bugün

kabullenmesi zor ruh hali. kıskanan kişinin başından çok şey geçmiş, bunlar da kişiyi karamsar yapmış, hayatı bir bakıma anladığını iddia edebilir konuma getirmiş olabilir. böylesi bir durumda bu kişi, bir şeyler bildiğinden yola çıkarak mutlu olunamayacağı kanısında olduğundan, aksini düşünenleri kıskanıyor olabilir, ya da ileride onların da anlayacağını umuyor olabilir.

ancak, bazıları da vardır ki, yaşadıklarından çok yaşamadıklarından pişmandır, boşluktadır, boştur, hatta duygusal karmaşanın tavan yaptığı iddia edilen ergenlik döneminde de değildir. yani, içinde bulunduğu ruh halinin geçerliliği ve kalıcılığı daha ciddi gibidir. mutsuzluklarını ne hormonlara, gelişme kaygısına, ne de yaşamadıkları kötü anılara, tecrübelere dayandırabilirler. işte bu kişiler de, içlerindeki çürümüşlüğün etkisiyle, mutlu insanları kıskanabilirler. bahsedildiği gibi, fazla da bahaneleri yoktur, işin acı kısmı da budur. "kıskanmak" erdemsizliği, tamamen kendi hatalarından, kendilerinden kaynaklanmaktadır. belki de son çarelerden birisi, "kişilik yapım bu"ya sığınarak kendini kandırmaktır. o da olmuyorsa, kalakalır, hayatını stand by modunda ya da kozasında mutsuz şekilde sürdürmeye devam eder.

not: mutlu olmanın zorluğu, mutlu görünüp öyle olmamak gibi derin mevzulara girmedim, daha çok yaşanmışlık, yaşamışlık olarak ele aldım konuyu.
en sevdiğim özelliktir. süper oluyo.
türkiye'de yaşayan yahudi gibi başlık açıyorsunuz. şu başlıkları ya telefondan açmayın ya da düzenleyin.

sanki sanırsınız ki hepsi iplikçi nedim'in torunları.

ihlamur iç caniiiim.