bugün

chp'nin yeni genel başkanı olmaya aday iki isim.

biri deniz baykal'ın kölesi, digeri hasmı.
ikisinin de olmayacağı gerçeği vardır. kılıçdaroğlu reddetti , sarıgül zaten ihraç edilmişti.
christian ronaldo vs lionel messi
artık karşılaştırılmaması gereken iki liderdir. çünkü türkiye değişim hareketi lideri mustafa sarıgül ün, chp ile koalisyon yapması düşünülmektedir.

(bkz: kemal kılıçdaroğlu ve mustafa sarıgül koalisyonu)
kemal bey, mustafa bey'i geçer.
mustafa sarıgül belediyeci olduğu için iktidara gelme şansı vardır. böyle bir adamı öne sürüp iktidar işleriyle falan uğraşmaktansa kemal kılıçdaroğlu gibi memur geçmişi olan, yolsuzluk dosyalarıyla oynayan bir adamı ileri çıkararak hükümeti dosyalarla muhatap etmek daha mantıklıdır. böylelikle hem kemik oy elde kalır, hem de iktidar olma şansı fazla zorlanmaz.
mustafa sarıgül'ün liderlik vasıfları açısından daha üstün olacağı kesin olan karşılaştırmadır. ülke siyasetinden anlamasa dahi belediye başkanlığı yapmıştır. en azından halkın nabzından daha iyi anlayabileceği bir gerçektir. hele ki 99'dan beri şişli halkının vazgeçilmeziyse bir bilinen vardır diye düşünmekteyim. lakin selami öztürk hepsini sollar biraz hırslı olsa.
al birini vur ötekine..
biri atan diğeri tutan dır..

ilki attığını yakalama telaşındaadır diğeri tuttuğunu bırakmama.

kılıçdaroğlu nun lider vasfı taşımadığını söylemek haksızlık olur, chp nin tüm güçlü / eski kadrosunu tasfiye etmiştir.

kendi kadrosunu 1 sene içersinde oluşturmuştur.
Mustafa Sarıgül, iett'de çalışmış. Ticaret yapmış.
Daha çok siyaset yapmıştır.
Chp'ye gençlik kollarından girmiş. Zamanla kademe kademe yükselmiş.
Türkiye’nin en genç milletvekili olmuş.
1999 dan beri şişli belediye başkanıdır.
Chp'de olağanüstü genel kurulda başkanlığa aday olma cesareti göstermiştir.

Kemal kılıçdaroğlu ise bu cesareti gösterememiştir.
Kaset skandalı sonucu istifa eden Deniz Baykal yerine aday olup olmayacağı sorulduğunda,
Aday olmayacağım demişir.
Kemal Kılıçdaroğlu ise bağ-kur ve ssk genel müdürlükleri yapmıştır.
Chp içinde yükselmesini sağlayan ise, Akp'nin yolsuzluklarını ortaya çıkarmasıdır.
Ayrıca yabancı dil olarak fransızca bilmektedir.
Lakin chp'yi yönetmede zaafları var.
En son Birgül ayman güler partisinin oy kaybına yol açmıştır.

Öte yandan Mustafa bey son seçimlerde haraketini seçimlere götürmeyerek Kemal bey ve Chpye destek olmuştur.
Sarı gül olaydı iyiydi.
biri emperyalizmin birinci planıydı, diğeri ikinci.

şöyle ki;

2009 yılına bir bakalım. akp, kürt açılımıyla oy kaybetmiş. chp %26-28'lere, mhp ise %18-20'lere yükselmişti.saadet partisi de %6 civarında bir oy'a sahipti.

baykal'lı chp sahada yine beklenen çalışkanlığı göstermesede en azından söylemde tutarlı ve bu haliyle bile sıkı bir muhalefet görüntüsü vermekteydi.chp'nin bu muhalefeti küçük küçükte olsa hem kendisine hemde mhp ve sp'ne oy kazandırıyordu.

işte 'bu böyle gitmez' diyen coni düğmeye bastı.ilk amaç akp karşısındaki en yüksek oya sahip chp'yi bölmekti.bunun için de emperyalizmin sadık elemanı sarıgül piyasaya sürüldü.

türkiye değişim hareketi adı altında hızla partileşti.öyle ki parti örgütünde 3000 insan istihdam edildiği söyleniyordu.tabi bizim köpek medya bu değirmenin suyu nerden geliyor diye hiç sormadı.sadece bu sarıgül hareketini pohpohladı durdu.

neticede aradan 1 yıla yakın bir zaman geçti.2010 yılına geldik ama görüldü ki bu tdh beklenen oyu alamıyor.

bir seçim olsa alacağı oy %2-3'ü geçmiyor ve işin komik yanı alacağı bu 2-3 puanında çoğunluğu daha önce akp'Ye oy verenlerden gelen oylardı.

emperyalizm sarıgül planının tutmadığını gördü ve chp'nin oylarını bölemeyeceğini anladı bunun üzerine 2.planı devreye soktu yani madem oyunu azaltamıyoruz o halde bizde kafa yapısını değiştiririz dediler ve malum kaset operasyonu ile chp genel başkanını değiştirip partiyi dizayn etmeye başladılar.

işte kılıçdaroğlu bu 2.planın aktörüdür.emperyalizm 1.planını hayata geçirirken her ihtimale karşı 2.planı içinde çalışmalarını yürütüyordu.bu doğrultuda kılıçdaroğlu gibi avrupa tipi sosyal demokrasiye inanan tesevci yani solla alakası olmayan liberal çizgide bir siyaset güden ayrıca karakter olarak da liderlik vasfı pek olmayan, mülayim bir ismi ön plana çıkarmak gerekiyordu zira toplumda bir karşılık yaratmak lazımdı ki baykal'a operasyon yapıldığında tüm chp'liler o ismi istesin.

bu amaç doğrultusunda chp içinden kılıçdaroğlu seçildi ve eline birkaç yolsuzluk dosyası tutuşturuldu.kılıçdaroğlu bu dosyalarla ortaya çıktı holding medyası da itinayla kılıçdaroğlu ismini ön plana çıkardı tabi.ayrıca akp'de boş durmadı kılıçdaroğlunun her düelloya girdiği akp'liyi kılıçdaroğlunun galip olduğunu kabullenir edayla parti yönetiminden uzaklaştırdı. (şaban dişli ve dengir mengir fırat) bir tek i.melih'e dokunamadılar çünkü i.melih çarıklıdır.aday göstermezsen ertesi gün başka partiden aday olur oy böler o kadarda uzun boylu değil dedi tayyip efendi.ama i.melih'i aday göstermemek için nabız da yokladı bu sayede.

netice itibariyle akp'siyle medya'sıyla elele verip kılıçdaroğlu ismininin karşılık bulmasını sağladı emperyalizm.artık baykal Allah uzun ömür versin hak vaki olsa yerine gelmesi istenen ilk isim ve açık ara tek isim kılıçdaroğluydu artık hem chp seçmeni hemde tüm kamuoyu nazarında.

eh coni baykalın ecelini bekleyecek değildi enteresan bir kaset komplosuyla baykalı yediler. zaten chp seçmenince kerhen oy verilen yerine başka bir lider gelmesi arzulanan bir liderdi baykal.bu kaset komplosu sonrası o koltukta kalamayacağı aşikardı öyle de oldu ve hem kamuoyu genelinden hemde chp seçmeninin tamamından karşılık bulan kılıçdaroğlu alayla valayla genel başkan yapıldı ve birkaç ay sonra önder sav engelini de aştıktan sonra kılıçdaroğlu istenen dizaynı yapıverdi.böylece chp biraz kürtçü az biraz solcu ve atatürkçü ama daha çok liboş bir görüntüyle tabiri caizse orta malına döndü.

tabi tek dizayn chp'de olmadı hemen ardından oyları %6'ya varmış saadet partisine operasyon yapıldı.partinin o dönem ki genel bakanı ki bugün nereye hizmet ettiğini hepimiz biliyoruz durup dururken bir anda partideki yönetim düzenine savaş açıverdi.yani erbakan vesayetine.bu açılan savaşla birlikte parti kadrolarında oluşturulan kutuplaşmanın sonucunda genel başkan partisinden istifa edip has partiyi kurdu e haliyle parti kabak gibi ortadan ikiye bölündü.

böyle olunca da tabi o %6 oyun yerinde artık yeller esiyordu.bu sayede genel seçimde saadetin yanına bir iki küçük muhafazakar ve merkez sağ partiyi de alıp bir sinerji ile barajı aşma ihtimalini de ortadan kaldırdılar hatta akp'ye 3-4 puanın geri dönmesini de sağladılar.

ve tabi seçim sathı mahaline girince de hepimizin malumu mhp'ye bu kez operasyon yapıldı.beyin takımı kaset operasyonuyla partiden uzaklaştırıldı ve partide özellikle muhafazakar milliyetçi seçmen nazarında itibarsızlaştırıldı.akp örgütleri bu konuda iyi çalıştı.tüm saha çalışması sırasında kaset analizleri yaptılar vatandaşa.

sonuç itibariyle emperyalizm bu konuda da işini iyi yaptı.adamlar çalışıyor.hem de alternatifli çalışıyor.fenerbahçe transfer çalışmalarında coniyi örnek almalı bence. tek bir hedef üzerinde zamanını heba etmiyor coni. her daim bir b planı hatta c planı hep var.

sözün özü sarıgül emperyalizmin 1.truva atıydı tutmadı 2.truva atı kılıçdaroğluyla sonuç aldı.chp'nin oylarını bölemediler ama kafa yapısını değiştirdiler.
tipik chp zihniyeti = kemal yalandaroğlu

chp de barınamayan halk düşkünü = mustafa sarıgül.
mustafa sarıgül olumlu her platformda geçirir.
Biri seçilir digeri atanmıştır genel mudurluge.
Ikisi bir başkan etmeyecek ajan ve müdür versusu.
cukka derdinde olan iki siyasetçi. (bkz: çalmayı bilmeyen zurnacı)