bugün

Artık kendimden daha fazla kaçamıyordum, bunun için çok fazla büyümüştüm.
-bunlarin hepsini sol ayaginla mi yazdin?
-burnumla yazicak halim yoktu ya!

Seklinde türkçelestirilmis diyaloga sahip film.
insanı epey etkileyen otobiyografi.
Cocukken okudugum spastik biri tarafindan sol ayak ile yazilmis bir romandir. Aslinda otobiyografi de denebilir. Basta akici olsa da sonlara dogru sıkmaktadir.
--spoiler--
filmdeki anne karakterinin de üzerine ciddiyetle eğilmek gerekiyor. eğilmek yetmez delip deşmek gerek nasıl bir fedakarlık nasıl bir önsezidir o.
--spoiler--
Christy Brownun kendi hayatını yazmış olduğu mükemmel kitap. okunması gereken ilk 100 kitap arasındadır.
sol ayağım (ingilizce: my left foot), beyin felci geçiren irlandalı yazar, ressam ve şair christy brown'un 1954'te kaleme aldığı otobiyografisidir.
lisedeyken okumuştum. azim ve kararlığın göstergesi bir kitap. yazarı Christy Brown'dur.
Kesinlikle okunması gereken kitaptır.
türkçe olarak da olsa okunması gereken harika otobiyografik roman.

--spoiler--
sol ayağım (ingilizce: my left foot), beyin felci geçiren irlandalı yazar, ressam ve şair christy brown'un 1954'te kaleme aldığı otobiyografisidir.
--spoiler--
harika bir kitap gerçekten.Okuduğum dönemde benim gibi bir pesimistte bile hareketlenmeye sebep olmuştur, tavsiye edilir.
gayet içten bir dille yazılmış c. brown'ın otobiyografik kitabı. yazar dışlanmışlığın ve farklı olmanın nasıl bir his olduğunu muhteşem bir şekilde anlatmış. ölmeden önce okunması gereken kitaplar arasına rahatlıkla girebilir.
mükemmel bir kitaptır. yazarın hayatta karşısına çıkan her engele rağmen uğraşması okuyana büyük bi özgüven verir.
(bkz: messi says)
geçen gün izledim film çok iyidi gerçekten kitabı daha önceden okumuştum izlenmesi gereken filmlerden.
daniel day lewis in neden bu kadar bahsi geçen ve takdir edilen bir oyuncu olduğunu anlamak için o harika perfonmansı görülmelidir bu filmde.
mükemmel bir otobiyografidir.

sayesinde;olumsuzluklara karşı savaşıp neler yapılabileceğini,nelerin ortaya çıkabileceğini ve hayatta herşeyin üstüne gitmek gerektiğini anladım.
oyunculuğun geldiği son noktadır. o kadar gerçekçi oynanmıştır ki normal bir filmi izlerken kendinizi oyuncunun yerine rahatlıkla koyarsınız ben olsam ne yapardım dersiniz bu film de bunu yapmak oldukça zor. kasmadan acılı müzikler vermeden sadeliğiyle insanın en içini okşar bu film. sinemanın büyüsüne örnek gösterilir...
oldukça basit bir dille yazılmış kitap.
daniel day lewis'in muhteşem oyunculuğu için izlenebilecek, fakat onun dışında sıkıcı olmaktan ve uyku getirmekten öteye gidemeyen film.

- - -
--spoiler--
belirtmeden geçemeyeceğim. filmdeki spastik christy brown karakteri -spastik veya özürlü olması ile hiçbi alakası yok tabii ki de yanlış anlaşılmasın diye belirtmem gerek.- bana feci itici geldi. çok bencil bi karakterdi ve düşüncesizdi. sevmedim, sevemedim yani.

-ilk olarak, doğruluk cesaret oyununda kendisini tamamen oyun kuralı gereği öpen kıza aşık olup ondan, aşkına karşılık vermesini bekledi. kız kabul etmeyince sinir küpü oldu.

-2. olarak, kendisine yardımcı olmak için elinden geleni yapan doktoruna aşık oldu. ona, aşkını itiraf ettiğinde ve reddedildiğinde yine kudurdu. sonraki sahnelerde, doktor başka bi adamla evleneceğini söylediğinde christy'nin yaptığı salak hareketler çok sinir bozucuydu. "ne var lan ne var gerzek!" dedim içimden. kıl ya. sanki sen aşık oldun diye, kadın sana aşık olmak zorunda. bi bağırıyor, bi tripler atıyor! spastik demeyip çarpacaktım ağzına 2 tane.

-3. olarak, konferans için gittiği yerde kendisiyle ilgilenen kadına aşık oldu 1-2 saat içinde. kadın diyor ki "akşama randevum var.", bu hala kadına "yakışıklı mı? ona aşık mısın?" diye sorular soruyor. sanane be adam sanane? kadına bağırıp çağırdı bi de, zorla randevu almaya çalışıyor. tam spastik yani ama sonunda da başardı. bu kadınla evlendi. ilginç!

filmden yaptığım en has çıkarım christy brown adlı adamın feci itici ve abazan bi insan olduğu yönünde. filmi izleyenler anlar ancak benim sinirimi.
--spoiler--
"christy brown"ın gerçek hikayesidir.
yazar beyin felçli olarak doğar. sol ayağı hariç hiçbir uzvunu kullanamaz.
okumayı, yazmayı, sol ayağıyla resim yapmayı ve daktilo yazmayı öğrenmek için çocukluğunda verdiği müthiş mücadeleyi bu kitabında anlatıyor. * *
1932 yılında spastik ve hemen hemen bütün bedeni felçli olarak doğan Christy Brown'un , sol ayağıyla yazmayı ve resim yapmayı öğrenmesi, bir yandan da aşağılık duygusuyla savaşmayı öğrenmesi gerçekten etkileyicidir. Brown, annesinin de yardımı ile insanüstü bir çaba gösterip felçli bedenine daha çok egemen oluyor, içler acısı konuşma biçimini düzeltiyor ve yaşam öyküsünü anlatan bir roman yazıyor: "My left foot - sol ayağım". Film, işte bu romandan uyarlanmıştı. Yönetmen jim Sheridan da konuya oldukça duyarlı, neredeyse bir belgesel tarzı bir yaklaşımla ele almış, duygu sömürülerine yer vermemişti.

daniel day Lewis'in oldukça güçlü oyunuyla da film izleyenlerde derin etki bırakmıştı. Annesi rolünde Brenda Fricker ve daniel day Lewis te birer oscar kazanmıştı. Acı tarafı filmi olayın kahramanı olan Christy Brown'un izleyememiş olmasıdır. Brown, film gösterime girmeden 8 yıl önce ölmüştü.

Yönetmen : Jim Sheridan
Senaryo : Shane Connaughton, Jim Sheridan
Görüntü : Jack Conroy
Müzik : Elmer Bernstein
Oyuncular : Daniel Day Lewis, Brenda Fricker, Ray McAnnally, Hugh O'connor

1989 irlanda Yapımı, 103 dakika
zor dediklerimizn aslında bizim bencilliğimizin uydurduğu bir yalan olduğunu gözümüze sokandır. sadece tek bir uzvun zeki bir beyin için yeterli olduğunu göstermiştir. sanatçı olmak için mükemmel ellere iyi bir vücuda ihtiyacınız yoktur sadece biraz saf sevgi ve kendinize olan inancınız yeterlidir. yalnızca bir mum daha yakın ve bırakın vücudunuz sevdiğiniz insanın ismini haykırsın.
(bkz: mother)*
--spoiler--

kırık bir kalp sakat bir vücuttan çok daha fazla acı verir..

--spoiler--
oyunculuk görmek isteyenlerin şiddetle izlemesi gereken film.. daniel day lewis'i ayakta aklışlatır..
güncel Önemli Başlıklar