bugün

kültür ve turizm bakanı nabi avcı'nın eskişehir'de hayırı anlatan öğrencileri tehdit etmesidir. 'sayın bakanım, biz hukuk öğrencileriyiz, neden hayır dediğimizi anlatmak istiyoruz' diyen öğrencilere 'alın adreslerini, gelip anlatayım ben size' demiştir.

https://www.youtube.com/watch?v=mrLe1PTIIlc
masum çocuklar orada bildiri dağıtıyor artist beyimize bak sen.
insanların düşüncelerini insani bir şekilde ifade etme özgürlüklerini ellerinden böyle tehditlerle alırsanız sadece kendinize daha çok arkanızdan bıçak bileyen düşman yaparsınız.
açıkara tahrik kokan hayır propagandasıdır.
bakınız hayır ya da evet anlatılacak tabii ki köküne kadar, ancak bakanın programını provake eder gibi burnuna sokuyo arkadaş broşürü. şahsen ayıp.
hayır kampanyasına meydanlarda ve medyada yer verilmemesini kınadığım gibi böyle usul dışı hareketlere de karşıyım kardeşim. birçok partinin yaptığı mağdur edebiyatını , ortam hazırlayarak bu hukuk öğrencileri de yapmıştır. yanlış yanlıştır, tıpkı bakanın , makamına yakışmayan tehditkâr üslubu gibi.
dokunulmazlığın ve medyadaki genel eğilimin koruması altında olmadığın bir gün gelecek. o gün, tüm bu dediklerinin ve yaptıklarının hesabını sormak için beklemiş milyonlar bu lafını söyleyecek. kendinden başka herhangi bir yere suç atacaksın, baskı altındaydık falan diyeceksin yüksek ihtimalle. sanki söylediklerin kaydedilmiyor, arşivlenmiyor gibi zayıf hafızalarımıza güveneceksin. işte o gün göz ardı edilirsen, hepimize yazıklar olsun.

tanım: ana-baba-abi-abla dayağına maruz kalmak, dışlanmak veya dini yapıların baskısı altında kalmak gibi olası nedenlerden ötürü bastırılmış gençlik heveslerini yaşayamamış kadayıf suratlıların elindeki devlet yönetim erkini aşağılık komplekslerini tatmin için kullandığı durumdur. yaşadığım tarih boyu bitmedikleri için bir şey demeyeceğim, gençlik ateşi yakar, durduramazsın nabi.
(bkz: başkanlık fragmanı)

bütün bunlar gözlerimizin önünde gelişiyor.
halkın çaresiz bırakılışı.
bu adam bide milli eğitim bakanlığı yaptı zamanında yazık...
"Bakan"lığını göstermiştir.
Hukuk öğrencisiyim diyen elemanı lgbt üyesi sandığı için olabilir.
önce 11 tane tutuklu milletvekili varken referandum maddeleri için meclis oylaması yaptılar. bu oylamaları ise gizli oy usulüne göre değil, bildiğin yüzsüz bir şekilde oy kabininin içine 3lü-4lü gruplar halinde girerek yaptılar.

her şeyin ötesinde zaten ohal'de referandum seçimine gidiliyor (o kadar böyle bir şeyi yapmayız diye söyledikleri yalanlara rağmen). bütün devlet kaynakları ve bütçesi evet propagandası için kullanılıyor, trt akp'nin özel televizyon kanalı gibi hareket ediyor, hayır çadırları belediyeler tarafından sökülüyor, neden hayır çıkması gerektiğini anlatmak isteyen insanlar polis tarafından dayak yiyor. şimdi de bütün bunlar yetmezmiş gibi birkaç üniversite öğrencisi bildiğin bakan tarafından tehdit ediliyor.

yahu bu referandum yasal olarak 2 seçenekli bir şey değil miydi? evet oyu vermek ve bunun propagandasını yapmak kadar, hayır oyu vermek ve bunun propagandasını yapmak da en demokratik hakkımız değil miydi? o zaman en güzeli kaldırın pusulalarda hayır kısmını, bu dert tasa da bitsin herkes için. bu kadar iğrenç bir seçim süreci olabilir mi ya?
Bir bakana yakışmayan hareket. Net.

Vakti zamanında, Adnan menderes ' in başbakanlığı döneminde deniz baykal talebedir henüz. Bir konuşması sırasında menderesin yakasına yapışarak " özgürlük istiyoruz özgürlük " diye bağırır. Rahmetli menderes gayet sakin ve ciddi, tam bir devlet adamı gibi davranarak tarihe geçen şu sözü söyler. --koskoca türkiye cumhuriyetinin başbakanının yakasına yapışabiliyorsun işte. Bundan daha büyük özgürlük mü olur ? "