir fransız lider.
bir fransız imparatoru.
dünyanın büyük kumandanlarından zikredilmesi yanlış olan italyan asıllı cüce.
gerçekten bir çok hezimeti vardır. büyük kumandan dediğin en basitinden gazi osman paşa gibi olur.
türk tarihinde en fazla gazi osman paşa ile yarışabilir, üste çıkamaz. ilginç yanı ise bizim çavuşlarımıza denk gelen bu adam fransız ordusunun başına geçmiş en iyi kumandandır.
Aşkta zafer kazanan, kaçıp giden erkektir *.
"dünyayı ele geçirmek istiyorsanız önce istanbul'dan başlamalısınız" diyen fransa generali, devrimcisi, cumhurbaşkanı ve son olarak imparatoru.
fransızların ve fransanın gelmiş geçmiş en meşhur komutanı. çokca çıkarcı ve para adamıdır.
Türklere de saygı duyan bir insandır. ''Bana Türklerden kurulu bir ordu verin dünyayı fethedeyim.'' demiştir.
mısır seferi'nde, büzüğü yemeyince kaçtığı da söylenir kendisinin.
günün birinde bu lavuk av partisi düzenlemek istemiş ve en güvendiği komutanına emir vermiş. komutanıda binlerce evcil tavşanı av sahasına bırakmış. av alanında 1.60 lık şapkalı, palyanço kılıklı bu zibidiyi gören tavşanlar bunu bakıcı sanıp aç karınlarını doyurmak üzre elemanın üzerine koşturmuşlar. eleman kendini kurtarmak için baya cebelleşmiş, kendini harap, bitap bir şekilde imparatorluk arabasına atmış. rivayet odur ki aldığı en utanç verici yenilgi budur.

ulan bide büyük adam derler. tarihinde büyük adam görmemiş millet olsak neyse...
cezzar ahmet paşayı unutamayan generaldir.
edit = anlamayan arkadaşa (bkz: cezzar ahmet paşa)
Bana Türklerden kurulu bir ordu verin dünyayı rehin alayım sözüyle gözüme girmiştir.
Fransız ihtilalinden sonra yıldızı parlamış, yerini sağlamlaştırmak için o dönem osmanlı imparatorluğu'na ait olan Mısır'ın işgali fikrini gündeme getirmiştir. Amacı, ingiltere'nin Hindistan yolu üzerindeki kontrolüne son verilmesi ve Mısır gibi zengin ve stratejik bir bölgenin Fransız kontrolü altına girmesiydi.

19 Mayıs 1798 sabahı Toulon'dan demir alan 600 gemilik Fransız donanması, taşıdığı 40 bin asker ile 1 temmuz sabahı iskenderiye önlerine ulaştı. Mısır valisi olan Ebubekir Paşa'nın Mısır'ın işgaline karşı yapabileceği bir şey yoktu. Mısır, o dönem Osmanlı toprağı sayılmasına rağmen ülkeye asırlardan beri hakim olan Memlüklülerdi. Napolyon karaya çıkınca ilk işi gemide hazırlattığı arapça beyannameyi halka duyurdu.

Bu beyannamede müslüman olduğunu, onlar gibi hem kendisinin hem de fransızların allah'a inandığını, asıl amaçlarının Mısır halkına zulmetmek değil, mısır halkına zulüm eden memlüklüleri ezmek olduğunu söyledi. Ayrıca osmanlı padişahı ile hiçbir sorunu olmadığını ve asi memlüklüleri yola getirmek için onun da rızası olduğunu söylemişti.

Halkı yanına çeken Napolyon kısa sürede Memlükler' mağlup etti ve 22 Temmuz'da Kahire'ye girdi. Napolyon Kahire'de kaldığı süre içinde sık sık dini törenler yaptırdı ve böylelikle halkın direnişe kalkmamasını sağladı.
Napolyon Mısırlıları dini propagandayla kandırmıştı. Ama, ingilizler, Ebubekir Limanı'ndaki Fransız donanmasını ani bir baskınla perişan edince işin rengi değişti. Fransızlar'ın anavatanları ile irtibatı kesildi. Osmanlılar da bu sırada Fransa'ya karşı silahlı bir koalisyon kurmuştu. Mısır'daki güvenliklerini sağlayabilmek için Suriye'yi ele geçirmeye çalışan Fransız kuvvetleri ise Akka Kalesi'ni kuşattılar ama büyük kayıplar verdiler. Suriye harekatı hezimetle sonuçlandı.

Çaresiz kalan Napolyon, takviye birlikler getirmek bahanesiyle idareyi generallerinden Kleber'e devretti ve 22 Ağustos 1799 gecesi birkaç adamıyla beraber Mısır'dan ayrılıp Fransa'ya döndü. Fransızlar'ın Mısır'daki hakimiyetleri ise bir süre daha devam etti ama 1801'de Kahire'den aynı yılın Ağustos'unda da iskenderiye'den çekilmek zorunda kaldılar. Napolyon Bonapart, islamiyet'i kullanma teşebbüsünün faydasını çok kısa bir süre görebilmiş ve Mısır seferi tam bir rezalet olmuştu.
"Hiçbirşey karar verebilme yeteneğine sahip olmak kadar zor ve onun kadar kıymetli değildir" sözünün sahibi.
(bkz: bonapartizm)
"Kaza diye birşey yoktur; olsa olsa kader vardır" sözünün sahibi.
1815 yılında elbe'ye sürülen insan.
Napoleon 1796 Mart ayında Josephine evlendi.

13 Kasım 1796 da Verona dan gönderilmiş.

(bkz: Milan daki Josephine e)

seni artık sevmiyorum, tam tersine iğreniyorum.Sen korkunçsun, huysuzsun, aptalsın ve çok (bkz: Cinderalla) sın.Bana doğru dürüst yazmıyorsun, kocanı sevmiyorsun, mektuplarının ona nasıl bir haz yaşattığını bilmiyorsun, iki satır bir şey karalamayı ona çok görüyorsun.

Öyleyse bütün gün ne yapıyorsun, madam?Sevgili aşığına mektup yazmaktan daha önemli ne işin var?Hangi duygu, ona söz verdiğin yumuşcık ve kesintisiz sevgiyi boğuğ bir kenara atabiliyor?Senin bütün anlarını çalan, bütün günlerini zapteden kocanı düşünüp merak etmekten alıkoyan bu şahane, yeni aşık kim?Josephine, unutma bir gece kapılar ardına kadar açılacak ve ben orada olacağım.Doğrusu senden haber almamak beni endişelendiriyor.Hemen bana dört sayfa yaz ve yüreğimi heyecan ve zevkle dolduran tatlı sözler söyle.

Seni pek yakında kollarıma almayı ve ekvatorun altındaymışız gibi alev alev yanan milyonlarca öpücüğe boğmayı hayel ediyorum.
düşmanın elinde bulunan bir başkent şerefini yitirmiş bir kadın gibidir, benzetmesinin sahibi.

(bkz: moskova)
bir avrupa kanunu,
bir avrupa yüksek mahkemesi,
bir tek para,
ortak bir ağırlık ve ölçü sistemi gibi planları, yaşlı bir kadın benzetmesi yaptığı avrupa için düşünmüş;
avrupa'nın her yerinde aynı kanunun yürürülükte olması, tüm ulusları bir tek ulus halinde birleştirebileceği hayalini kurmuştur.
ona göre tüm bunlar için 800 bin asker yeterliydi.
cesur bir general, zeki bir imparatordu ama asya konusunda olduğu gibi hayal kırıklığı ile sonuçlandı tüm bunlar.
bir bacağı diğer bacağından 8 cm kısa olan lider. arkadaşları okuldayken dalga geçiyorlarmış "sen ata binene kadar savaş biter" diye. o da koymuş lafı "ben ata bindim mi savaş başlar" diye.
"avusturyalılar tarihin gördüğü en kötü askerlerdir. tanrı onlar da askeri zafer yaşayabilsin diye italyanları yaratmıştır"

- napoleon bonaparte

oysa ki kendisi de italyan asıllıdır.

edit: niye kötülenir ki bu?
atatürk'ü enterese eden tarihi şahsiyet.
hatta bazı alanlarda napolyon'la kendisini karşılaştırırmış.
napolyon'a içten içe bir muhabbeti varmış.*
kaynak: cemal granda'nın anıları
avrupa birleşik devletleri hayaliyle yanıp tutuşan asker.
"50 bin askerim var. beni de katın. ortaya çıkan rakam 150 bindir."
tüm avrupa'yı ve mısır'ı feth etmiş, rusya ve moskova kapılarına dayanmış fransız general ve imparator. başarılarına rağmen ilk yenilgisi üzerine adaya sürülmesi ve oradan kaçarak yeniden paris'e yürümesi ve yeniden yönetimi ele geçirmesi "monte kristo kontu" romanına* ilham kaynağı olduğu söylenir. fransız ihtilali'nden çokça beslenen görüşlere de sahiptir.

askeri başarıları kadar özlü sözleri de yüzyıllardır hatırlanır ve dilden dile dolaşır. bazıları için:

- ordular, ülkeler yönettim, ancak asla bir kadının ne istediğini anlayamadım.
- dünya tek bir devlet olsaydı, başkenti kesinlikle istanbul olurdu.
- ben insanları yönetirim, karım da beni.
- fırsat olmadan kabiliyet işe yaramaz.
- zafer savaşta kovalayan, aşkta kaçanındır.
- bana türklerden oluşan bir ordu verin, dünyayı feth edeyim.
- dünyada savaşlar neden çıkar sorusu üzerine: "para, para, para!"
- avusturyalılar tarihin gördüğü en kötü askerlerdir. tanrı onlar da askeri zafer yaşayabilsin diye italyanları yaratmıştır. *
- "siz para biz ise onurumuz için savaşıyoruz" diyen esirine: "herkes kendisinde eksik olan için savaşır"
- tarih, herkesin üzerinde anlaşmaya vardığı yalandır.
- insanlari yücelten iki büyük meziyet vardır: erkeğin cesur kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. icabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. işte türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. bundan dolayıdır ki türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler".