bugün

islam, insanı, insan-ı kâmil mertebesine çıkarmak için gönderilmiş bir dindir. bu gayeye ulaşmak için birtakım ahlaki prensipler vaz etmiştir. bu prensipler evrensel prensiplerdir. her devirde insanların muhtaç oldukları ilkelerden meydana gelmektedir ki günümüz insanının da bu evrensel ahlaki prensiplere uyması gerekir. o evrensel ahlaki prensiplerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz: doğruluk, dürüstlük, güvenilirlik, ahde vefa, nezaket, adalet, hoşgörü ve cömertlik gibi. burada bu evrensel ahlaki prensiplerden dürüstlük ve güvenilirliğin önemi üzerinde durmak istiyorum.

sağlam ahlakî karakter; dürüstlük, sözlüklerde “ahlaki ve etik kaidelere bağlılık, sağlam ahlaki karakter, sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmamak” şeklinde tanımlanmaktadır. dürüstlük, huzurun ve kendiyle barışık olmanın, kısacası mutluluğun bir gereğidir.

yüce dinimiz islam’ın çok değer verdiği temel ahlaki prensiplerden biri dürüstlüktür. nitekim yüce allah; “ey muhammed! sen, beraberindeki tövbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol. aşırı gitmeyin, doğrusu allah yaptıklarınızı görür.” (hud, 11/112) buyurmaktadır.

ayette, islam’ın esasını teşkil eden iki ilke yer almaktadır: ‘emrolunduğun gibi dosdoğru yaşamak ve haddi aşmamak’, yani allah’ın belirlediği sınırların dışına çıkmamak. yüce allah, bu ayette, müminlerle birlikle peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’e, allah’ın çizdiği ilkeler ve hudutlar dâhilinde dosdoğru olmasını, bu ilke ve hudutlardan yan çizip haddi aşmamasını emretmektedir.

allah onların işledikleri şeyleri görüp gözetlediğini belirtmekte, onları zalimlere meyletmekten sakındırmaktadır. doğruluktan ve dürüstlükten meylettikleri takdirde cehennem ateşine gireceklerine ve o vakit kendileri için ne bir dost ne de bir yardımcı bulamayacaklarına dair onları uyarmaktadır.

bu ayetle ilgili olarak, abdullah b. abbas (radiyallahu anhu)’nun şöyle dediği rivayet edilmiştir: “bütün kur’an içinde, allah resulüne bu ayetten daha ağır ve daha çetin bir ayet inmemiştir. bu nedenle peygamberimiz, “hûd suresi ve kardeşleri beni ihtiyarlattı.” buyurmuştur. (1)

bu ayette resulullah’a “beni ihtiyarlattı” dedirtecek kadar zor gelen nokta, dosdoğru olma emrinin asıl kendisiyle ilgili olan kısmından ziyade, ümmetiyle ilgili olan kısmıdır. zira ayette “seninle beraber tövbe edenler de” (seninle beraber dosdoğru olsun) denilmek suretiyle, müminlerin de aynı emre muhatap oldukları belirtilmektedir. nitekim, istikamet (doğruluk/dürüstlük) kadar yüksek bir makam olmadığı gibi, onun kadar da zor hiçbir emir yoktur. (2)
resulullah (sallallahu aleyhi vesellem) efendimiz, allah’ın kendisine yüklediği bütün görevleri kusursuz yerine getirme azmi ve gayreti içindeydi. şartlar ve ortam elverişli olmamakla beraber, yüklendiği davanın büyüklüğüne yakışır anlamda, mevcut yetenek ve imkânlarını sonuna kadar kullanmıştır. cenâb-ı hak, ilgili ayetle kendi peygamberinden ve ona uyan müminlerden bunun devamını istemektedir.

müslümanlar için en güzel rehber olarak gönderilen hz. peygamber (sallallahu aleyhi vesellem), bir doğruluk ve dürüstlük örneği idi. onun en büyük hedeflerinden biri de doğru ve dürüst insanlardan oluşan bir toplum oluşturmaktı. bu bakımdan önce kendisi doğruluk ve dürüstlük örneği olmuştur. onun içi ile dışı, özü ile sözü birdi.

bir başka deyişle, o, olduğu gibi görünür göründüğü gibi olurdu. onun söyledikleri ile yaptıkları arasında bir farklılık görmek mümkün değildi. hayatı boyunca insanları doğruluğa ve dürüstlüğe sevk etmeye gayret göstermiştir.
Namaz Kılan kadar.
işte cahillik,yobazlık örnekleri ..
(bkz: kişinin namazı ve orucu sakın seni aldatmasın)
her namaz kılan dürüsttür yada ahlaklıdır. ne kadar yanlış bir ifade ise
her namaz kılmayan dürüst ve ahlaklı değildir. demek de o kadar yanlış bir ifadedir.

peygamberinizin buyurduğu gibi; -bu cümle için kusura bakmayın-
"namaz ve oruç güvenilir olmak için yeterli ölçü değil"dir. demiş.
ya güzelim sözlüğü zahide'yle hayata yetişe çevirdiniz aq.

olum namaz kılmak allah'a borcunuzdur lan, insanların gözünde ne gibi bir artısı olabilir?

insanlar tavırlarınıza bakar. tabi mal değillerse.

namazla dürüstlüğün alakası olsa bankalar kredi verirken tapu, sgk falan değil kaç rekat kıldığınıza bakarlardı. var mı öyle bir dünya?
maun süresini bir oku önce diye cevap verilir.
Acayip dürüst insandır.
namaz ile dürüstlüğü doğru orantılı sanan mal beyanı.

edit: başlık benimmiş ya la.
paranın ve imanın kimde olduğunu bilemezsin.
anlamsız soru. dürüstlük namaz ile gelseydi, kürsülerde öten kişilerin kıvırmalarını izlemezdik.
gayette dürüst olabilir. dürüst olmanın namaz kılıp kılmamakla bir alakası yok. keske her namaz kılan insan her konuda müthiş olsa ama malesef olmuyor.
ne olur bana kötülük yapma, cehennemde yakma emi, bak önünde eğiliyorum diyerek diz çöken insan ne kadar dürüstse diğeri de o kadar dürüsttür. ha diğeri korkak değildir, bak o kesin bilgi.
güncel Önemli Başlıklar